ويكيبيديا

    "ilham vermek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إلهام
        
    • إلهامك
        
    • لكني كنت أفعل هذا
        
    Yani, şirketlerin bütün olayı doğru insanları bulmak, bu insanlara ilham vermek, bilirsin, insanın içindeki en iyi çizmek TED أعني بقولي, أن إدارة الشركات ما هي إلا إيجاد الأشخاص المناسبين, و إلهام هؤلاء الأشخاص, كما تعلم, لإخرج أفضل ما لديهم
    Yani, ilk adım, genç insanlara ilham vermek, o odada Mohamed'in bulunması oradaki genç insanlar üzerinde gerçekten derin bir etki yarattı TED إذا فالخطوة الأولى هي إلهام الشّبان و في تلك الغرفة، كان لحضور محمد تأثير عميق في الشبان الحاضرين.
    Yani genç insanlara ilham vermek ve bir girişimcilik kültürü oluşturmak gerçekten büyük bir adım, ama genç insanların, fikirlerini gerçekleştirmek için sermayeye de ihtiyaçları var. TED لذلك فإنّ إلهام الشباب و إنشاء ثقافة ريادة الأعمال تعتبر خطوة كبيرة، لكنهم يحتاجون رؤوس أموال لجعل أفكارهم واقعا.
    Bana, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için ilham verdin ve şimdi de ben sana eskiden olduğun hacktivist olman için ilham vermek istiyorum. Open Subtitles ألهمتِني لأحسّن العالم والآن أنوي إلهامك لتكوني الناشطة المخترقة التي كنتها
    Bana, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için ilham verdin ve şimdi de ben sana eskiden olduğun hacktivist olman için ilham vermek istiyorum. Open Subtitles ألهمتِني لأحسّن العالم والآن أنوي إلهامك لتكوني الناشطة المخترقة التي كنتها
    Diğerlerine ilham vermek istedim, tıpkı sizin bana verdiğiniz gibi. Open Subtitles لكني كنت أفعل هذا لكي أشجع زملائي في الطريق ذلك شجعتني
    Khalida Brohi: Sanırım benim işim ilham vermek, hayalimi paylaşmak. TED خالدة بروهي: أعتقد أن مهمتي هي إلهام الناس و اخبارهم عن حلمي.
    Kendi başına başarılı olman için sana ilham vermek ve güçlerini kullanmana olanak tanımaktır öğretmek. Open Subtitles ومن حول إلهام وتمكين لك لاستخدام الهدايا لخلافة بنفسك.
    Gelecek nesil bilimcilerini güçlendirmek ve ilham vermek amacıyla, yeni teknolojilerin sınıflarda benimsenmesini hızlandırmak için gerçekten öğretmenlere ihtiyacımız var. TED ليتسنى لنا تمكين و إلهام الجيل القادم من العلماء، نحن بحاجة لمعلمين لقيادة إعتماد التكنولوجيا الجديدة في الفصول الدراسية.
    Sen sıkıştırmak diyorsun, ben ilham vermek. Open Subtitles انت تقول ضغط انا اقول إلهام
    Yeni nesile ilham vermek. Open Subtitles إلهام الجيل القادم.
    Carl, benim işim çocuklara ilham vermek. Open Subtitles كارل) وظيفتي هي إلهام الأطفال)
    Ne yapmak istediğini anlayınca, sana ilham vermek istedim. Open Subtitles حالما عرفت بأمر كتابكِ أردت إلهامك
    Diğerlerine ilham vermek istedim, tıpkı sizin bana verdiğiniz gibi. Open Subtitles لكني كنت أفعل هذا لكي أشجع زملائي في الطريق ذلك شجعتني

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد