Mağazanın bize o tarz bir deneme için izin vereceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنّ أنّ المتجر سيسمح لنا بالقيام بذلك النّوع من الاختبارات |
Yerinde olsam üçüncü kaledekine dikkat ederdim çünkü sana izin vereceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | كنت لأنظر إلى مدرب القاعدة الثالثة لو كنت بمكانك، لأنني لا أعتقد أنه سيسمح بدخولك. |
Ölümden dönüp yine de seni istiyor gitmene izin vereceğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | إن عاد من الموت ولازال يريدك فماذا يجعلك تظنين أنه سيدعك الآن؟ |
Çevre koruma ajansının, bu kadar spreye izin vereceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن وكالة حماية البيئة ستسمح بهذه الكمية من الإثيل؟ |
Şimdi bu durumun seni yenmesine izin vereceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | فهل ستدع هذا يهزمك حقاً ؟ |
Kraliçenin, Kralın Şehri'nden ayrılmama izin vereceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن الملكة ستتركني أغادر أرض الملك. |
Shaw'ın sana ulaşmasına izin vereceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | لا أظن أنه كان سيترك الأمر يتفاقم لتلك الدرجة. |
Ağzından örnek almama izin vereceğini sanmıyorum ama elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | لا اظنه سيدعني آخذ عينة من لعابه لكن سأرى ما يمكنني الحصول عليه |
John'un senin evde kalmana izin vereceğini biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم ان جون سوف يسمح لك بالبقاء في منزله. |
Joseph'in buraya üçüncü kez girmeniz için izin vereceğini sanıyor musunuz? | Open Subtitles | تظن جوزيف سيتركك للمرة الثالثة |
Unutuyorsun galiba. Çocuğunu az kalsın öldürüyorduk. Bu adamın yaşamamıza izin vereceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | بالإضافة لذلك أننا كدنا نقتل ابنه، أتعتقدين أنه سيتركنا نعيش؟ |
Gerçekten onun Columbia'da ilgi odağı olmasını elinden alacağına izin vereceğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هل ظننت حقا أنها ستدعك تخطفين الأنظار من عليها في كولومبيا ؟ |
Babamın baloya gitmene izin vereceğini mi sanıyorsun gerçekten? | Open Subtitles | أتعتقدين حقّاً بأنّ والدي سيسمح لكِ بحضور حفلة الشتاء؟ |
Kaçmak için pencereden atladım ama gitmemize izin vereceğini sanmıyorum. Bir emlâk reklamı tarafından hipnotize edildim. | Open Subtitles | ولكني لا اعتقد انه سيسمح لنا بالمغادرة لقد تم تنويمي باعلان عن بيع الملكية |
Ölümden dönüp yine de seni istiyor gitmene izin vereceğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | إن عاد من الموت ولازال يريدك فماذا يجعلك تظنين أنه سيدعك الآن؟ |
Kral'ın ayrılmana izin vereceğini nereden biliyorsun, Jake? | Open Subtitles | من اين لك ان تعلم ان الملك سيدعك تخرج ، جاك |
O şirin, küçük, sarı at kuyruğunu sallayıp ağlayınca Sam'in her şeye izin vereceğini çözmüşsün tabii. | Open Subtitles | تعتقدين أنك ستحركين ذيل الحصان اللطيف الصغير الأشقر هذا وتبكين؟ وسام سيدعك تفعلين أي شيء. |
Çünkü onu takımdan attırmanı istiyorum, ve buna bir kanıt olmadan izin vereceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني أريدك أن تحرمه من فريق السباحة و لا أظنك ستسمح بهذا دون دليل |
20 saat direksiyon dersi alırsam, izin vereceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت لي بأنني اذا كان لدي 20 ساعة قيادة ستسمح لي |
Bana sonsuz karanlığın bütün dünyayı kaplamasına ve arkadaşlarının ölmesine izin vereceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | - هل تقول لى انك ستدع اصدقاءك يموتون؟ - |
Bir an boğulmama izin vereceğini sandım. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}.لبُرهةٍ ، ظننتُك ستتركني لأغرق |
Belki şimdi değil ama bir gün bu herifi terk etmek isteyecek. O adamın buna izin vereceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | ربما ليس الان, اذا فكرت يماً ما بتركه اتعتقد ان سيترك هذا يحدث؟ |
Ama siyasetin, doğru olanın önünde engel oluşturmasına izin vereceğini bilmezdim. | Open Subtitles | ليسمح للسياسة أن تقف في طريق القيام بالشيء الصائب. |