ويكيبيديا

    "iyimserlik" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التفاؤل
        
    • الميل للتفاؤل
        
    • بالتفاؤل
        
    • متفائلة
        
    • تفاؤلك
        
    • التفائل
        
    • والتفاؤل
        
    • تفاؤل
        
    Tüm kötülüklerin kaynağından bahsediyoruz, belki de ölçülü iyimserlik en iyisi. Open Subtitles نحن نتحدث عن مصدر كل شر، التفاؤل قياس ربما هو أفضل.
    İyimserlik kişiyi, akademide, sporda, politikada başarıya götürüyor. TED يقود التفاؤل نحو النجاح في الميدان الأكاديمي و الرياضي و السياسي.
    Bu noktada durduk ve kendimize şu soruyu sorduk: iyimserlik yanılsamasını ufak parçalara ayırmak ister miyiz? TED وها هنا توقّفنا لنسأل أنفسنا، أنرغب في تحطيم وهم التفاؤل قِطعاً قِطعاً؟
    Şimdi bu çalışmadaki kötü haberlere tepki veren bölgeyi etkiliyoruz ve iyimserlik eğilimi daha da arttı. TED و الآن نتدّخل في المنطقة التي وجدنا بأنها تلتقط الأخبار السيئة في هذه المَهمة، فارتفع مقدار الميل للتفاؤل أكثر.
    Böylece sona erdi. Sana ve geleceğine dair muazzam bir iyimserlik ve güven duygusuyla uyandım. Open Subtitles انتهت رؤياي واستيقظت مغموراً بشعور قوي بالتفاؤل والثقة
    ve bu umut, bu iyimserlik bir yıllık çalkantılı bir geçiş sürecine katlandı. TED وهذا الأمل وهذا التفاؤل تحمّل سنة انتقالية مضطربة.
    Çünkü iyimserlik olmadan zafer kazanmanın bir yolu yok. TED لأنك لا تستطيع أن تقدم هذا النصر بأي طريقة دون التفاؤل.
    Ancak karşısında da düzene doğru sonu gelmeyen bir iyimserlik vardı. TED و لكن استمر بحقن التفاؤل بلا هوادة في النظام.
    Aslında, dünya tarihine bakacak olursanız, iyimserlik için bazı sebepler görebilirsiniz. TED في الواقع اذا نظرتم الى تاريخ العالم تستطيعوا أن تروا بعض الأسباب التي تدعو إلى التفاؤل.
    Ve işte bu nedenle bence iyimserlik mimariyi ileri taşıyan değerlerden biri. TED ولذا فـأنا أؤمن أن التفاؤل هو مايدفع العمارة للأمام
    İnatçı iyimserlik güçlüdür. TED لقد كان هذا التفاؤل الأصيل قويًا للغاية.
    Çok yazık efendim, zira mahkemeniz süresince 'sersemce iyimserlik' kartını oynamayı planlıyordum. Open Subtitles هذا مؤسف, سيدي, لأني كنت أخطط لألعب ورقة التفاؤل الغبي بكل قوةٍ خلال المحكمة.
    - İyimserlik. İyimserliği hatırlıyorum. - Bin yaşlarında falan olduğun için olmasın. Open Subtitles التفاؤل أتذكر التفاؤل ذلك لأنك تبلغين ألف سنة
    Herkes düşmanın değildir. Arada sırada biraz iyimserlik iyidir. Open Subtitles ليس كل من حولك أعداؤك حاول التحلي ببعض التفاؤل
    Bana kalırsa senin içinde ufacık da olsa bir iyimserlik var. Open Subtitles أنا ، شخصياً ، أظن أنه يوجد بعض التفاؤل بداخلك
    Bayılınca bir şey görmemekten kaynaklanan bir iyimserlik mi bu? Open Subtitles أهذا نوع من التفاؤل الذي يأتي من عدم حصولك على رؤيه ؟
    İyimserlik, şu aralar benim akıl sağlığım. Open Subtitles التفاؤل هو التعقل بالنسبة لي في الوقت الحالي
    Daha sonra, bu çalışmadaki iyi haberleri değerlendiren bölgeyi etkiledik ve iyimserlik eğilimi yok oldu. TED ثمّ تدخلنا في المنطقة التي وجدنا بأنها تلتقط الأخبار الجيدة في هذه المَهمة، فاختفى الميل للتفاؤل.
    Havadaki dünyayı kurtarma hissini veren iyimserlik kokusunu almamak mümkün değil. TED ويمكنك أن تشعر بهذا التحرك متفائلة لإنقاذ الأرض في الهواء.
    Şimdi iyimserlik sadece acıklı geliyor. Open Subtitles . الآن تفاؤلك بدا مثيراً للشفقة
    Acil iyimserlik sahip olduğumuz inançla oluşmuş olan bir engelin üstesinden gelmek için çabucak müdahale etme arzusudur. TED التفائل العاجل هو الرغبة للعمل فوراً لمواجهة مشكلة، مصحوبة بالإيمان بأننا لدينا أمل كبير في النجاح.
    Anne ve kızının sergilediği iyimserlik ve güç, yüreklilik ve dayanışmalarından derinden etkilendim. TED تأثرتُ عميقاً بالقوة والتفاؤل التي أظهرتها كل من الأم والإبنه بعرضهما قصتهما الشجاعة والداعمة.
    Bu olayların hepsinde, gerçekçi ve cesur fakat ayrıca kararlı ve inatçı iyimserlik başarının sonucu değil, TED في كل هذه الأمثلة، ثمة تفاؤل واقعي ولكن بتصميم وعزيمة لم يكن نتيجة النجاح.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد