Bunun isteğe bağlı olmayan bir gelenek olduğunu söyle. | Open Subtitles | حاولي أن تخبريه أنها عرف إجتماعي غير إختياري |
Muhbirler için kullandığım isteğe bağlı bir fon var. | Open Subtitles | عندي صندوق إختياري إستعمل للمخبرين. |
Şu anki manasıyla; arabaların, protez bir aletten ziyade, isteğe bağlı bir özgürlük aracı olduğu bir şehir denilebilir. | TED | حسنًا، للحصول على تعريف أفضل، فهي مدينة تكون فيها السيارة أداة اختيارية للحرية، بدلًا من جهاز صناعي لابد منه. |
Ama bir bakıma duygusal açıdan zorunlu, isteğe bağlı yani. | Open Subtitles | ولكني ساقول انه التزام اخلاقي بنوع من، تعرفين، طريقة اختيارية |
Yüzbaşı Carter'ın bu ekibe katılımı bir emirdir, isteğe bağlı değildir. | Open Subtitles | استدعاء النقيب كارتر الى هذة الوحدة ليس اختياري , انه امر. |
Kadeh kaldırmaya hazır ol. Siyah kravat isteğe bağlı olsa da tercih edilir. | Open Subtitles | حضر نخب ، ورابطة العنق السوداء إختيارية ولكنها يفضل الحضور بها |
Bu, isteğe bağlı gözükecek ama olmayacak. | Open Subtitles | وسيبدو خيارياً ولكنه لن يكون كذلك |
Tamam, tamam, kural iki: Gece yatıya kalma isteğe bağlı. | Open Subtitles | حسناً، القاعدة الثانية، قضاء الليلة أمراً إختيارياً |
Kalmak isteyenler için isteğe bağlı. | Open Subtitles | الذي إختياريُ لأي واحد الذي يُريدُ البَقاء. |
Bu isteğe bağlı değil! | Open Subtitles | هذا ليس إختياري |
Bu isteğe bağlı olmayan bir gelenek. | Open Subtitles | إنها عرف إجتماعي غير إختياري |
Biletler isteğe bağlı olarak getiriliyor. | Open Subtitles | بدون تذاكر إنها أمر إختياري |
Öyle oynamak zorunda değilim. İsteğe bağlı bir şey. | Open Subtitles | ليس لزاماً عليك القيام بالنقلة المزدوجة فهي اختيارية. |
Hayır. İsteğe bağlı olmadığı için, zorunlu okuma diyorum. | Open Subtitles | لا, اُسمّيها قراءة مطلوبة, لأنها ليست اختيارية. |
İsteğe bağlı. Konuşmamayı tercih ederim bunun hakkında. | Open Subtitles | إنّها اختيارية أفضل عدم التحدث بشأنها |
İsteğe bağlı bir çalışma olmasına rağmen sizi bekleyen bir ceza yok. | Open Subtitles | ليست هناك عقوبة قادمة على كلٍّ، إنما هو تمرين اختياري |
Ben de Will'e acının isteğe bağlı olduğunu anlatıyordum. | Open Subtitles | كنت مجرد قول الإرادة أن الألم هو اختياري. |
Arzu ederlerse isteğe bağlı açıklama da var. | TED | وهناك توضيح اختياري إذا أرادوا. |
Bilgininin en iyi, giyimin isteğe bağlı olduğu yere. | Open Subtitles | حيث المعرفة في الدرجة الأولى و الملابس إختيارية |
Annem bana davete icabet etmenin isteğe bağlı olduğunu öğretti. | Open Subtitles | أمي علمتني أنْ الدعوة إختيارية |
İsteğe bağlı hiçbir harcama yapamam. | Open Subtitles | ليس لديّ أموال إختيارية |
Hayır, kural böyle. İsteğe bağlı. | Open Subtitles | كلا، هكذا القاعدة، إختيارياً |