ويكيبيديا

    "inandırmak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إقناع
        
    • لإقناع
        
    • أقناع
        
    • أقنع
        
    • إقناعك
        
    • تقنع
        
    • يصدقون
        
    • لتقنعي
        
    • ليصدقوا
        
    • إقناعكَ
        
    • إقناعي
        
    • يصدقوا
        
    • لتقنعني
        
    • أقنعك
        
    • اقناعنا
        
    Öyleyse tek yapman gereken erkek arkadaşını sevgilisini gizli bir doktoru, gizli bir zulası ve gizli bir hayatı olduğuna inandırmak. Open Subtitles إذا، كل ما عليك فعله هو إقناع هذا الشاب بأن صديقته كان لديها طبيب سري ومخبأ سري
    Kendisinin inandığı bir şeye başkalarını da inandırmak için bizi kullandı. Open Subtitles كان يستخدمنا لإقناع الآخرين بشيء هو يؤمـن به بالفـعل
    Dur tahmin edeyim, son bir buçuk saatini Büyükelçiyi benim kafayı yemediğime inandırmak için harcadın. Open Subtitles دعيني أحزر، لقد أمضيتِ الساعة والنصف الماضية محاولةً أقناع السفيرة بأني لستُ معتوهً فاقدٌ للعقل
    Milleti, o gece olanlar hakkında inandırmak için çok zaman harcadım. Open Subtitles لقد قضيت وقتاً طويلاً أحاول أن أقنع القوم بما حدث تلك الليلة
    Benden nefret ediyor. Seni bana karşı doldurmak ve güvenilir biri olmadığıma seni inandırmak istiyor. Open Subtitles إنّها تكرهني، وتريدك أن تنقلب عليّ وتحاول إقناعك أنّي غير جديرة بالثقة
    Her toplum gelecek savaşçıları savaşta ölmenin onur verici olduğuna inandırmak için ölülerine anıt diker. Open Subtitles كل المجتمعات تبني صروحاً لموتاها حتى تقنع مقاتليها المستقبليين بأن الموت في معركة هو شرف
    Ben erkeklerin inanmak istedikleri şeyi inandırmak için para alıyorum. Open Subtitles وظيفتي أن أجعل الرجال يصدقون ما يريدون أن يصدقوه أجل
    Hala bana aşık olduğuna inandırmak için elinden geleni yaptı. Open Subtitles بذلت قصارى جهدها لتقنعي بأنها ما زالت تحبني.
    - İnsanların Graham'ı bir hayaletin öldürdüğüne inandırmak istemiş. Open Subtitles والتعاويذ الغريبة وخدع الناس ليصدقوا أن غراهام قتل بواسطة شبح
    Ve bir şişe kırıp... .. kendimi kestim çünkü bunu kızına benim yaptığıma... .. seni inandırmak istedim, Walt. Open Subtitles . ياإلهيّ . لذلك كسرت زجاجة ... و جرحت نفسيّ، لأنّي أردت إقناعكَ
    Ben sarhoşum ama bu adam ya Amerika'nın en adi herifi ya da Amerika'nın en adi herifi olduğuna beni inandırmak istiyor. Open Subtitles أنا ثملة، و هو إما أكبر وغد في أمريكا... أو انه يحاول إقناعي بأنه أكبر وغد في أمريكا...
    Biliyor musun? 100000 kişiyi inandırmak, bir kişiyi inandırmaktan daha kolay. Open Subtitles انت تعلمين انه من الاسهل جعل 100000 شخص ان يصدقوا اكثر من جعل شخص واحد
    Ve şuan olan şeylere baktığımız zaman halkımızı buna inandırmak bizim için-- Open Subtitles لكن حالياَ بكل ما يجري صعب علينا جداَ إقناع العائلات
    Kendini; aldatmadığına, annemin Garcetti'yi yenebileceğine ve T.J.'in iyi olduğuna inandırmak istiyorsan hiç durma, yap. Open Subtitles لو أردت إقناع نفسك أنك لست خائناً وأمي ستغضب الرئيس أن إبنها
    Kendini doğru tarafta olduğuna inandırmak için bu lafı mı kullanıyorsun? Open Subtitles هل هذه هي الجملة التي تستعملينها لإقناع نفسك أنك في الجانب الصحيح؟
    Bekarlığa veda partisi, çok büyük bir hata yaptığına dair bekarı inandırmak için son bir şansdır. Open Subtitles هل حفل العزوبية آخر فرصة لإقناع العازب بأنهم يرتكبون خطأ فادح؟ هل هى كذلك؟
    Tindle'i ciddi olduğuma inandırmak zorundaydım. Open Subtitles كان علىّ أقناع "تيندل" بأننى جاد
    Bütün hayatımı, Kiliseyi ve asilleri bizlerden onlara herhangi bir zarar gelmeyeceğine inandırmak için harcadım. Open Subtitles لقد قضيت حياتي أقنع الكنيسة والأمير أنهم لا سبب لهم لكي يخيفونا
    Anlaması zor, biliyorum Kyle, fakat bunların hiçbirinin gerçek olmadığına seni inandırmak için müşteri hizmetleri tarafından buraya gönderilen benim. Open Subtitles أعلم أنه صعب فهمه كايل، ولكن أنا من تم إرسالي من قبلِ خدمة العملاء في محاولة إقناعك أن كل ما تراه غيرُ حقيقي.
    Mutluluk, etrafınızdaki insanları mutlu olduğunuza inandırmak değildir. Open Subtitles السعاده ليست أنك تقنع الناس حولك أنك سعيد
    Sorun şu ki, insanları buna gerçekten inandırmak zor, bilmiyorum. Yapay zekâ bir tehdit olabilir, vesaire. TED المشكلة أنه من الصعب جعل الناس يصدقون ذلك، لا أعلم الذكاء الاصطناعي تهديد وشيك وما الى ذلك.
    Hala bana aşık olduğuna inandırmak için elinden geleni yaptı. Open Subtitles بذلت قصارى جهدها لتقنعي بأنها ما زالت تحبني.
    Emekçi sınıfını kandırıp özgür iradeleri olduklarına inandırmak için sadece bir maske. Open Subtitles ليصدقوا أن لديهم إرادة حرة
    Ve bir şişe kırıp kendimi kestim çünkü bunu kızına benim yaptığıma seni inandırmak istedim, Walt. Open Subtitles . لذلك كسرت زجاجة ... و جرحت نفسيّ، لأنّي أردت إقناعكَ . (بأنّي أنا من فعل ذلك بابنتك، يا(والت
    Beni bildiğim her şeyin bütün hayatımın buhar olup uçmadığına inandırmak için ne söyleyebilirsin sence? Open Subtitles كيف بوسعك إقناعي أن كلّ شيء عهدته، وحياتي بأسرها... تبخّروا توًّا؟
    Bizim düğün hediyemiz de, onları bu saçmalığa inandırmak oldu. Open Subtitles و هديتنا لهم كانت جعلناهم يصدقوا ذلك الهراء.
    Beni kendine tekrar inandırmak için bana içinden gelerek ne yapabilirsin? Open Subtitles ماذا أنت مستعد له, لتقنعني به لتجعلني أؤمن بك مجدداً ؟
    - Seni inandırmak zorunda değilim. Open Subtitles لا يجب أن أقنعك
    Bizi inandırmak için de çok uğraştı. Open Subtitles لقد وجد صعوبة فى اقناعنا ايضا,

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد