İyi bir arkadaş olmadığımı düşündüğünü biliyorum, ama bunu yapmak için nedenlerim var.. | Open Subtitles | اعلم انكي تضنين انني لست صديقة جيدة لكن لدي اسباب لفعل ما أفعل |
Malik için sahte sevgililik yaparak iyi bir arkadaş olduğunu. | Open Subtitles | آه .. بأنها كانت صديقة جيدة تقوم بدور اللحية لمالك |
Gerçekten iyi bir arkadaş olmak istiyorsan, bize bildiklerini anlat. | Open Subtitles | هل تود أن تكون صديق جيد حقًا أخبرنا بما تعرفه |
İyi bir arkadaş asla söylemez Mary. Ama ben Simon'un da iyi arkadaşıyım. | Open Subtitles | انت صديقه جيده لانك لن تبوحي بالسر ولكني صديق جيد لسايمون ايضا |
Benim için de iyi bir arkadaş oldun. Güçlü ol! | Open Subtitles | وأنت أيضاً قد كنت صديقاً جيداً لي، ، انتبه .. |
Vanessa'nın beni mahvetmesini engelleyerek aslında oldukça iyi bir arkadaş olduğunu kanıtlamıştı. | Open Subtitles | في الحقيقه اثبتت انها صديقه جيده منذ ان حمتني من مخطط فانيسا. |
İyi bir arkadaş olmaya çalışıyorum. Onunla ilgilenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون صديقة جيدة أريد أن اعتني بها |
Ama ben sana hiç iyi bir arkadaş olamadım, üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لأنني لم أكُن صديقة جيدة جداً باالنسبة لك. |
İyi bir arkadaş olamadım. Bunun için kendimi asla affetmeyeceğim. | Open Subtitles | لم أكن صديقة جيدة و لن أسامح نفسي على هذا أبداً |
Dan ile bazen çok mutsuzdum ve sen bana çok iyi bir arkadaş oldun. | Open Subtitles | لقد كنت بمنتهى الغباء مع ، دان . وأنتى كنت صديقة جيدة |
O kadın tam bir kafa ütüleyici, ama. . O iyi bir arkadaş. Evet, biliyorum. | Open Subtitles | ـ تلك المرأة لديها خلل برأسها لكن ـ إنها صديقة جيدة أجل أنا أعرف |
Aklımdan geçiyordu, ama iyi bir arkadaş olduğum için söylemek istemedim! | Open Subtitles | كنتُ أفكر فيه ولكني لم ارغب في قوله لانني صديقة جيدة وانتِ صديقة سيئة |
Kendimi suçlu hissediyorum çünkü iyi bir arkadaş olmak istiyorum. | Open Subtitles | احس بتانيب الضمير لانى اريد ان اكون صديق جيد |
Buna kim katlanırsa en azından bir tane iyi bir arkadaş var demektir. | Open Subtitles | أية أحد سيتحمل هذا, أعلم أن لديها صديق جيد. |
Yani, sahip olmadığım tek şey iyi bir arkadaş. | Open Subtitles | اعنى أن الشى الوحيد الذى أفتقده هو صديق جيد |
Dur bir dakika. Sana iyi bir arkadaş oldum, tamam mı? | Open Subtitles | انتظري ثانية, لقد كنت صديقاً جيداً حقاً لكِ. |
Sen her zaman iyi bir arkadaş oldun. | Open Subtitles | كنت دائما نعم الصديق |
Çok sinirlendim, ama kendime dedim ki "O iyi bir arkadaş. | Open Subtitles | لقد جعلني أغضب لكنني فكرت بالأمر إنه صديق صالح قد يكون لديه سبب مقنع |
Bazen bu içgüdüler, beni iyi bir arkadaş değil de, iyi bir polis yapıyor. | Open Subtitles | نعم في بعض الأحيان الغرائز التي تجعلني شرطيا جيدا لا تجعلني صديقا جيدا |
Bana çok iyi bir arkadaş oldun. | Open Subtitles | تشارلز " لقد كنت لى دائماً صديقاً وفياً" |
Ve, eğer daha iyi bir arkadaş olsaydım diye düşünüp durdum. | Open Subtitles | و ظللت أفكر , ربما عندما أكون صديقة أفضل |
ve senin sadece iyi bir arkadaş olmaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنك فقط تحاولين أن تكوني صديقة طيّبة |
İyi bir arkadaş olamadım. | Open Subtitles | انا حقا لست بصديقة جيدة |