Bu, birine çıkma teklif etmek olabilir, bir ilişkiyi bitirmek olabilir, terfi istemek, istifa etmek, şirket kurmak olabilir. | TED | قد يكون ذلك دعوة شخص للخروج معك أو إنهاء علاقة، أو طلب الترقية، أو إنهاء وظيفة، أو بدء شركة. |
Büyümek demek yardım istemek demektir. Ben de bunu yapıyorum. | Open Subtitles | النضج يعني طلب المساعدة ، و ذلك الذي أقوم به |
Ev sahibimiz kendim için bir şey istemek alışkanlığına sahip olmadığımı bilir. | Open Subtitles | مضيفنا يعلم جيداً أنه ليس من عادتي أن أطلب أي شيء لنفسي |
Bu konudaki tahminlerime güvenmenizi ve tüm önlemleri almanızı istemek zorundayım. | Open Subtitles | أريد أن أطلب منك الوثوق بتقديري للخطر المحذق بك, وتحتاط لهذا. |
Şimdi lütfen, yerinize geçin, yoksa inmenizi istemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | الآن رجاء، تؤخذ مقعدك، أو سيكون عندي لطلب منك النزول. |
Konuşabilirler - gayet akıcılar, ve çok, çok iyi yazabilirler, ama fikirleri farklı bir şekilde ifade etmelerini istemek onlar için biraz rahatsız ediciydi. | TED | فهم طلقاء في التحدث ويملكون البلاغة في الكتابة ولكن ان تطلب منهم تبادل المعلومات بصورة أخرى .. كان امراً جديداً وغير مريح بالنسبة لهم |
Ama bana inanin savasmak istemek ile kazanmayi bilmek arasinda fark var. | Open Subtitles | لكن صدّقوني، ثمّة فارق فجّ بين الرغبة في القتال والإلمام بكيفيّة الفوز. |
Hasta hissetmeye başlasanız, bu yüzden yardım istemek için gecikmeyin. | Open Subtitles | لذا لا تتأخر فى طلب المساعدة . اذا شعرت بالمرض |
Fona yeniden para aktarmalarını istemek için Liderlik'le toplantım var. | Open Subtitles | أنا على وشك طلب القيادة لأطلب منهم تغطية النقص بالتمويل |
Yardım istemek son derece zor olabilir. | TED | طلب المساعدة يمكن أن يكون في غاية الصعوبة. |
Belki evlilik teklifi, zam istemek, düğün konuşması. | TED | أو ربما عند تقدمك للزواج أو طلب ترقية، أو خطاب الزواج |
Sen bir moronsun. Korkarım gitmenizi istemek zorundayım. Tyler meşguldü. | Open Subtitles | ـ أنت مغفل ـ أنا مضطر أن أطلب منك الرحيل |
Otel müdürü olarak, senden bana o filmden bahsetmemeni istemek zorundayım. | Open Subtitles | كمدير فندق علي أن أطلب منك عدم ذكر هذا الفيلم لي |
Şu anda senden yardım istemek gibi bir pozisyonda olmadığımın farkındayım, | Open Subtitles | أعلم أنني لست في موقع يسمح لي أن أطلب منك خدمة |
Eğer SOS'u gönderenler bunlarsa, yardım istemek için değişik bir yöntemleri var. | Open Subtitles | إن كانوا من بعث بنداء الاستغاثة ، فلديهم طريقة غريبة لطلب المساعدة |
Bu, siyasilerinizden istemek yerine, bir şeyleri gerçekleştirebilmek için kendinize bakmanız gerektiği anlamına geliyor. | TED | ولكن ما هذا يعني .. انه بدلا من ان تطلب من السياسين القيام بشيء ما حيال امر ما عليك ان تقوم انت بتلك الامور |
Birini küçümsemekle, ona bir şey olmamasını istemek arasında çok fark var. | Open Subtitles | هناك فرق بين تقليل من قدر شخصاً ما وعدم الرغبة في إذائهم |
Umut ederim o zamana kadar, benimle çıkmanı istemek için, tüm cesaretimi toplayacağım. | Open Subtitles | على أمل ان استجمع الشجاعة حينها لأطلب منك مجددا الخروج في موعد معي |
Ve polise gidip bir dava açmalarını istemek yerine kendi başlarına yapmaya başladılar. | Open Subtitles | وبدلاً من الذهاب للشرطة وطلب منهم بناء قضية قامو بفعل ذلك بانفسهم، والسبب؟ |
İnsanlardan para istemek çok garip ama gerçekten işimize yarayacak. | Open Subtitles | أنه أمر محرج أن نطلب المال من الناس لكننا نحتاجه |
Burası bu gece benim karakolum. O buraya yardım istemek için geldi. | Open Subtitles | . هذا مَخفري الليلة لقد جاء إلى هنا طلباً للمساعدة |
Yoksa sabahın 6'sında umutsuzca yardım istemek için beni neden arasın ki? | Open Subtitles | و إلا لماذا إتصل بي في السادسه صباحاً طالباً معونتي؟ |
Ve bütün yapman gereken telefonu kaldırıp istemek ve hazır. | Open Subtitles | كل ما عليك القيام به هو التقاط الهاتف و الطلب |
Ancak bu kez sizden mantıklı bir yol izlemenizi istemek durumundayım. | Open Subtitles | فى هذه الحالة, لابد ان اطلب منك ان تتابعنى بالمنطق المتعاقب |
İnsanların bu bitkileri istediği kadar çok bir şeyleri istemek istedim. | Open Subtitles | رغبتي بالرغبة بشيء ما تضاهي رغبة الناس بهذه الأزهار |
Yardımımı istemek için, bir kaç gün önce benimle konuşmaya geldi. | Open Subtitles | حسنا ، اتت عندي قبل عدة ايام ، طلبا في مساعدتها |
Solak birinden sağ eliyle atmasını istemek gibi. | Open Subtitles | الأمر يبدو كما لو أنكِ تطلبين من شخص أعسر أن يُصبح أيمن |