Tahmin ediyorum ki sizin insanlarınız hangi bitkide fazla su var biliyordur. | Open Subtitles | اعتقد ان شعبك يعرفون عن النباتات واسطل الماء السريةِ التي خزنتوها لكم |
Sizin insanlarınız hırka giyip, ateşsuyu içerken biz yol kenarlarında bileziklerimizi satıyorduk. | Open Subtitles | ، بينما يرتدي شعبك الصوف المحبوك ، ويشربون الكوكتيلات . سنقوم ببيع أساورنا على جانب الطريق |
O halde OMOC haklı. Sizin insanlarınız bizim bilgimizi savaş için kullanacak. | Open Subtitles | اذا اوماك على حق شعبك سيستعمل معرفتنا للحرب |
Sizi, önemsediğim bazı insanlarla tanıştırmak istiyorum. Sizin insanlarınız, sizin çocuklarınız. Size dostum Brittany'nin resmini göstermek istiyorum. | TED | أريد أن أقدم لكم بعض الناس الذين أهتم بهم. شعبكم. أطفالكم. أريد أن أعرض صورة لصديقتي بريتاني. |
Sayısı belirsiz cinayetlere kurban giden insanlarınız anısına hepimizi üç dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum. | Open Subtitles | لذكرى الضحايا الهائله من بين شعبكم أناشدكم بالوقوف صامتين لمدة 3 دقائق حدادا عليهم |
Ama bunu yalnız yapamam, bu yüzden insanlarınız üzerinde, yaptığım deneyler sonucunda, işlemi tersine nasıl çevireceğim konusunda, bazı ipuçları temin ettim. | Open Subtitles | لكنّي لا أستطيع فعل ذلك وحدي لذا بعد أن أخذ نموذجي من تجربة شعبكِ عليّ |
Aksi takdirde, eğer bana veya ona bir zarar verirseniz, insanlarınız bir daha size dönmez. | Open Subtitles | عدا ذلك،لو أذيته او اذيتني شعبك لن يرجع إليك |
Korkarım artık onlar sizin insanlarınız değil, efendim. | Open Subtitles | أخشى أنهم لم يعودوا شعبك بعد الآن، يل سيدي0 |
İnsanlarınız, prototip cihazlarınızda fizyon reaksiyonu yaratmak için hangi metodu kullandılar? | Open Subtitles | ما الطريقة التي قام بها شعبك لتجنب ردّ فعل الإنشطار؟ |
İnsanlarınız, savaşta ölmenin çok onurlu olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | يعتقدون شعبك بأنه لشرف عظيم ان تموت اثناء المعركة |
Yıllar yıllar önce korkunç bir düşman karşısında insanlarınız acı çekti. | Open Subtitles | من مئات السنين شعبك عانوا على يد عدو مريع |
Köpekler gibi. İnsanlarınız bu topraklara kılıç, kan, savaş ve intikam duygusu getirecek. | Open Subtitles | سينطلق شعبك كالكلاب رافعين السيوف والدماء والحرب |
Burada istedikleri zaman gezinmekte özgürler. Sizin insanlarınız. | Open Subtitles | لا تترددي في التدخل هنا في أي وقت هذا شعبك |
İnsanlarınız hiç geçmiş hakkında konuşmaz mı? | Open Subtitles | هل شعبك لا يتكلم عن الماضى ابدا؟ |
- Ne olduğunu bulmaya çalışıyoruz. - İnsanlarınız bunun için acı çekecek! | Open Subtitles | نحن نحاول أن نعلم مالذى حدث حقيقةً - شعبك سوف يعانى بشده لهذا - |
Binbaşı Carter, dünyanız hakkında anlattıklarınıza göre, insanlarınız pek çok hastalığa yakalanabiliyorlar. | Open Subtitles | مايجور كارتر، مما أخبرتِني به عن عالمِك فإن شعبكم يعاني من عدد لا حصر له من الأمراض و العديد منها لا يمكن علاجه |
Anladığım kadarıyla, insanlarınız arasında el sıkışmak bir gelenek. | Open Subtitles | أعتقد أن من عادات شعبكم المصافحة بالأيدى |
İnsanlarınız hep böyle, tasasız ve neşeli midir,? | Open Subtitles | هل شعبكم دائماً خالى من الهموم و مرح ؟ |
Tabii sizin insanlarınız bize yeniden düşman olana dek. | Open Subtitles | هذا بالطبع إذا لم ينقلب علينا شعبكِ. |
Aslında onlar sizin insanlarınız sayıIır, Majeste. | Open Subtitles | تقنياً، إنهم شعبكِ يا مولاتي. |
Bu amaç, eğer siz ve insanlarınız benimle ticaret yaparsa gerçekleştirilebilir. | Open Subtitles | يمكن لهذا إحراز تقدم كبير إذا أنت وقومك تجارتم معنا |
Kendi insanlarınız için binlerce savaş hapishanesi yaptınız! | Open Subtitles | وبناء آلالاف من السجون الحربية لشعبك |