Doktor, onun tam anlamıyla iyileştiğini ve her şeyin iyiye gideceğini söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أنه شفي تماماً وأن كل شيء سيكون على ما يرام |
Böyle ciddi sinir zedelenmesi olan birinin bunları yapıp tamamıyla iyileştiğini gördün mü? | Open Subtitles | أعرفت أحدًا قطّ أصيب بتلف في الأعصاب بهذه الحدّة لحد عجزه عن تأدية هذا المران، ثم تعافى فعليًا؟ |
Kadın: Şimdi, çocuğun iyileştiğini ve okula gittiğini söylüyor. | TED | المرأة: الآن، إنها تقول أن طفلها قد تحسن وذهب اليوم إلى المدرسة. |
Mucizevi bir şekilde iyileştiğini söyleyebilmek isterdim ama olmadı. | Open Subtitles | أتمني إن كان باستطاعتي أن أقول أنها شفيت بمعجزة لكنها لم تفعل |
Babamın iyileştiğini ve doktorların onun iyi olacağını söylediğini haber vermek için aramıştım. | Open Subtitles | كنت أتصل فقط لأقول له أن أبي يتعافى والطبيب قال أنه سيكون بخير |
Yine de bu kadar kötü yaralanmış biri için oldukça hızlı iyileştiğini söylüyor hemşireler. | Open Subtitles | لكن.. الأمر الجيد أنك تتعافى بسرعة كل الممرضات يتكلمن عن هذا |
Bir dakika. Barry'nin diyabetinin iyileştiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | انتظر لحظة ، هل تقول أن باري قد شُفي من مرض السكر ؟ |
Çocuğun iyileştiğini düşündükleri için beni burada istemiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يريدونني هنا لأنهم يعتقدون أن الولد شفي |
Bir çocuğun kanserden iyileştiğini duyduğumda seni eken o ağaçlara sarılan hödük doktor olmaması için dua ediyorum. | Open Subtitles | و عندما أسمع بأن طفلا شفي من السرطان أدعو أن لا يكون شفاؤه تم على يد ذلك الدكتور الأحمق الذي يحدق في الشجر وقام بهجرك |
Bir de küçük oğlunuzu dövüşürken videoya çekmişler. Bu da çapraz bağ yırtılmasının tamamen iyileştiğini gösteriyor. | Open Subtitles | كما أن مقطع الفديو الذي أرسله ولدك الأصغر يثبت أنه شفي من إصابة الرباط الصليبي |
Evet,doktor sedasyon kaldırıldıktan sonra biraz iyileştiğini söyledi. | Open Subtitles | نعم ، لقد قال الطبيب بأنه قد تعافى بعض الشيء منذ أن رفع التخدير |
Vücudunun tamamen iyileştiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن ان جسدها تعافى بشكل كامل |
Kusura bakma da bize milyon dolarlar vaat etti diye ona oğlunun iyileştiğini söylemem. | Open Subtitles | أنا آسفه، لن أخبره بان ابنه قد تعافى |
Hâlâ derslere gidiyorum, olayları sıralamamın giderek iyileştiğini söylüyorlar, ve ben... | Open Subtitles | سأظل اذهب الى المدرسة ، فقد أخبروني بأني نظم الكلمات لدي تحسن وانا |
Şey, kimileri durumun aslında iyileştiğini söyleyebilir. | Open Subtitles | حَسناً، بعض الناقشات قد تحسن .. فى الواقع |
Sadece annenin iyileştiğini ve senin de havada süzülen bir yaprak gibi rahatladığını hayal ediyorum. | Open Subtitles | تخيل هذا .. تخيل لو أن والدتك قد شفيت حاول الشعور بالظمأنينة |
Yani bundan senin iyileştiğini anlayabilirim. Gerisi ıvır zıvır yani. | Open Subtitles | اذن أعتقد انك شفيت تماما، صح ؟ |
Yakov bana uzun bir mektup yazmış. Hasta olduğunu, ama iyileştiğini bildirdi. | Open Subtitles | ياكوف كتب لى رساله مطوله كان مريضا لكنه يتعافى |
Bu yeni testler sonunda iyileştiğini gösteriyor olmalı. | Open Subtitles | تلك الفحوصات الجديده لابد بأنها تعني أنه بدأ يتعافى |
Bağlantılarım onun oldukça iyileştiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | أتصالاتي هناك تخبرني بأنها تتعافى بشكل جيد |
İyileştiğini gördüğüme çok sevindim. | Open Subtitles | انا. انا الان سعيد لرؤيتك تتعافى |
Rahatsızlandığını ama artık iyileştiğini söyleriz. | Open Subtitles | سوف نقول انه كان مريضاً لكنه الان شُفي |
İyileştiğini söylemiştin. | Open Subtitles | انت قلت انه يتماثل للشفاء |
Hızlı iyileştiğini ama daha yavaş tutman gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | هو قال انكِ تتعافين بشكل جيد لكن تحتاجين للعودة ببطء |