İkincisi, duruşma Pazartesi günü devam ediyor. Doktorlar ile konuştum. | Open Subtitles | ثانيا ,سيتم استكمال الجلسة يوم الاثنين لقد تحدثت مع الاطباء |
Az önce John ile konuştum, ve artık resmi hale getirmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع جون و انا الان اريد ان اجعل هذا رسمي |
Damadın ebeveynleri ile konuştum ve beni istemedikleri çok açık. | Open Subtitles | تكلمت مع والديّ العريس وواضح جداً أنهما لا يريدان ذهابي. |
Ne güzel, biraz daha vaktimin olmasına sevindim! Dinleyin, geçen gün kahvaltıdan sonra Bay Gore ile konuştum, | TED | حسناً، لدي المزيد من الوقت انصتوا – عندما تحدثت إلى السيد جور منذ بضعة أيام بعد الإفطار |
Kavgadan önce ben, Billy ile konuştum, gitmesini istedim, ama gitmedi | Open Subtitles | تَكلّمتُ مع بيلي قبل المعركةِ وأنا سأُقسمُ في أيّ محكمة. |
O halde oturup jürinin kararını bekleyeceğiz. Evet, okul müdiresi ile konuştum. | Open Subtitles | إذًا سنجلس وننتظر هيئة المحلفين نعم, لقد تحدثت مع مديرة المدرسة تلك |
Şimdi Mary ile konuştum, iyi görünmeyen insanları can sıkıcı şekilde izole ediyorlarmış. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع ماري تواً وهم يعزلون الناس لمجرد أنهم لا يبدون بخير |
- Cerrahınız ile konuştum. Sizinle sezaryan konusunda konuştuğunu söyledi. | Open Subtitles | تحدثت مع طبيبك قال إنه ناقش معك أمر العملية القيصرية |
Steve Bolsin ile konuştum, İngiliz bir doktor, bebekleri öldüren tehlikeli bir cerraha dikkat çekmek için beş yıl boyunca savaşan doktor. | TED | تحدثت مع ستيف بولسن، الطبيب البريطاني، الذي حارب لمدة خمس سنين ليجذب الإنتباه إلى جراح خطر كان يقتل الأطفال. |
Evet. Bu yıl bu tarz bir kaybı deneyimleyen pek çok insan ile konuştum. | TED | في هذه السنة تحدثت مع العديد من الناس الذين ابتلوا بهذا النوع من الخسارة |
Reeves ve Hughes ile konuştum. Köprüyü zamanında bitiremeyeceğiz. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع ريفز وهيوز وسوف لا نتمكن من الأنتهاء من الجسر فى الوقت المحدد |
Lisi ile konuştum ve sana büyük bir sürprizi varmış. | Open Subtitles | أنصت، تكلمت مع ليزي ولديها مفاجأة كبيرة لك. |
Dr. Kroll ile konuştum. İmkansız olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد تكلمت مع الدكتور كرول لم يقل أنها كانت مستحيلة |
Bu gece görev başındaki Bay White ile konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت إلى مستر وايت الذى كان على المكتب الليله |
Şebeke ile konuştum. Günlüklere bayıldılar. Çok sevdiler. | Open Subtitles | تحدثت إلى الشبكة التلفزيونية لقد أحبوا العروض اليومية |
Rozetini geri almayı herşeyden çok istediğini biliyorum, ve senin durumun hakkında Profesör Emory ile konuştum bile. | Open Subtitles | أَعْرفُك تُريدُ إستعادة شارتكَ أكثر مِنْ أيّ شئ، وأنا تَكلّمتُ مع الأستاذِ إموري حول حالتِكَ. |
Okul yöneticileri ile konuştum, çocukları evlerine gönderelim diyorlar. | Open Subtitles | تحدثتُ مع مدير الإدارة التعليميّة قال أننا يجب نصرف التلاميذ |
Dr. Lori Brotto ile konuştum, travma hastaları dâhil, kadınlardaki cinsellik sorunlarını tedavi eden bir psikolog. | TED | تحدّثت مع الطبيبة لوري بروتو، وهي عالمة نفس تعالج المشاكل الجنسيّة لدى النساء، بما فيهن الناجيات من الصدمات. |
Bunlardan dolayı reddedilmiş hisettim, üsse geri dönüp bölük komutanı ile konuştum. | TED | لذا كنتيجة لهذا، و لشعوري بأنني مرفوض عدت الى القاعدة، و تحدثت الى قائد السرب. |
Jorge ile konuştum, Syracuse'ye yeni inmiş. | Open Subtitles | تحدثت ل جورج، وهبطت للتو في سيراكيوز |
FBl ile konuştum. Eğer istersek destekleyecekler bizi, fakat biz halledebiliriz. | Open Subtitles | لقد تحدثت للتو مع المكتب الفيدرالى وسيدعموننا إذا أحتجنا، لكن ستكون السيطرة لنا |
Francis ile konuştum ölmeden önceki son anlarında. | Open Subtitles | تكلمتُ مع فرانسس الذي تشارك معي لحظات ما قبل وفاته. |
Bunu yapmak zorunda olduğum için üzgünüm. Concha ile konuştum. | Open Subtitles | أنا آسف كان يجب أن أقوم بهذا تكلّمت مع كونشا |
Hapishanedeki danışmanın ile konuştum, çizimlerini gördüm. | Open Subtitles | إنّي طبيبٌ. لقد تحدّثتُ مع راعيتكَ. رأيتُ رسوماتك. |
İşyerinden Melanie ile konuştum. Sorunu hallettiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد تحدث إلى ميلين في المكتب وقالت أنك صرفت تلك المرأه. |
Kraliçe ile konuştum bile, teğmenlik artık senin. İki üç yıl içinde yüzbaşı bile olabilirsin. | Open Subtitles | لقد تحدثتُ إلى المـّلكة و المنصبّ الشاغر هو لك |
Unutmadan, bu sabah Sofia ile konuştum. | Open Subtitles | بالمناسبة لقد تحدَّثت مع (صوفيا) هذا الصباح |