| İzin isteyebiliriz ama vereceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | يمكننا أن نطلب مذكرة لكننا لن نحصل عليها |
| Fena fikir değil. Başka kimden yemek yememesini isteyebiliriz? | Open Subtitles | أتعلم, هذه فكرة لابأس بها من أيضاً يمككنا أن نطلب منه بعدم الأكل؟ |
| Bu kötü giden bir kurtarma operasyonuydu. Farkındasınızdır Albay, idam isteyebiliriz. | Open Subtitles | أنت مدرك ايها الكولونيل اننا يمكننا ان نطلب عقوبة الاعدام |
| Konuşmanızı isteyebiliriz ama sakin kalmanız çok önemli. | Open Subtitles | قد نطلب منك الكلام. لكن الأهمية هو أنه عليك الإلتزام بالهدوء. |
| Ve analiz etme zamanı geldiğinde biraz geriye atıp farklı bir dağılım isteyebiliriz. | TED | ثم إذا حان وقت التحليل، يمكننا إرجاعها قليلاً ونطلب توزيع مختلف. |
| Ailemizle aynı kandan olduğumuz için, onlardan her şeyi yapmalarını isteyebiliriz, her şeyi... | Open Subtitles | لأننا نَتشارَك معَ عائِلتِنا بنَفس الدَم يُمكنُنا أن نطلبَ مِنهُم أي شيء أي شيء. |
| Örneğin cezan açıklanırken, iyi hâlinden ötürü müsamaha isteyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا مثلًا، أن نطالب بالتساهل في إصدار الحكم |
| Belki oda servisi isteyebiliriz. Bir şişe de şarap. | Open Subtitles | ربما بإمكاننا الطلب من خدمة الغرف مع قارورة من النبيذ |
| Geri bildirim odaklı toplantılar isteyebiliriz. | TED | أو بإمكاننا طلب مقابلات تقييم اثناء العمل على مشروع. |
| Rafael'den arabayı isteyebiliriz, değil mi? | Open Subtitles | يمكننا أن نطلب من رافائيل السيارة أليس كذلك؟ |
| Bunu aldıktan sonra tekrar isteyebiliriz. | Open Subtitles | بعد أن نحصل على هذا، يمكن أن نطلب المزيد. |
| En azından bir çözüm isteyebiliriz. | Open Subtitles | على الاقل نستطيع أن نطلب بحق النفقه, صحيح؟ |
| Belki de onlardan kara borsada satmak için bir böbrek isteyebiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكن أن نطلب من كل منهما أن يمنحانا كلية لكي نبيعها في السوق السوداء |
| Biraz yardım isteyebiliriz. | TED | ربما نريد أن نطلب بعض المساعدة. |
| Bir jet isteyebiliriz. Ne dersin? | Open Subtitles | يمكننا أن نطلب طائرة نفاثة ما رأيك؟ |
| Biz aynısını yapmaya hazır değilken sizden ve çocuklarınızdan Defiance için hayatlarını nasıl vermelerini isteyebiliriz ki? | Open Subtitles | كيف نستطيع ان نطلب منك المخاطره بحياتك الخاصه وارواح اطفالك مدافعين عن ديفانس ما اذا كنا سنقوم بالمثل ؟ |
| 85 bin parça gümüş isteyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نطلب ل85,000 من قطع الفضة |
| Peki, belki annenden isteyebiliriz o zaman. | Open Subtitles | حسنا، ربما نستطيع ان نطلب من امك. |
| Birkaç hafta içinde Berlin'de olması bekleniyor anlık bir bilgiyle gitmenizi isteyebiliriz. | Open Subtitles | قد يكون في "برلين" بالإسبوعين القادمين, لذا... قد نطلب منك الرحيل بأي لحظة. |
| Gerekli izni alırız ve o zaman tüm elbiseleri çıkartıp eğilmeni isteyebiliriz. | Open Subtitles | لدينا مذكرة وسوف نعريك للنهاية ونطلب منك الإنحناء |
| Oraya ulaşırsak, Vaat Şehri'yle bağlantı kurup, yardım isteyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا من هناك أن نتصل بمدينة الوعد ونطلب المساعدة |
| Uygulama laboratuarında biraz daha zaman isteriz daha çok ameliyata gözlemci olarak girmeyi isteyebiliriz ve asistanlarımızdan biraz daha iyi eğitim isteriz. | Open Subtitles | ويمكننا أن نطلبَ مشاهدةَ المزيدِ من الجراحات ويمكننا أن نطالب مقيمينا بتدريسنا بشكلٍ أفضل |
| Belki özel halktan sınırı korumalarını isteyebiliriz. | Open Subtitles | ربما علينا الطلب من المواطنين المحليين ليحرسوا الحدود |
| İlave güce ihtiyacımız olursa, isteyebiliriz. | Open Subtitles | إن إحتاجنا لأشخاص آخرين، بإمكاننا طلب ذلك. |