Nathaniel bir psikiyatrist ile konuşmaya hazır olmadığını açıkça belli etti. | Open Subtitles | ناثانييل جعل ذلك واضحاً لي إنه ليس مُستعداً للتحدث مع طبيب نفسي. |
Larry Garber ile konuşmaya gelen polisler varken değil. | Open Subtitles | لن تقتلني يا لاري ليس عندما تحضر الشرطة للتحدث مع لاري غاربر |
Jason ile konuşmaya geldim. Biraz izin verebilir misin? | Open Subtitles | ترومان ، لقد قدمت إلى هنا للتحدث مع جيسون أتسمح أن أكلّمه على انفراد؟ |
Kalmayacağız. Sadece Vorenus ile konuşmaya geldim. Nerede o? | Open Subtitles | . نحن لن نبقى جئت فقط للحديث مع فورينوس . |
Eğer Bay McDeere'in bu konu ile ilgili ahlaki ikilemleri varsa ben müvekkilim ile konuşmaya giderken ikinizi bu konuyu tartışmanız için yalnız bırakmaktan mutluluk duyarım. | Open Subtitles | لو مستر ماكدير لديه مشكلة اخلاقية مع هذا الأتفاق سأتركك تناقش هذا معه بينما أذهب لأتحدث مع موكلي |
John ile konuşmaya vaktin vardır diye umuyorduk. - Tabi. | Open Subtitles | وكنا نأمل أن يكون لديك الوقت للتحدث الى جون |
- Muhammed ile konuşmaya geldim, nerede? | Open Subtitles | لقد جئت للتحدث إلى محمد أين هو ؟ هو في المسجد |
Siz burada değildiniz, ben de bu konu hakkında Stevie ile konuşmaya gittim şu yarım yamalak restoranda arkadaşlarıyla oturuyordu ve bilmiyorum işte, onları buraya davet ettim. | Open Subtitles | حسنا, انتم لم تكونوا هنا فذهبت للتحدث مع ستيفي عن ذلك,،ـ و كان يتناول العشاء مع اصدقائه |
Ben Casino'ya gidiyorum, şu bagajını kaybetmiş gibi görünen Archer Loftus ile konuşmaya. | Open Subtitles | سأذهب للكازينو للتحدث مع .. أرتشر لوفتوس الذي يبدو و أنه قد أضاع أمتعته |
Sonunda bu durumdan kurtulduğunda, Catalina ile konuşmaya gittik. | Open Subtitles | وعندما خرج منها ذهبنا للتحدث مع كاتلينا |
Hayır, ben buraya sadece Vorenus ile konuşmaya gelmiştim. | Open Subtitles | . لا , أنا فقط جئت للتحدث مع فورينوس |
Buranın şakası yok. Birileri ile konuşmaya çalışırken her an düşebilirsiniz. | Open Subtitles | Tهذا المكان ليس بنكتة جئنا هنا للتحدث مع الناس |
- Bütün bu izinsiz girişler için Sutton' ın ailesi ile konuşmaya gidiyorum. | Open Subtitles | "سأذهب للتحدث مع والديّ "ساتن علي التعدي علي الممتلكات |
Casinoya, Sam Poteet ile konuşmaya. | Open Subtitles | إلى الكازينو , للتحدث مع سام بوتيت |
Bir kaç destekçi ile konuşmaya gidiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت في طريقي للحديث مع بعض المؤيدين |
İzninizle geleceğin Bayan Pritchard'ı ile konuşmaya gidiyorum. | Open Subtitles | اعذرني ، حيث أني ذاهب للحديث مع السيـدة "بريتشــارد" المستقبلية |
Bu tam da SIS ile konuşmaya gittiğinde söyleyeceğin şey işte. | Open Subtitles | هذا ما عليكِ قوله بالضبط عندما تذهبين للحديث مع الـ " إس آي إس" |
Ben Grayson ile konuşmaya gidiyorum. - Ellie'nin iyi olduğundan emin olur musun? | Open Subtitles | حسناً ، سأذهب لأتحدث مع (غريسون) هل ستتأكدين أن (إيلي) علي ما يرام؟ |
Hasta hakkında Carrie ile konuşmaya gittim. | Open Subtitles | -ذهبت للمستشفى لأتحدث مع "كاري" عن مريضتها |
Mart'ın 10.'daki olayla ilgili Howard Phillips ile konuşmaya gittim. | Open Subtitles | {\pos(190،235)} "ذهبت لأتحدث مع (هاورد فيليبس) بشأن أمسية العاشر من مارس" |
Hayır, Delinda vazgeçti, ve Ed ile konuşmaya gitti. | Open Subtitles | ديليند أصابها الخوف فذهبت للتحدث الى إد |
Hayır, buraya biri ile konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لا لقد جئت الى هنا للتحدث الى شخص ما |
Ve Marissa ile konuşmaya ihtiyacım var, ama Sam ve Bianca "hayır" dediler. | Open Subtitles | وبحاجة للتحدث إلى ماريسا ولكن سام وبيانكا رفضا |