Ama bu kuralın bir istisnası vardı. | TED | لكن كانت هناك دائما استثناءات لكل القواعد. |
Siz hastane işletiyorsunuz, dinlenme tesisi değil. Her odada iki yatak bulunur. İstisnası yoktur. | Open Subtitles | أنت تدير مستشفيات و ليس منتجع صحي سريران بكل غرفة, لا استثناءات |
Seni her Salı saat tam 10:30'da göreceğim, istisnası, bahanesi yok. | Open Subtitles | أنا أراكم كل يوم ثلاثاء، 10: 30 حادة، أي استثناءات أو أعذار. |
Her kuralın bir istisnası vardır. Bugün için bir tane yapalım. | Open Subtitles | لكل قاعدة استثناء فليكن هناك استثناء اليوم |
Tabii bir doğum günü istisnası yapabileceğimizi düşünmüyorsan. | Open Subtitles | إلا إن كنت تعتقد بأنه يجب أن يكون هناك استثناء لأعياد الميلاد |
O artık tanımlandı, toplum güvenliği istisnası artık geçerli değil. | Open Subtitles | الآن بعدما تمّ الكشف عن هويّته، إستثناء السلامة العامّة لمْ يعد مُطبّقاً. |
Daha çok da sudan oluşmuşuz, davranışlarımız temel fizik yasalarının bir istisnası değil. | Open Subtitles | نحن في الغالب ماء و تصرفنا لن يكون إستثناءا للقوانين الفيزيائية الأساسية |
Tek istisnası benim rızam olmadan başlattığın sapkın seks eylemi olmak üzere, dün gece seninle yastık kalesinde harika zaman geçirdik. | Open Subtitles | قضيت وقتاً رائعاً معك ليلة أمس في حصن الوسائد و الإستثناء الوحيد كان الفعل الجنسي المنحرف الذي بدأتي به بدون موافقتي |
Kapılar onda kilitlenmiş olacak. İstisnası yok. | Open Subtitles | سيغلقُ الباب بالساعةِ العاشرة، دون استثناءات. |
Sayın Yargıç, biz bu fotoğrafların çocuk pornosu olduğunu kabul ediyoruz ve bu yüzden, ne onay ne de sanat eseri istisnası olarak gösterilemezler. | Open Subtitles | سيادة القاضي، نحن نقدم لكم هذه الصور على أنها مثل مواد اباحية عن الأطفال بشكل أساسي ولا يهم أي موافقة، أو استثناءات فنون جميلة |
Travma geçiren biri için istisnası falan yok bunun. | Open Subtitles | لا استثناءات حتى لشخص مصاب بارتجاج |
Ama bu kuralların istisnası olabilir. | Open Subtitles | لكن ، قد نجد استثناءات لهذه القوانين |
Hepimiz bir arada olacağız. Bunun istisnası yok. | Open Subtitles | نقف وقفة رجل واحد بدون استثناءات |
Genellikle. Birkaç istisnası vardır. | Open Subtitles | عموماً، مع بضعة استثناءات |
Bu evrensel kanunun tek bir istisnası var, o da yukarı doğru ilerlemeye devam edebilen insan ruhu -- bizleri bütünlüğe, gerçekliğe ve bilgeliğe götüren bir merdiven. | TED | ولكن هناك استثناء واحد للقانون العام ذاك وهو الروح البشرية والتي يمكنها الاستمرار بالصعود والتطور - الارتقاء على الدرج - لكي نصل الى الكمال والاصالة و الحكمة |
Beni bilirsin. Kurallarımın istisnası yoktur. | Open Subtitles | إنك تعرفينني لا أعطي استثناء لأحكامي |
İmparatorluklar yıkılır. Bunun istisnası yok. | Open Subtitles | الإمبراطوريات تتهاوى لا يوجد استثناء |
Herkes yalan söyler, ama her kuralın bir istisnası vardır. Aslında yoktur. | Open Subtitles | الكل يكذب,لكن هناك استثناء لكل قاعدة |
Sürecin devam etmesini sağlayacak bütün kuralları çiğniyorsunuz ve bana Ulusal Güvenlik istisnası masalını da anlatmayın. | Open Subtitles | أنتم تكسرون كل القواعد القانونية المتعارف عليها، ولا ترد عليّ بذلك الهراء المتعلق بـ"استثناء من الأمن القومي" |
Buna kuralın istisnası denir. | Open Subtitles | هذا ما يدعى إستثناء للقاعدة |