Departman beni asla iyi bir polis memuru olarak görmedi. | Open Subtitles | طبقاً لقسم الشرطه لم أكن في يوم شرطي جيد |
İkinci el araba satıcısı. Doğru, iyi bir polis olmayabilir. Ama harika bir ajan olacak kapasitesi var. | Open Subtitles | اجل فعل , ربما ليس شرطي جيد لكن لديه القدرة ان يكون بطلا كبيرا |
Senin iyi bir polis olduğunu biliyorum ama inanılmaz paranoyak olmuştum. | Open Subtitles | .. أعلم أنّك شرطي صالح ، انا فقط لقد كُنت بحالة من جنون العظمة |
Abimin hala iyi bir polis olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | اعتقد بأن أخي الأكبر ما زال شرطياً صالحاً |
Seninkiler senin iyi bir polis olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ملفك فى القيادة ، يقول أنك ضابط جيد |
Birini iyi bir polis sanırken kalkar olmadık bir şey yapar. | Open Subtitles | يحسب المرء أنّ أحدهم شرطيّ صالح ثمّ... يقوم بشيء ما |
Dinle, iyi bir polis olduğunu biliyorum, aksi halde benden bu talepleri incelememi istemeyecektin. | Open Subtitles | اسمعني اعلم انك شرطي جيد وإلا لما كنت أعدت النظر في القضية |
Bildiği her şeyi sana öğreterek iyi bir polis yetiştirdi. | Open Subtitles | علّمَك كُلّ شيءَ تَعْرفُ حول أنْ يَكُونَ a شرطي جيد. |
Bakın, Dyson'ın bazen baş ağrısı olduğunu biliyorum, ama o iyi bir polis. | Open Subtitles | انظر.. أعلم دايسون ماذا يكون ألم في المؤخرة أحيانا، لكنه شرطي جيد. |
Birkaç kötü seçim yapmasaydın, iyi bir polis olabilirdin. | Open Subtitles | كنتَ ستكون شرطي جيد لولا بعض الخيارات السيئة |
Nick çok iyi bir polis ve bir sürü düşmanı var. | Open Subtitles | إنه شرطي جيد بحق، ولديه العديد من الأعداء. |
Onu tanıyorum. 20 yıllık iyi bir polis. | Open Subtitles | أنا أعرفه ، خبرة 20 عام شرطي صالح |
O iyi bir polis. Her gün dizine kadar bokun içinde. | Open Subtitles | وهو شرطي صالح ويغوط فى القرف كل يوم، |
Ben iyi bir polis değilim. | Open Subtitles | لست شرطياً صالحاً |
Ben iyi bir polis değilim. | Open Subtitles | لست شرطياً صالحاً |
Sen iyi bir polis misin ? | Open Subtitles | هل أنت ضابط جيد ؟ |
- Evet, iyi bir polis. | Open Subtitles | أجل , إنّه شرطيّ صالح. |
Sadece iyi bir polis olduğundan değil iyi biri olduğu için de. | Open Subtitles | ليس فقط لأنه كان أفضل شرطي بل لأنه كان أفضل رجل أيضاً |
İyi bir polis, kanunların çiğnenmemesi için bazen kuralları çiğner. Anlatabildim mi? | Open Subtitles | أحياناً الشرطي الجيد يحصل على القواعد الممنوعة التي تفقد ولا تكسر, أتفهمين؟ |
Bir sürü madalya. İyi bir polis. | Open Subtitles | الكثير من الميداليات ، الشرطي الصالح. |
İyi bir polis olmak için gerekenin ne olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | لا تملك أي فكره ما يلزم المرء ليصبح شرطي جيّد. |
Bazen bu içgüdüler, beni iyi bir arkadaş değil de, iyi bir polis yapıyor. | Open Subtitles | نعم في بعض الأحيان الغرائز التي تجعلني شرطيا جيدا لا تجعلني صديقا جيدا |
Tamam, tamam polisim oldu mu? Sadece iyi bir polis değilim. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، أنا شرطي، اتفقنا لكنني لست شرطياً بارعاً |
Bu da onu bir puşt yapıyor, biliyorum ama bu aynı zamanda iyi bir polis olmasını da sağlıyor. | Open Subtitles | هذا يجعله وغداً أعرف لكنه يجعله شرطياً جيداً |
İyi skorlar almış olması onu iyi bir polis yapmaz. | Open Subtitles | فقط لأن لدينا حصيلة جيدة لا يعني بانها شرطية جيدة |