ويكيبيديا

    "izin vermek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السماح
        
    • تركه
        
    • للسماح لك
        
    • ندع
        
    • لترك
        
    • أن أدع
        
    • أن نترك
        
    • تسمحي
        
    • تركهم
        
    • أن تدع
        
    • ندعه
        
    • ندعهم
        
    • والسماح لها
        
    • هو ترك
        
    • لنسمح
        
    Şirketlerin bizi kontrol etmesine izin vermek yerine biz şirketleri kontrol edebiliriz. TED نستطيع أن نختار التحكم في الشركات بدلًا من السماح للشركات بالتحكم فينا
    Güreş, kalçanın yere gelmesine izin vermek, yalandan... yalandan balık yakalamak. Open Subtitles التصارع، السماح للثمر بأن يقتلع، بشكل مزيف اصطياد السمك بشكل مزيف
    ...burada demir atmasına izin vermek çok tehlikeli. Open Subtitles في كلا الحالتين فإن تركه هنا وبحوزته 17 صاروخاً نووياً خطر للغاية
    Bana şaplak atmana izin vermek hoşuma gider. Open Subtitles سأكون سعيداً للسماح لك بمُعاقبتي.
    Şu anda yapılacak en önemli şey L'nin Takada ve Ridner üzerine odaklanmasına izin vermek. Open Subtitles فأهم شيء الآن أن ندع إل يركز على تاكادا و ريندر
    Birinin, vücuduna dokunmasına izin vermek son derece korkutucudur. Open Subtitles أعرف بأنه مخيف كالجحيم لترك شخص آخر يلمس ذلك الجزء منك
    Ama yapabildiğim tek iyi şey amcamın kötü bir şey yapmasına izin vermek. Open Subtitles ولكن الأمر الجيد الذي يمكنني عمله هو أن أدع عمي يقوم بعمل سيء.
    Bu yüzden, akademinin bu aptal eğiliminde, korumak yerine dilin ölmesine izin vermek daha iyi olacaktır. Open Subtitles ومن هنا، باتجاه أغبياء الأواسط الأكاديمية، سيكون من الأفضل أن نترك اللغة للموت بدلاً من الحفاظ عليها.
    Ara sıra ahlak komitesinin başının seni yenmesine izin vermek normal değil mi? Open Subtitles لا خطأ في السماح لرئيس لجنة الأخلاقيات بالإنتصار عليك بين حينٍ و آخر
    Rusların bunu yerle bir etmesine izin vermek, yönetiminizdeki en önemli değerin... Open Subtitles السماح للروس أن يمزقوا ما ينبغي أن يكون جوهرة التاج في إدارتك..
    Huzur içinde ölmeme izin vermek yerine 911'i arayan dâhinin sen olduğunu duydum. Open Subtitles سمعت أنك عبقري التي دعت 911 بدلا من السماح لي يموت في سلام.
    Bu davanın sürmesine izin vermek korkunç bir adli hata olacaktır. Open Subtitles السماح لهذه المحاكمة بالمضي قدما سيكون إجهاضا مقرفا في حق العدالة
    Bu davanın sürmesine izin vermek korkunç bir adli hata olacaktır. Open Subtitles السماح لهذه المحاكمة بالمضي قدما سيكون إجهاضا مقرفا في حق العدالة
    İçinde bir şey olduğunu düşünüyorum ve kalbi her ne kadar stres altında olursa olsun kötüleşmesine izin vermek durumu kötüleştirecek. Open Subtitles أظن أن هناك شيئا بداخله، وبغض النظر عن الضغط الموجود على قلبه، أظن أن تركه يسوء سيكون أسوأ.
    Bak, aşık olmak sahip olduğun zaman harika bir şey gitmesine izin vermek ise çok korkunç. Open Subtitles أنصتِ أن تكونِ في الحب إنه رائع وعندما تحصلين عليه من المرعب تركه
    Onun gitmesine izin vermek yapabileceğin en kötü seçimdi. Open Subtitles تركه يرحل قد يكون الشئ الأسوأ . الذى قد فعلتيه مطلقاً
    Bana şaplak atmana izin vermek hoşuma gider. Open Subtitles سأكون سعيداً للسماح لك بمُعاقبتي.
    Bana şaplak atmana izin vermek hoşuma gider. Open Subtitles سأكون سعيداً للسماح لك بمُعاقبتي.
    Öğrencilerin ameliyat yapmasına izin vermek zorundasın. Open Subtitles إنه جزء من عملنا. علينا أن ندع الطلاب يقومون بعمل العمليات.
    Zamanım olmayan şey ise, ruhumun, insan türünün bildiği en sıkıcı işte ölmesine izin vermek. Open Subtitles لكن لا وقت لدي لترك روحي تموت في أكثر وظيفة مملة عرفتها البشرية.
    Olmaz. Yeterince leş birine yine koltuk altımı bir saatliğine yalatmaya izin vermek istemem. Open Subtitles لا اودّ واحدة لدرجة أن أدع رجل ما ليلعق إبطي لساعة مُجدّدًا.
    Sorun şu ki gitmesine izin vermek yerine, Open Subtitles و المشكلة أننا نحاول العودة إلى الحافلة بدلاً من أن نترك الأمر
    Tek yapman gereken bugünkü araç listesine bakmama izin vermek. Tamam. Open Subtitles الآن، كلّ ما عليكِ فعله هو أن تسمحي لي بمعرفة السيارة التي سُحبت اليوم.
    - Hayır, buna gerek yok. Yabancılara sırlarımızı anlatıp sonra gitmelerine izin vermek gibi bir adetimiz yoktur. Open Subtitles لم نعتد إخبار الغرباء بأسرارنا ثمّ تركهم يمضون
    Bazı geri zekalıların yolda seni soymasına izin vermek mi! Open Subtitles كيف أمكنك أن تدع شبحا على الطريق يهرب منك
    Hala bize muhtaç. İzin vermek zorundayız. Open Subtitles إنه لا يزال محتاجاً، يجب أن ندعه يبقى
    İstedikleri şeyi yapmalarına izin vermek sence akıllıca birşey mi? Open Subtitles حسنا, اوروكو؟ هل ترين انه من الحكمة لان ندعهم يفعلون مايرغبون به؟
    En iyisi ortadan kaybolup, başkasının başının ağrıtmasına izin vermek olur. Open Subtitles الشيء الذكية شأنه لقد للخروج والسماح لها يحدث لشخص آخر.
    Yapmam gereken, o kardeşlerimin 50 numara ayaklarıyla buraya gelmelerine izin vermek. Open Subtitles ما كان يجب على فعله هو ترك أولئك الزنوج يأتون بأحذيتهم هنا
    - Özgün tasarım izin vermek için, hangi her insanın beklemeye almak, kalplerinde baskılı vardır. Open Subtitles لنسمح للتصميم الأصلي الموجود في كل إنسان في قلوبهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد