Annemiz iyi görünüyor, rahim iyi görünüyor, bebek de iyi görünüyor. | Open Subtitles | لذا الام تبدو جيدة ، الرحم يبدو جيد الطفل يبدو جيد |
Kenarlar eskisi kadar keskin değil, ancak yine de iyi görünüyor. Üstelik tamir gerektiğinde, bunu yapmak da gerçekten kolay. | TED | ربما لا تكون الحواف حادة كالسابق لكنها ما زالت تبدو جيدة وإذا احتاجت الإصلاح، فإن من السهل فعل ذلك. |
Güney California önseçim gününde saatler 09:00 ve otoyollar gayet iyi görünüyor. | Open Subtitles | انها التاسعه صباحاً فى جنوب كاليفورنيا و الطريق السريع يبدو جيداً |
İyi görünüyor. Size iyi baktıklarını duydum. | Open Subtitles | يبدو جيداً ان اسمع انهم يعاملونك جيداً هنا |
...ve onu gömdüğümüzde ölü olduğunu sanıyorduk ama şimdi iyi görünüyor. | Open Subtitles | ونحن أعتقدنا انه كان ميت عندما دفناه. لكنه يبدو بخير الان |
Drenin sutürleri iyi görünüyor. Zımbalar da tamam. | Open Subtitles | حسناً , لقد خيطت كل شئ و المشابك تبدو بخير |
İyi görünüyor. Her zamanki gibi görünüyor.Olağan üstü bir şey yok. | Open Subtitles | تبدو جيدة كما الحال دائما لاشئ معين بشأنها.. |
Yani beş dolar garanti benim olduğum yerden gayet iyi görünüyor. | Open Subtitles | لذا 5 دولارات تبدو جيدة للغاية .من حيث أجلس |
- İyi iş çıkardın. Kadın iyi görünüyor. - Teşekkürler. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل جيد عليها , تبدو جيدة شكراً |
Kalbiniz iyi görünüyor. Nakil işlemi için zamanı kararlaştırabiliriz. | Open Subtitles | القلب يبدو جيداً يمكن تحديد موعد الجراحة |
Refleksler normale döndü. Kalp de iyi görünüyor. | Open Subtitles | ردود الفعل عادت طبيعية القلب يبدو جيداً أيضاً |
Yemek nasılmış? İyi görünüyor. Kokusu da güzel. | Open Subtitles | و لكن الطعام يبدو جيداً و رائحته طيبة أيضاً |
Bebek ultrasonda iyi görünüyor, ama damla şeklinde az bir kanaman var. | Open Subtitles | , الطفل يبدو بخير في صورة الفوق الصوتية لكنكِ ضعيفة بعض الشئ |
Herneyse Chloe şimdi onunla ve gayet iyi görünüyor. | Open Subtitles | على أية حال كلوي معه الآن و هو يبدو بخير تماماً |
Biraz korktu tabii, ama şimdi iyi görünüyor. | Open Subtitles | أنها تتكلم قليلاً لكنها تبدو بخير أنها تبلى حسناً |
İyi görünüyor, ama annesinin, ona verebileceğimiz en iyi bakıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | تبدو بخير , لكن والدتها ستحتاج إلى أفضل عناية يمكننا تقديمها |
Aman Tanrım, burada morg ışığı altında bile iyi görünüyor. | Open Subtitles | يا إلهي, انه يبدو جيد حتى هُنا في ضوء المشرحة. |
Yani iyi görünüyor muydum? | Open Subtitles | إذاً، أكنت أبدو بخير بالنسبة لك؟ |
Daha iyi görünüyor, Yine de onu eve götürmek daha güvenli. | Open Subtitles | .إنه يبدو أفضل حالاً .ولكن فلنعده إلى منزله احتياطاً |
Senin kız şimdi dizlerinin üzerindeki halinden daha iyi görünüyor. | Open Subtitles | عاهرتك كانت تبدو أفضل عندما كانت تركع على ركبتيها |
ince bağırsaklar, kalın bağırsaklar. Pankreas da gayet iyi görünüyor. | Open Subtitles | الأمعاء الغليظة، وهذا بنكرياس يبدو جيدًا. |
- Berettalar iyi görünüyor. - Mal tamam. | Open Subtitles | أجل، البضاعة تبدو جيّدة التّاجر تفقّد البضاعة |
Açmam gerekiyordu. Ayrıca iyi görünüyor. | Open Subtitles | اضطررتُ أن أفتحها بالإضافة أنّ هذا يبدو جيّداً بالنسبة لي |
- Evet. İyi görünüyor muyum? | Open Subtitles | أجل نعم هل أبدو جيدة |
İyi görünüyor. O Buz Adam! İşte o bu! | Open Subtitles | إنه يبدو لطيفاً إنه الرجل الجليدي ، هذه هي حقيقته |
Şu anda konuşmaların çoğu söylenti ama durum iyi görünüyor. | Open Subtitles | أغلب الحديث مؤذي في هذه النقطة لكن يبدوا جيداً |
Yani oldukça zayıf görünüyor. Bence iyi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنيقا ونحيلا يبدو رائعا |