ويكيبيديا

    "internetteki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • على الإنترنت
        
    • على الانترنت
        
    • على الأنترنت
        
    • على النت
        
    • شبكة الإنترنت
        
    • على الشبكة
        
    • علي الإنترنت
        
    • عبر الإنترنت
        
    • الأنترنيت
        
    • على شبكة المعلومات
        
    Bu, muhtemelen internetteki en berbat arama sonucu. Z jenerasyonu ise hapı yutmuş. TED ولعل أكثر نتائج البحث بشاعة على الإنترنت هو أن جيل زد قد تدمر.
    -Ve bunu internetteki CV mi okuduğun için mi biliyorsun? Open Subtitles وهل عرفتِ هذا من قراءتكِ لسيرتي الذاتية على الإنترنت ؟
    Bayanlar ve baylar: Müzik ve televizyonun İnternetteki 3 dakikalık tarihi. TED سيداتي سادتي تاريخ الموسيقى والتلفاز على الانترنت في ثلاث دقائق
    İnternetteki bir ipek çiftliğinden 6500 ipek böceği sipariş ettik. TED طلبنا 6500 دودة قز من مزرعة حرير على الانترنت.
    Böyle bir şey istesem internetteki heriflerin gönderdiği biletleri kullanırım. Open Subtitles إذا أردت هذا, على أن أستعمل تذكرة الحافلة التى أرسلت لى على الأنترنت
    Mesele, bir kez olsun marketin kârını ve internetteki klasik, tığ ile işlenmiş oyuncak bebek süveterlerine ne kadar teklif yapacağımı umursamamak. Open Subtitles إنه يتعلق ولو لمرة أن لا أقلق بشأن أشياء مثل أرباح المتجر أو بكم أزايد على السترة القديمة يدوية الصنع على النت
    Ama internetteki şu ufak uğraşının işine engel olmasını istemiyorum. Tamam mı? Open Subtitles لكن ذلك الشيء خاصتك على شبكة الإنترنت لا أريد أن أظهر فيه.
    İnternetteki fotoğrafında niye uzun mu uzun at kuyruğunu göstermediği. Open Subtitles لا أعرف لمَ أغفلت صورته على الإنترنت ذيله الطويل جداً
    Bu akit, internetteki küçük çocukların mahremiyetini korumak için sert kurallar tanımlıyor. Open Subtitles هذا القانون ينص على مباديء توجيهية لحماية الخصوصية للأطفال الصغار على الإنترنت.
    Kullandığınız ağ adları o kadar benzersizdi ki internetteki herkese açık verilerle yerinizi tam olarak saptayabildim. Hem de hack veya büyük beceriler gerektirmeden. TED عنوان الشبكة اللاسلكية الخاصة بكم فريد جداً مكنني من تحديد ذلك بإستخدام البيانات المتاحة علناً على الإنترنت دون الحاجة لإختراقات، أو الحيل الذكية جداً.
    Bu gördükleriniz kontrol edilebilir modeller, insanların internetteki görsellerinden geliştirdim. TED إنَ ما ترونه هنا هي نماذج يمكن التحكم بها لأشخاصٍ صممتهم من صورهم على الإنترنت.
    İnternetteki istismar materyalleri yüzünden tanınmışlar. TED تم التعرف عليهم من مواد الإساءة على الإنترنت.
    Gerçek şu ki internetteki bu yabancılar tarafından bana gösterilen özenin kendisi bir çelişkiydi; TED الحقيقة أن الاهتمام الذي أظهره لي هؤلاء الغرباء على الانترنت كان تناقضاً في حد ذاته.
    Kelimenin tam anlamıyla, üç yıl boyunca bu tiyatronun yaptığı her şeyi ben tasarladım. - her kâğıt parçasını ve internetteki her şeyi - TED على مدى ثلاث سنوات كل شيء كان من تصميمي كل قصاصة ورقية وكل شيء على الانترنت كل شيء فعله هذا المسرح
    İnternetteki biyografinde özel hava servisinde çalıştığın yazıyor. Open Subtitles سيرة حياتك على الانترنت تقول بأنك قضيت وقتاً في الخدمات الجوية الخاصة
    Yeni harcamalar için, internetteki banka hesabına bakman gerekir. Open Subtitles بالضبط للفواتسر الجديدة عليك أن تذهب لحسابها على الانترنت
    O internetteki oyunda bir periyi oynadığını biliyordum ama peri kılığına girmek de, çüş yani. Open Subtitles أعلم أنك تلعب بلعبة الجنية على الانترنت ولكن أن تتنكر بزيها غريب
    İnternetteki her küçük sapık çocuk onun arkadaşıymış. Open Subtitles هو كالجبنه الصغيره ولد ساقط وصديقها على الأنترنت
    - İntiharlar, internetteki insanlar, gördüğüm şeyler. Open Subtitles الإنتحار الناس الذين على النت ورأت هذا الشيء
    Duydum ki internetteki bilimsel bulgulara göre daha az saplantılılar kendilerini genç kadınlardan daha çok seviyorlar ve cinsel olarak zirvedeler. Open Subtitles إن نظرتَ إلى الأدلّة العلمية المتاحة على شبكة الإنترنت و أنهنّ يملكن هماً عاطفياً أقل
    Biliyorsun ki internetteki her acayip videoyu araştıramayız. Open Subtitles إن تحققنا من أمر كل شريط فيديو على الشبكة, أعني, تعلم؟
    İnternetteki romantizm şakan da hiç komik değildi. Open Subtitles ومزحتك الرومانسية علي الإنترنت, لم تكن مضحكة
    Son üç yılımı internetteki en korkunç insanlarla konuşarak geçirdim. TED أمضيت الثلاث سنوات الماضية في التحدث إلى بعض أسوأ الأشخاص عبر الإنترنت.
    Elimizdeki tek şey bu internetteki WikiLeaks sayfası. Open Subtitles كُل ما لدينا ذلك الملف المنشور على صفحة "ويكليكس" على الأنترنيت.
    Sonra internetteki hiçbir şeyin silinemeyeceğini hatırladım. Open Subtitles أجل، ثم تذكر ألّا شيء على شبكة المعلومات يُمحى قطّ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد