Hayır, hayır, çünkü sizin bölümünüzden adı Grayson olan elemanı istediğime eminim. | Open Subtitles | لا, ان من الممكن ان اقسم ان الشخص الذي اردته اسمه جريسون. |
Onu istediğime annem çok kızmıştı. | Open Subtitles | امي كانت غاضبه مني عندما اردته |
Sonunda istediğime ulaşmıştım. | Open Subtitles | اخيرا حققت ما اردته |
''Bir ayıklama işçisi olarak ne istediğime yada bu işteki vizyonuma odaklanmalıyım'' dedim kendime | TED | وقلت، لأركّز فقط على ما أريده لو كنت عامل انتقاء، أو رؤيتي لكيف يجب أن تعمل. |
Eğer ben istediğime sahip olamıyorsam, bunların hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | كلُّ هذا لا يعني شيئاً، إن لم أستطِع الحصول على ما أريده |
Ama iyi biri olmak istediğime dair garip bir hisse bürünmüş durumdayım. | Open Subtitles | ولكن لدي شعور غريب انني اريد ان اكون جيدة |
- Anlatmak istediğime emin değilim ama sesli söylemem gerek. | Open Subtitles | انا لست متأكده من انني اريد اخباركِ, و لكن يجب ان اقول هذا عالـيـاً |
Lütfen beni bırak, ben de istediğime sahip olayım. | Open Subtitles | لذا دعني احصل على ما اردته |
Ancak bugün ne istediğime odaklanacak değilim. | Open Subtitles | لكن تركيزي لن يكون على ما أريده اليوم. |
Benim istediğime sahip olamaz çünkü o benim. | Open Subtitles | لا يمكنها الحصول على ما أريده لأنه لي، قدّر لي ولـ (راج) أن نكون سوياً |
- Duymak istediğime emin değilim. | Open Subtitles | انا لستُ متأكده من انني اريد سماع هذا |
Ve seninle evlenmek istediğime eminim. | Open Subtitles | وأعلم انني اريد الزواج منك |