ويكيبيديا

    "insanlarla dolu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مليئة بالناس
        
    • مليء بالناس
        
    • مليئة بأناس
        
    • مليء بأشخاص
        
    • مليئ بأناس
        
    • مليئة بأشخاص
        
    • مليئة بالأشخاص
        
    • مليئة بالبشر
        
    • مملوءة
        
    • مليء بالرجال
        
    • مليئة بأُناس
        
    • ملئ بالناس
        
    Böyle insanlarla dolu bir salonda herkesin dikkatini bana vermesi gibisi yok. TED لا شيء يضاهي وجودي في غرفة مليئة بالناس هكذا، حيث تمنحونني جميعًا انتباهكم.
    Hapishaneler doğruyu söyleyen masum insanlarla dolu. Open Subtitles السجون مليئة بالناس الأبرياء لأنهم قالوا الحقيقة
    Dünya burada olanları küçümseyecek insanlarla dolu. Open Subtitles العالم مليء بالناس الذين سوف يرفضون ما يحدث هنا
    Dünya, dışarıda bir şeyler yapan insanlarla dolu. Open Subtitles فالعالم مليء بالناس الذين يقومون بأمور عدة في الخارج
    Bu evler, o şapkayı takanı tanıyan insanlarla dolu. Open Subtitles هذه البيوت مليئة بأناس يعرفون الشخص الذي يرتدي هذه القبعة
    Neden isterdik? Televizyon bizim yapmak isteyip yapamadıklarımızı yapan insanlarla dolu. TED التلفاز مليء بأشخاص يفعلون ما تمنينا فعله، لكن لم نستطع فعله أبداً.
    Dünya iyi, sıradan evlerde yaşayan iyi, sıradan ve küçük insanlarla dolu. Open Subtitles العالم مليئ بأناس رائعون عاديون يعيشون في منازل رائعة عادية فوق الأرض
    Şimdi bu demek değil ki Afganistan Molla Mustafa gibi insanlarla dolu bir yer. TED انا لا اشير إلى أن أفغانستان مليئة بأشخاص مثل الملا مصطفى
    Bunu aylardır planlıyorduk, ve o, bunu yapamayacağına karar vermek için insanlarla dolu bir kiliseye gelmeyi mi bekledi? Open Subtitles لقد كُنا نُخطط لهذا منذ أشهر وقد إنتظرت حتى أصبحت الكنيسة مليئة بالأشخاص لتٌقرر أنها لن تفعل ذلك ؟
    Biliyorsun, burası birbirine kötülük yapan insanlarla dolu. Open Subtitles كما تعلم هذه المنطقة مليئة بالناس الذين يقومون بأعمالٍ شريرة لبعضهم البعض
    Evet, neredeyse insanlarla dolu bir odaya bizim sihirli maruz. Open Subtitles أجل ، كدت تكشفين سحرنا في غرفة مليئة بالناس
    - Bu oda, bir FBI ajanının seni öldürmek istediğine inanmaya hazır insanlarla dolu. Open Subtitles لديك غرفة مليئة بالناس هنا مستعدين للتصديق ان عميل اف بي اي قد حاول قتلك
    Hastaneler ölmek üzere olan insanlarla dolu, Doktor. Open Subtitles هنالك مستشفيات مليئة بالناس التي تتوفى، أيها الطبيب
    Dünya kötü şeyler yapan sıradan insanlarla dolu. Open Subtitles العالم مليء بالناس العاديين الذين يفعلون امورا شنيعة
    Dünya ressam olmak isteyip, resim yapamayan şarkıcı olmak isteyip, şarkı söyleyemeyen insanlarla dolu. Open Subtitles العالم مليء بالناس, الذين يريدون أن يكونوا رسامين و لا يجيدوا الرسم, مغنين لا يجيدوا الترنيم,
    Bazen salon gülen ve kıkırdayan insanlarla dolu oluyor ve sen dinliyorsun. Open Subtitles أحياناً تسمعهم... . والمنزل مليء بالناس...
    Hayat seni düzmeye çabalayan insanlarla dolu biliyorsun. Open Subtitles هذه الحياة مليئة بأناس يريدون القضاء عليك، أتعلم ؟
    Vampirlerden nefret eden insanlarla dolu bir kilisedeydin. Open Subtitles كنت في كنيسة مليئة بأناس تكره مصاصي الدماء
    Burayı seçme sebebim ortalık yaşlı insanlarla dolu. Open Subtitles اخترت هذا المكان لأنه مليء بأشخاص كبار بالسن
    People's Square'in önünde öturuyoruz ve burası rüyalarının bazıları bizimkilerle aynı olan insanlarla dolu. Open Subtitles نحن جالسون في ميدان الشعب والمكان كله مليئ بأناس حلمهم هو كحلمنا
    Bu yer, Tanrı'nın sesini duyduğunu iddia eden insanlarla dolu. Open Subtitles هذه البلدة مليئة بأشخاص يسمعون الأصوات من الله
    Ana fikir şu ki, morglar hayat sigortasına ihtiyaç duymayacağını sanan insanlarla dolu. Open Subtitles ما أقوله هو أن المشرحة مليئة بالأشخاص الذين ظنوا أنهم لم يحتاجوا تأمين حياة
    Sonsuza dek ortadan kaybolan insanlarla dolu bir ada. Open Subtitles جزيرة مليئة بالبشر تختفى إلى الأبد
    Ve hayatından çıkarılan öyküler zamanında kölelik yapmış insanlarla dolu gerek tarih gerek tecrübe olarak çok değerli parçalar taşımaktadır. TED والقصص التي رُويت عن حياته كانت إحدى جواهر التاريخ التى عرفتها البشرية مملوءة بتجارب عبد سابق.
    Dünya, amaçları için ölümü göze alan insanlarla dolu. Open Subtitles إن العالم مليء بالرجال الراغبون بالموت من أجل قضاياهم
    Hapishaneler ve hendekler politik bir fikri olmayan insanlarla dolu. Open Subtitles السجون و الأقبية مليئة بأُناس لم يكن لديهم آي ميول سياسي
    İnsanlarla dolu bir odaya girerken çok zorlanıyor olmalısın. Open Subtitles أراهن أنك قضيت وقتاً عصيباً بسيركِ في مكان ملئ بالناس بينما تشعرين أنت أنك بمفردك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد