Kendini ispatlamaya çalışıyor olabilir. Umurumda değil. | Open Subtitles | ربّما هي تحاول إثبات نفسها لكنّني لا أهتم. |
Bak, belki bir şeyler ispatlamaya çalışıyor olabilir. Sorun değil. Ama cidden benden onunla çalışmamı bekliyor- | Open Subtitles | قد تحاول إثبات شيء، لا بأس بذلك، لكنّك لا تتوقع مني العمل معها... |
Quinn de hâlâ iyi bir polis olduğunu ispatlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | "و(كوِن) لا يزال يحاول إثبات كونه ضابطًا ماهرًا" |
Buraya kadar yürümüş gibi ispatlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إثبات ذلك -بما أنه قد وصل هنا |