Olivia Pope sihrini kötülük için değil, iyilik için kullanır. | Open Subtitles | لا تستخدم أوليفيا بوب سحرها بهدف الشر، بل تستخدمه للخير. |
Fakat teknoloji ve teknoloji dünyasında olan pek çok şey gibi korsanlığın da kötülük ve iyilik için eşit derecede gücü var. | TED | لكن كمعظم الأشياء التقنية وفي عالم التكنولوجيا، للقرصنة الإلكترونية قوتان متساويتان للخير أو للشر |
Tek yapman gereken bu parayı kötülük yerine iyilik için kullanmak. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله ان تستخدم سلطتك للخير لا للشر |
Başı bir torbaya koyulduğunda, iyilik için olduğu kadar kötülük için de kullanılabilecek bir silaha dönüşmektedir. | Open Subtitles | عندما تكون الرأس داخل الحقيبة فإنها تغدو سلاحاً يمكن استخدامه في الخير كما في الشر. |
Büyüyü iyilik için kullanmayı öğrenmelisin. Amacı budur. Çıkarın için kullanmamalısın. | Open Subtitles | أنت بحاجة لتعلم كيف تستخدم سحرك في الخير,هذا هو غرضه الحقيقي وليس لغرورك الخاص |
Yalnızca iyilik için uğraşan bir tane bile ajan tanımıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف جاسوساً الذي يفعل ذلك من أجل الخير الأعظم |
Şey, yani,gücünü iyilik için kullandığını unutmayalım . Eğer onun için olmasaydı , ikinci aile evlat edinmeleri olmayacaktı. | Open Subtitles | دعينا لا ننسى بأنها تستغل موهبتها للخير لولاها لم يكن هناك تبنّي للأزواج المثليين |
Güçlerinizi kendiniz için kullandığınızı düşünüyor, yüce iyilik için değil. | Open Subtitles | هي تعتقد أنكم تستخدمون قواكم لمصلحتكم الشخصية ، وليس للخير الأعظم |
Artık sadece yüce iyilik için değiliz. | Open Subtitles | ليس كل ما نفعله للخير الأعظم في هذه الفترة |
23 yıl önce olanlar bir trajediydi. Fakat, daha büyük bir iyilik için gerekliydi. | Open Subtitles | ما حدث هنا منذ 23 سنةً كان مأساة ولكن ذلك كان ضرورياً للخير الأعظم |
Bu kitap güçlü bir silah, onu iyilik için kullanın, | Open Subtitles | هذا الكتاب سلاحٌ قويّ لذا استخدموه للخير |
Belki günün birinde insanlar büyünün iyilik için de kullanılabileceğini anlarlar. | Open Subtitles | ربما يأتي اليوم والناس ترى السحر، على أنه قوة للخير |
Şeytani güçlerini bu sefer iyilik için kullandığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسناً ، أشكرك على تسخير قواكَ الشريرة للخير هذه المرة |
Çünkü kadeh iyilik için kullanabilineceği gibi kötülük için de kullanılabilir. | Open Subtitles | لأن الكأس يمكن استخدامه في الشر كما في الخير |
Büyünü iyilik için kullanmayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | أنت بحاجة إلى تعلم استخدام السحر في الخير,هذا هو هدفه الحقيقي |
Sadece büyünün iyilik için kullanılabileceğini göstermek istedim. | Open Subtitles | اريد فقط أن أريك أن السحر يمكن أستخدامه في الخير |
Ama bu, kılıcı iyilik için kullanamayacağımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكنْ هذا لا يعني أنّه لا يمكن استخدامه في الخير |
Eğer doğru kuşanırsanız, iyilik için güçlü bir baskı olabilir. | TED | و بتسخيره بشكل صحيح، يمكن أن يكون قوة هائلة من أجل الخير. |
Zehri iyilik için kullanmak istiyorum, hasta olanlara yardım etmek için. | Open Subtitles | أريد أن إستخدامها من أجل الخير . لشفاء المرضى |
Yüce iyilik için çok fedakarlık yaptın ve hepsi ağır bir darbe oldu. | Open Subtitles | أنتِ قمت بعمل الكثير من التضحيات من أجل تحقيق الخير وهذا كان أثرها |
Bir kez daha, buraya iyilik için gelemediğini farz ediyorum. | Open Subtitles | مرة آخر أنا أعتقد بأنك لستِ هنا لطلب خدمة مني |
Babam, içki için 50 km yürürdü ama iyilik için 5 cm bile gitmezdi. | Open Subtitles | أبي، كان يمكنه المسير لأربعين ميلاً طلباً للشراب، ولكن ليس لأربعين بوصة لعمل طيب |
Bir keresinde bana L-Corp'un iyilik için çalışan bir güç olmasını istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | الأمر فقط، أنتِ أخبرتني من قبل أنكِ تودين ترسيخ منشآت (إل) بعمل الخير |