| Nasıl bu kadar ilgisiz olabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنكِ أن تكون غير مبالية هكذا؟ |
| - Keşke sizin gibi ilgisiz daha fazla insanla tanışabilsem | Open Subtitles | - LF كنت قد التقيت أكثر الناس المغرض كما كنت |
| Sekiz saniye ilgisiz kalıp ölmeden yetiş. | Open Subtitles | قبل أن تمضي ثماني ثوانٍ دون أن تلقى اهتماماً |
| biyopsiyle ispatlanmış prostat kanseri olan ve daha önce çalışmayla ilgisiz nedenlerle ameliyat yapılmamasına karar verilmiş 90 erkeği aldık. | TED | تم إدراج 90 رجل شُخص لديهم سرطان البروستات والذين إختيروا لأسباب لا علاقة لها بهذه الدراسة لعدم عمل العملية لهم. |
| - Sanırım ben tüm bunlara senin kadar ilgisiz olamam. | Open Subtitles | من أنا أعتقد لا تستطيع أن تفعل هذا الشيء لا مبالى كله، وكذلك تفعل. |
| Düşüncesiz, ilgisiz, soğuk ve kalpsiz bir sürtük oluyorsun. | Open Subtitles | وأنت كنت عديمة التفكير,غير مهتمة باردة,قاسية,عاهرة |
| Bu üniformayı giyiyorsanız bu kadar ilgisiz olmayın. | Open Subtitles | اللباس الذي ترتديه لم يقصد بأن يتم استغلاله هكذا |
| İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç...ilgisiz. | Open Subtitles | إعتراض ؛ حضرة القاضي ؛ لا صلة بالموضوع |
| Yaptığınız, konuyla ilgisiz bir tedavi ayrıntısı üzerine hiç yoktan tartışma çıkarmaktı çünkü bir arada olmaya katlanamıyorsunuz. | Open Subtitles | وأنتِ كنتِ تخلقين جدالاً مزيفاً حول قضية معالجة لا صلة لها لأنّكما لا تطيقان التواجد معاً |
| Dünyanın ilgisiz olduklarını düşündüğü çocukların ağzından büyük bir sorular dalgası çıktı. | TED | فيضان من الأسئلة تتدفق من أفواه الأطفال الذين يبدون في نظر العالم أنهم غير مهتمين. |
| Monk hayranı annesi için, çeviren: ilgisiz. | Open Subtitles | * إنها غابة بالخارج * * فوضى و اختلال في كل مكان * |
| Bununla ilgisiz olarak... Enzo'yu cehennemden çıkarma işinde gelişme... - var mı? | Open Subtitles | سؤال خارج الموضوع، أأحرزت تقدمًا في إخراج (إينزو) من الجحيم؟ |
| Sally, listedeki 9 numara tamamen ilgisiz kalmak ki biraz zor olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | (سالي), الخطوة 9 على اللائحة: "إبقِ لا مبالية ببرود". و الذي قد يثبت أنه صعب قليلاً. |
| - Muhtemelen ilgisiz olduğun için. | Open Subtitles | ربما لأنكِ غير مبالية |
| - O halde ilgisiz değilsin. | Open Subtitles | ثم لا المغرض أنت. |
| Sana ilgisiz davranarak ona ilgi duymanı sağlamaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | هي تحاول أن تجعل أكثر اهتماماً بها بالتظاهر إنها غير مهتمة |
| Sırf bir bakıcı ne izlemeyi ister diye soramayacak kadar ilgisiz olduğu için böyle şeylere katlanmamalı. | Open Subtitles | لن يكون مجبراً على احتضانهم الآن لأنه ببساطة مقدم الرعاية أقل اهتماماً بسؤال ماذا قد يفضل مشاهدته |
| Saçlı hücre belirtisi değil. Tamamen ilgisiz. | Open Subtitles | لا يشير لخلايا النسيج البيضاء لا علاقة له بالأمر |
| Açıkçası Sayın Yargıç, ...doğru olsun ya da olmasın, biz ilgisiz olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة يا سيدي القاضي سواءً الأمر صحيح أم لا، فنحن نرى أنه لا علاقة به بالموضوع |
| Çok ilgisiz. | Open Subtitles | حسنآ,فجأة أصبح مختلف جدآ أعنى غير مبالى |
| Bu üniformayı giyiyorsanız bu kadar ilgisiz olmayın! | Open Subtitles | اللباس الذي ترتديه لم يقصد بأن يتم استغلاله هكذا |
| Evet. ilgisiz. Direktör, AIG AIGFP (1988-2009) İktisat Profesörü, Harvard | Open Subtitles | نعم غير ذى صلة بالموضوع |
| İlgisiz bir vaka. Sen bunu sadece ilginç buldun. | Open Subtitles | الحالة لا صلة لها وجدتَها فقط مثيرة للاهتمام |
| Ama aslında halkın ilgisiz, sessiz kalmasını ve sonunda çevreyi riske sokmasını sağlayan gerçek bir kopukluğa, gerçekten negatif bir bilince sebep oldu. | TED | لكن هذا الااعتقاد أدى الى حدوث انفصام شديد وانتشار عقلية سلبية للغاية أدت الى جعل الناس غير مهتمين و صامتين، مما أدى الى جعل بيئتنا عرضة للخطر. |
| (Monk fanatiği annesi için) çeviren: ilgisiz. | Open Subtitles | * فوضى و اختلال في كل مكان * |
| Bununla ilgisiz olarak... Enzo'yu cehennemden çıkarma işinde gelişme... - var mı? | Open Subtitles | سؤال خارج الموضوع، أأحرزت تقدمًا في إخراج (إينزو) من الجحيم؟ |