İnsan içine her çıktığında, bir yere gittiğinde. Hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | كلما خرج وظهر في العلن هذا لا يخطر في البال |
Seni gizli gizli tımar ediyor ki böylece seni insan içine çıkarabilsin. | Open Subtitles | هو يستميلك في السر حتى يستطيع أخذك في العلن |
Demek ki artık hazır olduğumu düşünüyor çünkü bu akşam insan içine çıkıyoruz. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أنه يعتقد أنني مستعدة لأننا سنخرج الليلة, في العلن |
Türümüzün varlığını bir sır olarak saklamak için, güneş varken insan içine çıkmayız ve dikkat çekici şekilde öldürmeyiz. | Open Subtitles | إبقاء وجودنا طي الكتمان لا نقوم بعرض على العلن لا نقتل بقسوة |
Ama şu an insan içine çıkmak çok tehlikeli. | Open Subtitles | و لكنه خطر جداً على العلن الآن |
Eve götürüyorum seni, insan içine çıkarmak başımıza iş açacak. | Open Subtitles | ، سأصطحبك إلى المنزل لإن وجودك بتلك الهيئة في العلن من الواضح أنه أمر لن ينجح |
-Tatlım, senden başka kimse için bu halde insan içine çıkmazdım. -Biliyorum. | Open Subtitles | ما كنت لأخرج في العلن هكذا لأحد سواك |
İnsan içine birlikte çıkmak istemediği kişilerin. | Open Subtitles | تلك التي لا يستطيع أخذها في العلن |
Bu halde insan içine çıkamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخرج في العلن هكذا |
İnsan içine çıkıp el ele tutuşur, birlikte bisiklete bineriz bahçeye gidip elma toplarız veya Bir Ayı İnşa Edin Atölyesi'ne gidip ayı inşa ederiz. | Open Subtitles | يخرجان في العلن ويمسكا أيدي بعضهما ويقودا الدراجة معاً أو يذهبان إلى البستان ويقطفا التفاح. أو نكون كأولئك الذين يشيدون ورشة لصناعة الدببة معاً، حيث نصنع الدببة |
Onunla insan içine çıkmak dahi istemiyorum. Adından da nefret ediyorum; | Open Subtitles | لا أريد أن أظهر معه في العلن |
İnsan içine çıkman çok tehlikeli. | Open Subtitles | جوني خطر جدا أن نكون في العلن |
Peter,Quagmire'ın insan içine çıkmaya hazır olduğuna emin misin? | Open Subtitles | بيتر) هل أنت مُتأكد أن) كواغماير) جاهز للظهور في العلن) |
Ama şu an insan içine çıkmak çok tehlikeli. | Open Subtitles | و لكنه خطر جداً على العلن الآن |