Belki de Natalie senin kendine yapmak için izin vermediğin bir şeyi yapmaya çalışıyordu: | Open Subtitles | ربما تحاول ناتالي أن تفعل شيئاً لم تسمح أنت لنفسك من فعله |
Kiliseye girmesine izin vermediğin adam kimdi? | Open Subtitles | من هو الفتى الذي لم تسمح له بدخول الكنيسة؟ |
Bunun olmasına izin vermediğin için sana ne kadar minnettar olduğumu anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصف قدر إمتناني لأنك لم تسمح لهذا بالحدوث |
Ama izin vermediğin sürece bunu yapamam. | Open Subtitles | ولا استطيع القيام بذلك اذا لم تسمحي لي |
Cadılar bayramında yememe izin vermediğin mantarlar var ya. | Open Subtitles | أتتذكرين تلك المخدرات التي لم تسمحي لي بأخذها في "الهالوين" ؟ |
ve asla para saymama izin vermediğin için. | Open Subtitles | و لأنك لم تسمح لي بعد الأموال أبداً |
Önceden kendine izin vermediğin şeyleri yap. | Open Subtitles | تفعل أشياء لم تسمح لنفسك بها من قبل |
Umarım benim yapmama izin vermediğin şeyleri yapmasına izin verirler. | Open Subtitles | أتمنى أن يسمحوا لها بفعل كلّ تلك الأشياء التي لم تسمح لي بفعلها... |