ويكيبيديا

    "inanmayı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تصديق
        
    • أصدق
        
    • الإيمان
        
    • أؤمن
        
    • التصديق
        
    • الإعتقاد
        
    • أصدقك
        
    • الاعتقاد
        
    • الايمان
        
    • تصديقه
        
    • تصديقَ
        
    • الأيمان
        
    • اؤمن
        
    • تصديقك
        
    • يصدقوا
        
    2016 yılı, çok büyük bir kesimin, hatta Batı dünyasının bile, bu hikâyeye inanmayı bir kenara bıraktığı andır. TED وعام 2016 كانت اللحظة التي بدأ جزء كبير حتى في العالم الغربي بالتوقف عن تصديق هذه القصة.
    Diğer seçeneği düşünmektense buna inanmayı tercih ederim. Open Subtitles اسمع، أنا أفضّل تصديق هذا على الأمر الآخر
    Hayatımda ilk kez düzgün bir adamla beraberim ve buna inanmayı reddediyorum. Open Subtitles لأول مرة في حياتي أملك رجل جيد وأنا أرفض أن أصدق ذلك
    Sen büyük bir kızsın, böyle şeylere inanmayı bırakmanın zamanı geldi. Open Subtitles إنكِ فتاة كبيرة، وقد حان الوقت لتتوقفي عن الإيمان بهم هكذا
    Emin olmak beni ziyadesiyle rahatlatırdı elbette fakat bunun yerine onun gökyüzünde olduğuna inanmayı seçtim. Open Subtitles سيرحيني كثيراً أن أعلم يقيناً. لكن بدلاً من ذالك، اخترتُ أن أؤمن أنه بالأعلى هناك.
    Bunu yapabileceğine inanmayı hiç istemedim ama sanırım, hep biliyordum. Open Subtitles لم أكن أريد التصديق أنه يمكن أن يكون مشترك في شيء مثل هذا لكنّي أظن أنني عرفت هذا دائما
    Hastanede gördüğümüz kadının başına gelenleri bir insandan başkasının yapmış olmasına inanmayı reddediyorsun. Open Subtitles ترفض الإعتقاد ذلك أيّ شئ ما عدا الرجل كان يمكن أن يعمل هذا. كان يمكن أن يعمل ما رأينا إلى تلك الإمرأة في المستشفى.
    Sadece küçük dünyamızı bir perspektife yerleştirmiyor aynı zamanda gerçekten yalnız olduğumuza inanmayı güçleştiriyor. Open Subtitles هذا ليس فقط يجعل عالمنا المألوف كله في منظور جديد بل يجعل من الصعب تصديق أننا وحدنا حقاً
    Ölüm Gözcüsü'nün bunun arkasında olduğuna inanmayı red ediyorum. Open Subtitles ارفض تصديق ان حارس الموت له يد فى هذا الموضوع
    İki korkunç şeyden birine inanmayı seçmem gerektiğini anladım. Open Subtitles أدركتُ أنّ لديّ الخيار في تصديق شيئين فظيعين
    Gördüğüm ve tecrübe ettiğim onca şeyin ardından, bunun yalan olduğuna inanmayı reddediyorum. Open Subtitles بعد كل ما رأيته وجربته, أنا أرفض أن أصدق أن كل هذا ليس حقيقياً.
    Çünkü sana inanmayı bir dakika bile olsun bırakmadım! Open Subtitles فأن لم أصدق شيئا من ذلك منذ البداية و لو للحظة واحدة
    Babamın tamamen iflah olduğuna inanmayı seçtim. Open Subtitles إخترت أن أصدق أن والدي أصبح مستقيماً بالفعل
    Bizi aydınlanmaya götürmeye hazırlanan bir tanrı kendisine inanmayı reddeden herkesi yok ederek, bu ilahi güçle çelişir mi? Open Subtitles هل يُعقل لإله يكرّس نفسه ..ليقودنا إلى درب التنوير ..أن يناقض الخير الإلهي بتدميره كل الذين يرفضون الإيمان به؟
    Eğer bunlardan bir tanesine inanmayı seçerseniz, -tek boynuzlu atlara, diş perilerine, demliklere veya Yehova'ya- neden inandığınızı açıklamakla mükellefsiniz. TED إذا أردت الإيمان بأي منها.. البراق، جنيات الاسنان، أباريق الشاي، أو يهوا.. تقع عليك مسئولية تبرير الايمان بها.
    Bana güzel şeylerin nasıl olabildiğini ve nasıl tekrar olacaklarına inanmayı öğrettin. Open Subtitles لقد علمتني كيف أؤمن من جديد كيف أن أشياءا جميلة ممكنة الوقوع و أنها ستحدث
    - Henüz hazır değilsiniz. Görülmeyen bir şeye inanmayı seviyorsunuz. Ama karşınıza çıktığında göremiyorsunuz. Open Subtitles يمكنكم التصديق في شئ طالما كان خفياً لكن حالما يظهر أمامكم ، تقومون بإنكاره
    Her neyse, daha sonra böyle şeylere inanmayı bıraktım. Open Subtitles على أية حال، بعد ذلك توقّفت عن الإعتقاد بهذه الأشياء
    Diyelim ki sana inanmayı sana yardım etmeyi seçtim. Open Subtitles لنقل بأني إخترت أن أصدقك إخترت أن أساعدك
    Oysa sen insanlara hep sevmeyi ve inanmayı öğütledin. Open Subtitles كنت دائما أقول للناس الى الحب والى الاعتقاد.
    Altı ay önce, ilk başta inanmayı reddettiğim, yaklaşan bir tehlike konusunda uyarıldım. Open Subtitles منذ ستة أشهر علمت بشأن موقف يعد كارثة في البداية رفضت تصديقه
    İçinde buradaki felâketi görmeyen bir parçan olmadığına inanmayı reddediyorum. Open Subtitles أرفضُ تصديقَ أنّه ليس بداخلكِ ما يرى مأساةً فيما حدث.
    Fakat Tanrı'ya inanmayı çok uzun zaman önce bırakmıştım. Open Subtitles و لكن منذ ذلك الحين توقفت عن الأيمان بالله
    Bay Beysbol'un Düşler Tarlası'nı izlemediğine inanmayı reddediyorum. Open Subtitles انا لا اؤمن سيد بيسبول الم ترى فيلد اوف دريمز
    Sana inanmayı çok istiyorum. Open Subtitles أتدري؟ أود تصديقك
    Ve bugün insanlar burada olanlar hakkında gerçeğe inanmayı reddediyor. Open Subtitles والى هذا اليوم,مازال الناس يرفضوا ان يصدقوا ما حدث هنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد