Yani, aslında herkesin değil, çünkü Amerikan İstihbaratı'nın yalnızca yabancıları izlemek için yasal yetkisi bulunuyor. | TED | حسنا , ليس بالضبط كل شخص لان من ذكاء الاستخبارات الامريكية فقط لديها الحق لمراقبة الاجانب |
Zach gösteride bana yardım edecek. Cihazı Zach'in nefes alışverişini izlemek için kullanacağız. | TED | سيساعدني زاك في هذا العرض، وسوف نستخدم الجهاز لمراقبة تنفس زاك. |
Bu sefer, film izlemek için değil, bir tane yazmak için kaçıyordum. | Open Subtitles | إلا أن هذه المرة لم تكن لمشاهدة فلم ما بل لكتابة قصته |
Sokak kameralarıyla, kızın yolunu geriye doğru izlemek için? | Open Subtitles | لتعقب رحلتها عن طريق كاميرات مراقبة الشوارع ؟ |
Dalga izlemek için biraz geç değil mi? | Open Subtitles | الوقت متأخر قليلاً على مشاهدة الأمواج,أليس كذلك؟ |
Aynı filmi bıkana ya da tüm paranı bitirene kadar tekrar izlemek için para verebilirsin. | TED | أو ربما تدفع لتشاهد فيلماً ما مراراً وتكراراً حتى تمل منه أو تصرف كل أموالك. |
İşte bu yüzden burayı ziyaret eder, boğa festivali izlemek için. | Open Subtitles | هذا هو سبب زيارته لهذا المكان, لحضور مهرجان الثيران |
Tabii ki evet: Oyunu izlemek için tiyatroya gittim. | TED | حسناً، بالطبع: أنا ذهبت الى المسرح لأشاهد العرض. |
Uzak, kırsal alanlardaki hastaların kalplerini izlemek için kullanılabiliyor. | TED | يمكن استخدامه لمراقبة قلوب المرضى في المناطق الريفية النائية. |
Arıların yok edilişini izlemek için geri dönmemin sakıncası var mı? | Open Subtitles | ألن تمانع عودتي لاحقاً لمراقبة تدمير الدبابير؟ |
Tapınağın en iç bölmesine yolculuğunu izlemek için Kudüs'e akın ederdi. | Open Subtitles | لمراقبة الكاهن الأكبر كوهين جودول قام برحلته إلى أقدس المقدسات |
Kathy Morningside'ı izlemek için nedenimiz var. | Open Subtitles | سيدي , اعتقد ان لدينا سبب لمراقبة السيده مورنينقسيد حقاً؟ |
Wayne Federman film çekimini izlemek için bizi Los Angeles'a davet etti. | Open Subtitles | ووين فيدرمان مدعو نا خارج إلى لوس أنجليس. لمشاهدة فلمه أن يصوّر. |
Sadece göç seyirlerini izlemek için askeri bir tasarımı değiştirdim. | Open Subtitles | انا مجرد طورت تصميما عسكريا لتعقب أنماط الهجرة |
Küçük, mutlu elfin filmini izlemek için fazla geç değil. | Open Subtitles | . أن الوقت لم يتأخر بعد على مشاهدة فيلم عن جنى صغير سعيد |
Patriot oyunlarını izlemek için evime gelirsen, ve halen bu yapı işinde çalışırsan, Seni öldürürüm. | Open Subtitles | تأتى إلى منزلى لتشاهد ألعاب القراصنة و مازلت تعمل فى البناء فلسوف أقتلك |
Bu gün buraya, bay Eric Gordon ve Bay Billy Madison arasındaki on yarışmalık, akademik dekatlonun son yarışmasını izlemek için toplanmış bulunuyoruz. | Open Subtitles | تمت دعوتكم إلى هذا اليوم لحضور الحدث العاشر والأخير في المسابقة بين السيد (إيرك غوردن) والسيد (بيلي ماديسون) |
Birileri kıçını ateşe verecek, ben de bunu izlemek için orada olacağım. | Open Subtitles | أحدهم سيضع مُؤخّرتك على النّار وسأكون هناك لأشاهد ذلك |
Hey, ben bu ikisini alıp eve götüreceğim biraz kriket izlemek için. | Open Subtitles | سآخذ هذين الإثنين معي للمنزل .لنشاهد بعض الكريكت ..سيكون من اللطيف مشاهدتها |
Öyle bir çocukki adamı tuvalete götürmüş fakat izlemek için beklemedim. | Open Subtitles | يبدو أنه الفتى الذي أحضره الرجل للحمام لكنني لم أبقى للمشاهدة |
Onu izlemek için oradaydın değil mi? | Open Subtitles | كنت هناك لمراقبته صحيح؟ إيجاد الوقت المناسب فقط |
Sadece seni sörf yaparken izlemek için geldim evlenme teklif etmeye değil. | Open Subtitles | أنا فقط جئت لمشاهدتك وليس لأقدم أقتراحا. |
Annemi aldı ve fırtınayı izlemek için kayalığım kenarına gittiler. | Open Subtitles | أخذ أبي أمي إلى حافة المنحدر لمُرَاقَبَة العاصفةِ |
Karımın, hayatını başka bir adamla geçirmesini izlemek için mi? | Open Subtitles | لكي أشاهد زوجتي تقضي باقي حياتها بين ذراعي رجل آخر؟ |
Bizim adamımızı izlemek için neden bu kadar para harcıyorlar? | Open Subtitles | لماذا ينفقون الكثير من الأموال في مراقبة رجلنا؟ |
Gelişimini izlemek için burada kaldım. | Open Subtitles | لأراقب تقدمك تقدمي؟ |