Çok saçma davrandım, biliyorum, ama şimdi iyiyim, doğru söylüyorum. | Open Subtitles | ذلك كان خاطئ مني؛ أعرف؛ لكن أنا بخير الآن؛ بأمانة |
Bana aynı şeyi sorup duruyorsun. Neyin var? Ben iyiyim. | Open Subtitles | أنت مصمم ان تكرر السؤال ما خطبك , أنا بخير |
Ben iyiyim, sadece şu sıralar evi arayamayacak kadar meşgulüm. | Open Subtitles | أنا بخير. لكن مشغـولة للغاية، ولا وقت لديّ لأتصل بالمنزل. |
Üç çeşit olmalı, onlar ve ben, 'çünkü ben iyiyim. | Open Subtitles | لابد أن هناك نوع ثالث لأنك ، تعرفين.. أنا جيد |
Gitmeden önce konuşmak istediğin bir şey var mı? Hayır, ben iyiyim. | Open Subtitles | تود ان تتكلم عن اى شىء قبل ان ارحل لا انا بخير |
Hatta iyiden daha iyiyim. En iyiyim. En mükemmel hizmetçi benim! | Open Subtitles | و أنا خادمة جيدة أنا أفضل من جيدة ، أنا الأفضل |
Ben iyiyim, sadece şu sıralar evi arayamayacak kadar meşgulüm. | Open Subtitles | أنا بخير. لكن مشغـولة للغاية، ولا وقت لديّ لأتصل بالمنزل. |
Evet, öz annemin bana ateş etmesi haricinde gayet iyiyim. | Open Subtitles | نعم ، أنا بخير عدا كون أمى تطلق النار علي |
Beni merak etme çok iyiyim ve sana uzun uzun sarılmayı ümit ediyorum. | Open Subtitles | أريد أن إطمئنك، أنا بخير عندي أمل أن أعانقك مرة أخري عناق طويل |
Evet, bunu biliyorum ama gerçekten de iyiyim, tamam mı? | Open Subtitles | نعم، أعلم ولكن بجد أنا بخير ، حسناً ؟ .. |
Ben iyiyim, çünkü Glee var ama bu kızlar kendilerini kaybetti. | Open Subtitles | أنا بخير لأنني أملك غلي لكن هؤلاء الفتيات قد خسروا شيئا |
- Seni yakaladığını sanmıştık. - Hayır iyiyim. Hadi şu işi yapalım. | Open Subtitles | لقد ظننا أنه وصل إليك لا أنا بخير أنا بخير لنفعل هذا |
Epey yakın görünüyorsunuz. Daha önce de yaşadım bunları. İyiyim ben. | Open Subtitles | تبدوا قريباَ جداَ من هذا مررت بهذا من قبل أنا بخير |
- Evet, o iyi. Biraz daha ekle. - Evet, ben iyiyim. | Open Subtitles | نعم , إنه بخير نعم , أنا بخير , أنتِ بخير ؟ |
Şimdilik iyiyim ama, açıkça görülüyor ki bu karar benden büyük. | Open Subtitles | أنا بخير الآن ولكن من الواضح بأن هذا القرار أكبر مني |
Eskiden bana "Sersiri" derlerdi, çünkü ser verip sir vermemek konusunda çok iyiyim. | Open Subtitles | إعتادو على تسميتي بالملك توت بسبب أني جيد تماماً في المحافظة على الأسرار |
Ben iyiyim ama biraz daha ileri gidip şunu söyleyeyim, sanırım sosyal medya olmadan sadece iyi değil, daha iyiyim. | TED | حسناً ، فقد كنت بحال جيد، لكني أريد أن أواصل القول بأني لست فقط جيد بدون وسائل التواصل الاجتماعي، لكني أفضل بدونها. |
- Monk, seni taşımayacağım. - Tamam. Burada kalacağım, böyle iyiyim. | Open Subtitles | ـ مونك لن احملك ـ حسنا سابقى فوق انا بخير هنا |
Geriye doğru gitmelerim için biraz çalışmam gerek ama yatışta bayağı iyiyim. | Open Subtitles | الحركات الخداعية لدى تحتاج بعض التدريب و لكن حركات الرقود لدى جيدة |
Bunlar takım. Tamam. Ben iyiyim. | Open Subtitles | كل شىء مضبوط, لا بأس أنا بخير, لا تقلقى بشأنى |
Erkekler ve kadınlar hâlâ birbirlerinden nefret ediyorlar, yani iyiyim. | Open Subtitles | ،مازال النساء والرجال يكرهون بعضهم البعض فأنا علي ما يرام |
Oh, evet tatlım, iyiyim. | Open Subtitles | نعم، عزيزي، إنّي بخير تعرّضت لحادث اصطادم طفيف فحسب |
İyiyim. Korku çizgi romanı okuyordum. | Open Subtitles | أَنا بخيرُ, أنا كُنْتُ أَقْرأُ مجلة رعبِ بصور متحركة |
Ben "Nasılsın?" dersem onun "İyiyim, ya sen?" demesi gerek. | Open Subtitles | حسنا , اذا أنا قلت : كيف حالك ؟ عليه أن يقول : |
Evet, iyiyim. Hoş geldin. Uzun zaman oldu. | Open Subtitles | أجل، بخيرٍ أهلا بعودتكِن إنها لمدة لم نركِ فيها |
Bunda çok iyiyim ve hiç durmanı istemiyorum. | TED | أنا جيّد جدًا في هذا، ولا أريدك أن تقف أبدًا. |
Bu konuda oldukça iyiyim çünkü tüm kuralları ben koyuyorum. | Open Subtitles | وأنا بارع في ذلك لأنني أصدر جميع القوانين |
Merak etme. Ben iyiyim. - Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | حسنا, لاتقلقي, أنا أشعر بتحسن أين ستذهب؟ |
İyiyim, dostlarım. Bütün gözlüğüm sayesinde! | Open Subtitles | إنني بخير يا رفاق، بفضل النظارة متعددة الأغراض |
Bu konuda beni hatırlamıyorsun. Ama kendime dikkat etmede baya iyiyim. | Open Subtitles | قد لا تتذكر هذا الشيء عنّي لكني بارعة في الإعتناء بنفسي |