Eğer her delikten oluk gibi kan akarken iyiydi, diyorsan tamam, sana inanıyorum. | Open Subtitles | إن كنت تعني أنها كانت تنزف الدماء من كل ثقب بجسدها فأنا أصدقك |
Sana inanıyorum, sevgilim ama itiraf etmelisin ki, bu sadece Hayalet'in yapabileceği türden bir işe benziyor. | Open Subtitles | إنني أصدقك.. عزيزي. لكن يجب أن تعترف أن هذا العمل يبدو مثل نوع العمل الذي كان يقوم به الشبح. |
Ama inanıyorum ki, birbirimize ulaşabilirsek birlikte var olabiliriz ve birlikte başarabiliriz. | Open Subtitles | ولكنني أصدق بأننا إذا تواصلنا معاً يمكننا التواجد بقوه وربما نزدهر معاً |
Kahretsin, ben sadece yeşil kağıttaki beyaz kadının resmine inanıyorum. | Open Subtitles | الان انا فقط اؤمن بصور الراجل الابيض في الجرائد الخضراء. |
Bu üçünün tamamı için, biyomimikri ihtiyacımız olan çözümlerin çoğunu barındırdığına inanıyorum. | TED | وفيما يخص هذه الثلاثة اعتقد ان محاكاة الطبيعة تقدم عدة حلول لذلك |
Buna gerçekten inanıyorum, ama sen de inanmalısın, anlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | انا حقاً أثق بهذا لكن عليكِ أن تثقي بهذا أيضاً, اتعرفين؟ |
Ben inanıyorum ama yoldaşların onları hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyor. | Open Subtitles | ربما انا اصدقك , و لكن رؤسائك يعتقدون انك قد خيبت املهم |
Bu çerçeve günümüzde önemlidir, bu karmaşada, belirsiz bir yerde, sanatçıların ve tasarımcıların bize öğretecek çok şeyleri olduğuna inanıyorum. | TED | و هذا الإطار مهم جدا اليوم ، في هذا التعقيد، مساحة غامضة، والفنانين والمصممين لديهم الكثير ليعلمونا، على ما أعتقد. |
- Hey, Mikey, sana inanıyorum. - Ben sana hiç inanmıyorum. | Open Subtitles | ـ هيي, ميكي, أنا أصدقك ـ أنا لا أصدقك مطلقا |
Kirli işlerden ayrıldığına inanıyorum. | Open Subtitles | أسمع , أنا أصدقك بأنك توقفـت . عن هذا العمـل الأخر |
Biliyorum, her zaman sana inanıyor gibi görünmüyorum, ama sana inanıyorum. | Open Subtitles | و أنا أعلم أننى أبدو كما لو كنت لا أصدقك دائما لكنى أثق بك |
Sana inanıyorum. Sorun o değil, Beni ölümsüz yaptığında ne olacak? | Open Subtitles | أصدقك هذه ليست المشكلة تجعليني خالداً , وبعدها ماذا ؟ |
Biliyorum yetişkinlerin çoğu hayali arkadaşa inanmazlar ama ben inanıyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن معظم البالغين لا يؤمنون بالصديق التخيلي انا أصدق |
Evet, öyle olduğuna inanıyorum. Ama korku belirtisi de gösteriyor. | Open Subtitles | أجل , أنا أصدق أنه كذلك لكنّه يظهر الخوف أيضاً. |
Ben yemek için çalışmaya inanıyorum Ben geçimimi avcılıkla kazanırım. | Open Subtitles | فانا اؤمن بالعمل لاحصل علي غذائي بصيدة للحصول علي مؤنتي |
Üzerinde çalıştığımız alanlardan bir kaçının çok önemli olduğuna inanıyorum. | TED | هناك بعض المجالات التي اعتقد بأنها مهمة جداً لنركز عليها. |
Çünkü onu seviyorum, ve daha da önemlisi ona inanıyorum. | Open Subtitles | لأني أحبها ، وبنفس القدر من الأهمية ، أثق بها |
Sana inanıyorum, ama bana ne yapabilirsiniz ki? | Open Subtitles | انا اصدقك, لكن ماذا يمكنك حقا ان تفعل لي على كل حال? |
Size iki devasa sergiyi anlattım ama inanıyorum ki; koleksiyonlar veya tek başına objeler bile aynı etkiyi yaratabilir. | TED | لقد تحدثت لكم عن معرضين من المعارض المؤثرة جداً لكنني أعتقد أن المقتنيات و الأفراد يمكنهم القيام بنفس التأثير |
Şuna inanıyorum ki, eğer insanları bundan uzaklaştırırsanız, insanları aslında başarısızlığa doğru yönlendirirsiniz. | TED | وأعتقد أنه عند دفع الناس بعيدا عن ذلك، تدفعهم نحو المزيد من الفشل. |
İşte benim büyük fikrim: Dövmelerin size süper güçler verebileceğine inanıyorum. | TED | هذه هي فكرتي العظيمة: أنا أؤمن أن الوشوم تمدك بقوة خارقة. |
Sana inanıyorum. Kimi arayacağımı da biliyorum. | Open Subtitles | أنا أصدقكِ , وأعرف شخصا يمكننا الإتصال به |
Ann Margret'a hiç bir zaman gece sahneye çıkmasının teklif edilmediğine inanıyorum. | Open Subtitles | اصدق بان اان مارغريت لم تتح الفرصه ابدا كي تكون ممثلة هوى |
İnanıyorum ki, sürdüğü kolonya yüzünden başka bir göreve atandı. | Open Subtitles | أَعتقدُ بأنّه تم تغيير وضعه ثانية بسبب الكولونيا الخاصة به. |
Senin bir pislik olduğunu söylüyor. Ona inanıyorum, ama seni de seviyorum. | Open Subtitles | ،إنها تقول أنك كذاب، وبصراحة أنا أصدقها وأحبك أيضاً |
Okula gidiyorum dediğinde ben sana inanıyorum. | Open Subtitles | أصدّقك عندما تقولين انك ذهبت الي الجامعة! |
Onlar aracılığıyla etkin iletişim kurduğunuzda, dünyayı değiştirebilecek güce sahip olduklarına inanıyorum. | TED | أنا مؤمنة حقًا أن الأفكار تملك القدرة على تغيير العالم عندما يتم توصيلها بشكل فعال. |