Ama bu defa yatırımı için biraz fazlasını istedi. Kadının vermek istemeyeceği bir şeyi... | Open Subtitles | إنّما الآن، يُريد شيئاً أكثر في مقابل إستثماره، |
Yalan şeyler yaşayan birinin başkasının öğrenmesini istemeyeceği şeyler... | Open Subtitles | أيّ شيءٍ يملكه رجل يعيش كذبة لا يُريد أن يعثر عليه شخص ما. |
Bu kimsenin birlikte yaşamak istemeyeceği davetsiz misafirlerden bir tanesi. | Open Subtitles | إنَّهادخيلةمدنية، لا يُريد أحد العيش معها |
Hiçbirimizin cevaplamak istemeyeceği sorular soracak. | Open Subtitles | ستشرع في طرح أسئلة لا يرغب أي منا في الإجابة عنها |
Ondan başkasının istemeyeceği birkaç hastalıklı küçük sürtük için evlendiğini duydum. | Open Subtitles | إنّه متزوّج الآن كما سمعت مِنْ وقحة صغيرة هزيلة لا يرغب أحد بها |
Hani şu kimsenin dokunmak dahi istemeyeceği kadar çirkin olanlardan. | Open Subtitles | كما تعرفين، أنه القبيح الصغير الذي لا يرغب أيّ أحد بلمسه، |
Stalin'in asla bir parçası olmak istemeyeceği yüksek bir mahkemede. | Open Subtitles | إلى تلك المحكمة العليا التي لا يُريد أن يكون ستالين جزءاً منها. |
Kimsenin istemeyeceği klasiklerden. | Open Subtitles | كَما لو أنّ أحدهم يُريد الكلاسيكيّات. |
Bugün bizimle, hiçbir erkeğin kaçırmak istemeyeceği... | Open Subtitles | معنا اليوم. شخص لا يرغب أي رجل بتركه |