ويكيبيديا

    "ilişki içinde" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في علاقة
        
    Aitlik, size siz olduğunuz için değer veren ve sizin de değer verdiğiniz insanlarla ilişki içinde olmanızdan gelir. TED يأتي الإنتماء من الأرتباط في علاقة شخصية حيث تكون لك قيمةٌ جوهريةٌ عند اولئك الأشخاص وحيث تقدر الآخرين كذلك.
    Şimdi, bu kadın ve erkekleri karşıt bir ilişki içinde konumlandırıyor. TED و هذا يجعل الرجل و المراة في علاقة تعارضية.
    Harika bir arkadaş grubu ve ebeveynlere sahip olmak ve sevgi dolu bir ilişki içinde olmak, bana diğerlerine yardım etmek için güç ve umut verdi. TED وجود دائرة كبيرة من الأصدقاء، والآباء داعمة والدخول في علاقة عاطفية، في الواقع منحني قوة وأمل لمساعدة الآخرين.
    Orada oturup 20 dakika çiğneyip biten bir ilişki içinde birbirinize baktık. Open Subtitles جلسنا نمضغ لمدة 20 دقيقة نحدق ببعضنا البعض في علاقة منتهية
    Sonunda eğlenceli bir ilişki içinde olmak çok zevkli, bilirsin ya? Open Subtitles لطيف جدا أن تكون أخيرا في علاقة مرحة، تعرفون؟
    Sonunda eğlenceli bir ilişki içinde olmak çok zevkli, bilirsin ya? Open Subtitles لطيف جدا أن تكون أخيرا في علاقة مرحة، تعرفون؟
    Çok korkutucu. İyi bir ilişki içinde olmak böyle mi oluyor? Open Subtitles هل هكذا تكون الأمور عندما تكون في علاقة جيّدة؟
    Benimle bir ilişki içinde olmak devamlı istek... ..içinde olmaktır diye seni uyarmıştım. Open Subtitles لقد حذرتك أن كونك في علاقة معي يعني أن تكون في حالة انتظار دائمة
    Romantizmin, samimiyetin ve bağlılığın olduğu bir ilişki içinde olmak istiyorum. Open Subtitles حسناً، أريدُ أن أكونُ في علاقة فيها حبُ ورمانسيّة والتزام.
    Önce diğer şeytanlarınla yüzleşmedikçe, kendini mucizevi bir biçimde saf bir ilişki içinde bulamazsın. Open Subtitles لن تجدي نفسك بشكل سحري في علاقة خالية من السموم, إلا إن واجهت مشاكلك الأخرى أولًا.
    İlgi çekici akademik bir makalede, bugün Amerika'da uzun ilişki içinde olan bekârların yüzde 67'sinin boşanmaktan korktuğu için hâlâ evlenmediğini öğrenmiştim. TED كانت مقالة أكاديمية مثيرة وجدت فيها بأن 67 بالمئة من العازبين في أمريكا اليوم يعيشون في علاقة طويلة مع شخص ما، ولم يتزوجوا بعد لأنهم خائفون من الطلاق.
    Bekar olmak bazen yalnızlık anlamına Gelebiliyor ama gerçekten sevmediğin veya saygı duymadığın biriyle ilişki içinde olmaktan iyi. Open Subtitles أعني ، طبعاً العازب يكون وحيداً أحيانا... لكن أفضل من أن تكون في علاقة... مع شخص ما لا تحبه ولا تحترمة
    Ve asla seninle ilişki içinde olamam. Open Subtitles و لا أستطيع أبداً أن أكون في علاقة معك
    Aşkın bittiği bir ilişki içinde sıkıştıysanız, böyle kalp kırıp ve aşağılıkça şeyler yapıp bir de karşısına geçip, ona sakın çocuk yapalım demeyin. Open Subtitles إن كنتَ عالقاً في علاقة خالية من الحب و لا يمكنك الانفصال عن الشريك الآخر.. فقمت بالتخطيط لأمور خسيسة كتلك.. فإياك أن تجرؤ على الظهور أمامي
    , Hayır, benimle bir ilişki içinde olduğunuzu iyi olacak Open Subtitles لا، بما أنك في علاقة معي، فلن يكون بخير
    İkimizin bir şeye doğru ilerleyen bir ilişki içinde olmasını istiyorum. Open Subtitles أريدنا أن نكون في علاقة تتطور لشىء آخر
    Geleneksel olmayan bir ilişki içinde misiniz ve tercih ettiğiniz şekilde çocuk sahibi olmak mı istiyorsunuz? Open Subtitles "هل أنتم في علاقة غير تقليدية؟" "وتسعون لإنجاب طفل بناءاً على رغباتكم"
    Kalabalıkta da yalnız olabildiğinizi ve evliyken yalnız olabileceğinizi biliyoruz, dolayısıyla aldığımız ikinci büyük ders; sadece sahip olduğunuz arkadaşlarınızın sayısı ve karşılıklı saygıya dayalı ilişki içinde olup olmadığınız değil, önemli olan, yakın ilişkilerinizin mahiyetidir. TED ونحن نعلم أنه يمكن أن تكون وحيدا في حشد من الناس ويمكنك أن تكون وحيدا في الزواج، لذلك الدرس الكبير الثاني الذي تعلمناه أن الأمر ليس مجرد عدد من الاصدقاء لديك، وليس إن كنت في علاقة أم لا، ولكن نوعية علاقاتك هي ما يهم.
    Benzer şekilde; uzun vadeli, romantik bir ilişki içindeyken beynimin duygu merkezleri harekete geçecek ve ben uzun vadeli, romantik bir ilişki içinde değilken de gevşemeliler. TED تماما إذا كنت في علاقة رومانسية طويلة الأمد مفعمة بالحب والحيوية، ينبغي أن تشترك المراكز العاطفية لعقلي، وعندما لا أكون في علاقة رومانسية طويلة الأمد مفعمة بالحب والحيوية، ينبغي أن تسترخي في نهاية الأمر.
    Biraz vaktimi aldı ama sonunda anladım ki Tracy'nin seks içermeyen bir ilişki içinde olması gerekiyor. Open Subtitles لكنني أدركت أن (ترايسي) يحتاج لأن يكون في علاقة بدون جنس.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد