Ayrıca Amerika'da hiç tanınmıyorsun ki bu da istedikleri şey. | Open Subtitles | وأيضا، وكنت غير معروف تماما في أمريكا، وهو ما يريدون. |
Tek istedikleri şey para kazanmak ve ortadan kaybolmak. | Open Subtitles | كل ما يريدون فعله هو أن يكسبوا نقودهم ويختفوا |
Şu anda tek istedikleri şey seni kızdırmak, bu tuzağa düşme. | Open Subtitles | لو أن كل ما يريدونه الآن هو أن يضايقوك إذن فلا تستسلم |
Orada istedikleri şey her neyse birini takıma rehber olsun diye, diğerini ise garanti olsun diye tutacaklar. | Open Subtitles | أيًا كان ما يريدونه هناك، سيأخذون أحدهما لإرشاد الفريق للعودة، ويبقى الآخر هنا كضمانة. |
Eşinizin düşmanlarının baştan beri istedikleri şey zaten buydu. | Open Subtitles | ما يعطي أعداء زوجك ما أرادوه تماماً في المقام الأول |
- Pekâlâ. İnsanların moda ekinde okumak istedikleri şey bu değil. | Open Subtitles | حسنا, هذا ليس ما يريد الناس حقا قرائته في قسم الموضة |
"Öz kardeşim bile değiller tek istedikleri şey beni geride bırakmak, çok şeytanlar!" | Open Subtitles | أنهن لسن شقيقاتي، كل مايرغبن به هو الإطاحة بي، أنهم أشراراً. |
Bir sürü üzgün yabancı güzel bir şekilde fotoğraflanmış ve sanattan anlayan tüm görkemli gerizekalılar bunun güzel olduğunu söylüyor, çünkü görmek istedikleri şey bu. | Open Subtitles | ومن ينظر اليها يقول جميله لان هذا ما يريدون رؤيته |
İstedikleri şey bu. Onlara Stella Clifton'u vereceğim. Muah! | Open Subtitles | هذه هي ، هذا ما يريدون سوف أجلب لهم ستيلا كليفتون |
Görmek istedikleri şey dünya balo salonu federasyonun standartlarına göre bir Tango. | Open Subtitles | ما يريدون رؤيته هو التانجو طبقا للمعايير السائدة فى التحكيم العالمى |
Bilmedikleri ve deli gibi duymak istedikleri şey bu işi ne kadar fazla istediğin. | Open Subtitles | ما لا يعرفونه , و ما يريدون سماعه هو مقدار إرادتك لهذه الوضيفة |
Öğrenmek istedikleri şey, imzalamak zorunda olup olmadıkları. | Open Subtitles | هذا ما يريدون معرفته يمكنني أريكم عقودًا أخرى للمقارنة |
"İnsanlara istedikleri şeyi vermek zorundaydım, ve istedikleri şey sensin." | Open Subtitles | اضطريت لأعطي الناس ما يريدونه و أنت ما يريدونه |
Dadılarının onları azarlaması hayatta en çok istedikleri şey. | Open Subtitles | وأن توبّخهم المربية هو أقصى ما يريدونه في هذه الحياة. |
- Bence pasif kalmamız tam da istedikleri şey Başkan Bey. | Open Subtitles | أعتقد أن تصرفنا السلبي هو ما يريدونه يا سيادة الرئيس |
İstedikleri şey üretimlerini artırmak için... ...tarım aletleridir: ...bu da ekinlerni korumak, toprağın... verimini artırmak ve pazara getirmek içindir. | TED | ما يريدونه هو أدوات لزيادة إنتاجهم -- شيء لتسميد التربة، شيء يساعدهم على حماية محاصيلهم والوصول بها إلى السّوق. |
Ama gerçekte istedikleri şey çok soru sormayacak biriydi. | Open Subtitles | لكن ما أرادوه حقا هو شخص لن يطرح العديد من الأسئلة |
Tam olarak istedikleri şey de buydu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما أرادوه |
Evet, insanların stil kısmında okumak istedikleri şey bu. | Open Subtitles | حسنا, هذا ليس ما يريد الناس حقا قرائته في قسم الموضة |
Hep o açgözlü ailelerin istedikleri şey. | Open Subtitles | وهو ما يريد كل هؤلاء، أنواع الأسرة المناهضة للاسلحة النووية الجشع. |
"Öz kardeşim bile değiller tek istedikleri şey beni geride bırakmak çok şeytanlar." | Open Subtitles | أنهن لسن شقيقاتي، كل مايرغبن به هو الإطاحة بي، أنهم أشراراً. |
Benden yapmamı ilk istedikleri şey bir yerlerde oturmamdı. | Open Subtitles | أول شيء طلبوا مني فعله هو الجلوس |