ويكيبيديا

    "inandırmaya" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إقناع
        
    • إقناعي
        
    • اقناع
        
    • نصدق
        
    • أقنع
        
    • إقناعك
        
    • لإقناع
        
    • تقنع
        
    Sonradan, o rengi benim hayal ettiğime dair kendimi inandırmaya çalıştım. Open Subtitles إثر ذلك، حاولت إقناع نفسي بأنّ ذلك اللّون هو من صُنعِ خيالي
    Yaptıklarımıza ötekilerini inandırmaya çalışırken, yaşayamıyoruz. Open Subtitles نحن لا نعيش بينما نحاول إقناع الآخرين بأنَّنا نفعل
    Ama birileri, var olduğuna dair vampirleri inandırmaya çalışıyor. Open Subtitles لكن هناك شخص ما يحاول إقناع مصاصي الدماء بأنه موجود
    Evet, öyle. Daha bugün beni, bu evin perili olduğuna inandırmaya çalıştı. Open Subtitles إنها فقط نكتة، فقد حاولت هذا الصباح إقناعي بأن هذا البيت مسكون.
    Çok uzun süre, seninle olan ilişkisinin derinliği olmadığına, gerçek olmadığına kendimi inandırmaya çalıştım. Open Subtitles لفترة طويلة , حاولت اقناع نفسي أن علاقته بكِ كانت قصيرة الامد , لكن هذا لم يكن حقيقي
    İyi hatırlıyorum, bir kez amcası tatilde Hindistan'a gitmişti ve bizi kendisinin de gittiğine inandırmaya çalışmıştı. Open Subtitles اتذكر ,عمها كان ذات مرة فى اجازة فى الهند وجعلتنا جميعا نصدق انها كانت هناك ايضا.
    Manevi kızımı kaleci olmaması gerektiğine inandırmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا أقنع إبنتي أها يجب أنا لا يجب أنت تلعب حارسة مرمى
    - Seni olduğuna inandırmaya çalıştıkları kızda mı? Open Subtitles الفتاة التي يحاولون إقناعك بأنّك هي؟ أجل
    Bana öyle geliyor ki burada silahlarla falan bu insanları aslında iyi insanlar olduğumuza inandırmaya çalışıyoruz. Open Subtitles لا أدري يا سيدي، يبدو لي أننا جميعاً هنا بأسلحتنا في محاولة لإقناع هؤلاء الناس من قرارة أنفسهم أننا فعلاً لطفاء
    Kendimi öyle olmadığına inandırmaya çalışsam da gördüğünü söylediği rüyalardan bazıları gerçekleşti. Open Subtitles مع أنني حاولت إقناع نفسي بالعكس, أدركت أن بعض الأمور التي قالت أنها حلمت بها قد أصبحت واقعا.
    Dünyayı, uçağın okyanusun dibinde olduğuna inandırmaya çalışan adam. Open Subtitles الرجل الذي حاول إقناع العالم بأنّ طائرتكم كانت بقعر المحيط؟
    Çıkmaz bir sokakta kirli bir sarmalın içinde olmadığına kendini inandırmaya çalışıyorsun. Open Subtitles تحاولون إقناع أنفسكم، بشأن وجودكم على هذه الكرة القذرة إنها ليست نهاية المطاف
    Asla onun gibi olmayacağına kendini inandırmaya çalıştın, pekâlâ. Open Subtitles أظن أنك إنتهيت من محاولة إقناع نفسك أنك لن تكون مثله
    Ben de burada, sihirbazın hakkından geldiğime inandırmaya çalışıyorum kendimi. Open Subtitles أعني، ها أنا ذا أحاول إقناع نفسي بأنني قضيت على الرجل السحري
    Kendinizi bunun gerçek olmadığına inandırmaya çalışabilirsiniz ama işe yaramaz. Open Subtitles ربّما تحاولي إقناع نفسكِ بغير ذلك، لكنهذالا يهم..
    Travma sonrası stres sendromu yüzünden delirdiğime inandırmaya çalıştı beni. Open Subtitles حاولت إقناعي أنني سأجن بسبب أعراض الإجهاد ما بعد الصدمة
    Bütün gece beni kristal top okuyucularına inandırmaya uğraştı. Open Subtitles طوال الليل تحاول إقناعي أن الحمقى الذين يستخدمون الكرات البلوريه هم
    Topeka'daki 12 yaşındaki bir çocuk beni elinde iki Oğlan olduğuna inandırmaya çalışıyor. Open Subtitles طفل في ال12 من توبيكا يحاول إقناعي أن أوراقه هي الأقوى.
    Bende bunun olmadığına kendimi inandırmaya çalışıyorum. Open Subtitles وانا استمر بمحاولة اقناع نفسي ان ذلك لم يحدث
    Onuncu kere izlediğimde bir küreğin silahla karıştırılabileceğine kendimi inandırmaya çalışmaktan vazgeçtim. Open Subtitles توقفت عن محاولة اقناع نفسي ان الرفش قد يكون أسيء تقديره كسلاح لأنه كل ما استطعت رؤيته هو وجوه الضحايا
    Peki ya göründüğün gibi taş kalpli bir kaltak olmadığını kendi oğullarına inandırmaya çalışan kim? Open Subtitles ومن حاول اقناع ابنائك ابنائك من لحمك ودمك بأنك لا تبدين كعاهرة عديمة الاحساس ؟
    Katilin hâlâ dışarıda olduğuna bizi inandırmaya çalışacağını düşünüyorum. Open Subtitles انا اعتقد ان القاتل يريد منا ان نصدق انه بالخارج
    Senin, şişman ve bıyıklı bir kadınla evlendiğine kendimi inandırmaya çalışırdım. Open Subtitles اعتدت محاولة أن أقنع نفسي بأنّك متزوج من شخص بدين وله شارب
    Uğraştılar, uğraştılar, Kendilerine inandırmaya çalıştılar. Open Subtitles وسيحاولون ويحاولون إقناعك بشرائه أنت بحاجة إليهم
    Leo Szilard arkadaşını dünyanın yeni bir silah tarafından tehdit edildiğine inandırmaya gelmişti. Open Subtitles أتى "ليو زيلارد" لإقناع صديقه القديم أنّ العالم يهدّده سلاحٌ جديد.
    Kendini, zarar verdiğin kişilerin bunu hak ettiklerine inandırmaya çalıştın. Open Subtitles لقد حاولت أن تقنع نفسك ذلك بأن الشعب كان مستحقٌ الأساءة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد