Bizzy, yapılan her iyi iş için ödül beklememek gerektiğine inanırdı. | Open Subtitles | بيزي لم تؤمن ان كل عربة يجب ان يكون لها ريشها |
Annem özgür aşka inanırdı, bu nedenle hiç evlenmedi. | Open Subtitles | أمي كانت تؤمن بالحب المتحرر لذا لم تتزوج أبدا |
Babam baptist bir vaizdi, ve mucizelere inanırdı, ve bu da tanrının sorunumuzla ilgileneceğiydi. | TED | والدي كان كاهن وكان يؤمن بالمعجزات وان الله سيتولي امره |
Babam 'insan mükemmelliğinin' mümkün olduğuna inanırdı. | Open Subtitles | كان أبي يؤمن أن كمال الإنسان هو أمر ممكن الحدوث |
Bir gün 15 metre önümüzü göremez olacağımızı... şöyle derin derin nefes alamayacağımızı... havanın zehirli bir gaz kütlesine dönüşeceğini... 20 yıl önce söyleselerdi buna kaçımız inanırdı ki? | Open Subtitles | الكثير منننا سيصدق لو قالوا لهم قبل 20 سنة أنه في يوم من الايام نحن لن نكون قادرين على الرؤية لابعد من 50 قدم أن لا نكون قادرين على التنفس عميقاً |
Onlara inanırdı. Ben asla gerçekten inanmadım. | Open Subtitles | لقد آمنت بهم، أنا لم أفعل ذلك فعلاً |
Bir çiftlikte dünyaya gelmişti, insanoğlunun Tanrı'nın sunduğu nimetlerden faydalanmasının ilâhi bir hak olduğuna inanırdı. | Open Subtitles | جدتي كانت امرأة بسيطة, ولدت في مزرعة كانت تؤمن أن من حق الانسان الإلهي أن يستفيد من الموجود أمامنا |
Benim tanıdığım Supergirl, gerçeğe ve adalete inanırdı. | Open Subtitles | حسنا، والفتاة الخارقة التي أعرفها تؤمن بالحقيقة والعدالة |
Luisa ölümden sonra yaşama inanırdı. | Open Subtitles | لويسا تؤمن أن الميت ما زال حاضراً |
- Saint Barbara basketbolun yararına inanırdı. | Open Subtitles | القديسة باربارا تؤمن بكرة السلة |
Onun için deli olurdum, çünkü o mucizelere inanırdı. | Open Subtitles | لقد كنت مجنوناً به، لأنه كان يؤمن بالمعجزات |
Beni şok eden, şaşırtan ve kafamı karıştıran biçimde, beynin içinde, ruhu ve bilinci ortaya çıkaran henüz keşfedilmemiş bazı parçacıkların varlığına inanırdı. | Open Subtitles | والذي كان شخصاً متديناً وأصابني بالصدمة والدهشة والارتباك أنه كان يؤمن أن بداخل المخ |
Abba, meleklere inanırdı. R Kelly, uçabileceğine inanırdı... | Open Subtitles | أبأ , كان يؤمن بالملائكه كيلاى , كان يؤمن انه يمكنه ان يطير |
Kim bunun bana yeniden olduğuna inanırdı ki? | Open Subtitles | من سيصدق ان هذا حدث لى مرتان ؟ |
S.H.I.E.L.D. ile çalışmam gerektiğine inanırdı. | Open Subtitles | لقد آمنت أنه يجب علي العمل مع شيلد |
Sanatın iyileştirici gücü olduğuna inanırdı. | Open Subtitles | إعتقدَ الفَنَّ يُمكنُ أَنْ يَكُونَ علاجّيَ. |
Ormana birinin koştuğunu söylesem kim inanırdı? | Open Subtitles | من سيصدقني إذا قلت أني رأيت أحدهم يركض عبر الغابة ؟ |
Vatandaşların işlerini hâlletmenin, bir politikacının yükümlülüğü olduğuna inanırdı. Adaylık sürecinde bile... | Open Subtitles | لقد آمن أنّه كان إلتزام سياسي لإنهاء أعمال الناس حتى أثناء الترشّح. |
Eğer yakalansaydık elması çalmadığımıza sadece yerini değiştirdiğimize kim inanırdı ki? | Open Subtitles | من كان ليصدق أنكِ لم تسرقي الماسة, فقط تنقلينها |
Babam bana inanırdı. | Open Subtitles | كان أبي ليصدقني |
Biliyor musun babam bizi çevreleyen sihirli ve görünmez bir güç olduğuna yeterince dua ederse bir mucize gerçekleşeceğine inanırdı. | Open Subtitles | أتعرف .. كان والدي مؤمناً بأن هنالكَ قدرةً خفيةً حولنا |
Bree Van de Kamp herşeyin zevkle ve onurla yapılması gerektiğine inanırdı. | Open Subtitles | أمنت بري فان دي كامب ان كل شيء يجب ان يتم برقي و كياسة |
Kim inanırdı ki? | Open Subtitles | من كان يتخيل ذلك... |
Bana inanırdı ama şimdi... | Open Subtitles | لقد كانت مؤمنة بي لكن الأن |