| Bu, muhtemelen internetteki en berbat arama sonucu. Z jenerasyonu ise hapı yutmuş. | TED | ولعل أكثر نتائج البحث بشاعة على الإنترنت هو أن جيل زد قد تدمر. |
| -Ve bunu internetteki CV mi okuduğun için mi biliyorsun? | Open Subtitles | وهل عرفتِ هذا من قراءتكِ لسيرتي الذاتية على الإنترنت ؟ |
| Bayanlar ve baylar: Müzik ve televizyonun İnternetteki 3 dakikalık tarihi. | TED | سيداتي سادتي تاريخ الموسيقى والتلفاز على الانترنت في ثلاث دقائق |
| İnternetteki bir ipek çiftliğinden 6500 ipek böceği sipariş ettik. | TED | طلبنا 6500 دودة قز من مزرعة حرير على الانترنت. |
| Böyle bir şey istesem internetteki heriflerin gönderdiği biletleri kullanırım. | Open Subtitles | إذا أردت هذا, على أن أستعمل تذكرة الحافلة التى أرسلت لى على الأنترنت |
| Mesele, bir kez olsun marketin kârını ve internetteki klasik, tığ ile işlenmiş oyuncak bebek süveterlerine ne kadar teklif yapacağımı umursamamak. | Open Subtitles | إنه يتعلق ولو لمرة أن لا أقلق بشأن أشياء مثل أرباح المتجر أو بكم أزايد على السترة القديمة يدوية الصنع على النت |
| Ama internetteki şu ufak uğraşının işine engel olmasını istemiyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | لكن ذلك الشيء خاصتك على شبكة الإنترنت لا أريد أن أظهر فيه. |
| İnternetteki fotoğrafında niye uzun mu uzun at kuyruğunu göstermediği. | Open Subtitles | لا أعرف لمَ أغفلت صورته على الإنترنت ذيله الطويل جداً |
| Bu akit, internetteki küçük çocukların mahremiyetini korumak için sert kurallar tanımlıyor. | Open Subtitles | هذا القانون ينص على مباديء توجيهية لحماية الخصوصية للأطفال الصغار على الإنترنت. |
| Kullandığınız ağ adları o kadar benzersizdi ki internetteki herkese açık verilerle yerinizi tam olarak saptayabildim. Hem de hack veya büyük beceriler gerektirmeden. | TED | عنوان الشبكة اللاسلكية الخاصة بكم فريد جداً مكنني من تحديد ذلك بإستخدام البيانات المتاحة علناً على الإنترنت دون الحاجة لإختراقات، أو الحيل الذكية جداً. |
| Bu gördükleriniz kontrol edilebilir modeller, insanların internetteki görsellerinden geliştirdim. | TED | إنَ ما ترونه هنا هي نماذج يمكن التحكم بها لأشخاصٍ صممتهم من صورهم على الإنترنت. |
| İnternetteki istismar materyalleri yüzünden tanınmışlar. | TED | تم التعرف عليهم من مواد الإساءة على الإنترنت. |
| Gerçek şu ki internetteki bu yabancılar tarafından bana gösterilen özenin kendisi bir çelişkiydi; | TED | الحقيقة أن الاهتمام الذي أظهره لي هؤلاء الغرباء على الانترنت كان تناقضاً في حد ذاته. |
| Kelimenin tam anlamıyla, üç yıl boyunca bu tiyatronun yaptığı her şeyi ben tasarladım. - her kâğıt parçasını ve internetteki her şeyi - | TED | على مدى ثلاث سنوات كل شيء كان من تصميمي كل قصاصة ورقية وكل شيء على الانترنت كل شيء فعله هذا المسرح |
| İnternetteki biyografinde özel hava servisinde çalıştığın yazıyor. | Open Subtitles | سيرة حياتك على الانترنت تقول بأنك قضيت وقتاً في الخدمات الجوية الخاصة |
| Yeni harcamalar için, internetteki banka hesabına bakman gerekir. | Open Subtitles | بالضبط للفواتسر الجديدة عليك أن تذهب لحسابها على الانترنت |
| O internetteki oyunda bir periyi oynadığını biliyordum ama peri kılığına girmek de, çüş yani. | Open Subtitles | أعلم أنك تلعب بلعبة الجنية على الانترنت ولكن أن تتنكر بزيها غريب |
| İnternetteki her küçük sapık çocuk onun arkadaşıymış. | Open Subtitles | هو كالجبنه الصغيره ولد ساقط وصديقها على الأنترنت |
| - İntiharlar, internetteki insanlar, gördüğüm şeyler. | Open Subtitles | الإنتحار الناس الذين على النت ورأت هذا الشيء |
| Duydum ki internetteki bilimsel bulgulara göre daha az saplantılılar kendilerini genç kadınlardan daha çok seviyorlar ve cinsel olarak zirvedeler. | Open Subtitles | إن نظرتَ إلى الأدلّة العلمية المتاحة على شبكة الإنترنت و أنهنّ يملكن هماً عاطفياً أقل |
| Biliyorsun ki internetteki her acayip videoyu araştıramayız. | Open Subtitles | إن تحققنا من أمر كل شريط فيديو على الشبكة, أعني, تعلم؟ |
| İnternetteki romantizm şakan da hiç komik değildi. | Open Subtitles | ومزحتك الرومانسية علي الإنترنت, لم تكن مضحكة |
| Son üç yılımı internetteki en korkunç insanlarla konuşarak geçirdim. | TED | أمضيت الثلاث سنوات الماضية في التحدث إلى بعض أسوأ الأشخاص عبر الإنترنت. |
| Elimizdeki tek şey bu internetteki WikiLeaks sayfası. | Open Subtitles | كُل ما لدينا ذلك الملف المنشور على صفحة "ويكليكس" على الأنترنيت. |
| Sonra internetteki hiçbir şeyin silinemeyeceğini hatırladım. | Open Subtitles | أجل، ثم تذكر ألّا شيء على شبكة المعلومات يُمحى قطّ. |