| Elbette size kalmış, bay Preston. Bir düşünün. İzninizle. | Open Subtitles | و الأمر متروك لك بالطبع , يا سيد بريستون . فكر فى الأمر , معذرة |
| Virüsü bulmak için sekiz saatten az vaktim var. İzninizle. | Open Subtitles | و لدّي اقل من 8 ساعات لأيجاد مسبب المرض، أعذرني |
| Afedersiniz. Pardon. İzninizle. | Open Subtitles | استمحيكم عذراً، العفو العفو، استمحيكم عذراً |
| Bu akşam bir mesaj daha alacağız. İzninizle. | Open Subtitles | لكن ,سنستلم رساله أخرى هذا المساء اعذروني أيها السادة,لدي عمل لأقوم بة |
| İzninizle beyler. İyi geceler Dük. | Open Subtitles | معذرةً أيها السادة عِمت مساءً يا صاحب السمو |
| Üzerimi giyineyim. Bu arada biz de izninizle müstakbel karınıza tebriklerimizi iletelim. | Open Subtitles | إذن، بعد إذنك سنذهب لتهنئة زوجة المستقبل |
| İzninizle gidip yiyecek yeşil ve yapraklı şeyler var mı diye bakacağım. | Open Subtitles | أعذرْني بينما أَذْهب لأَرى إذا كان هناك أي خضروات لأتناولها |
| Bu evde bunu istemiyorum. İzninizle. | Open Subtitles | لا أريد تلك المواجهة ليس في بيتي، أعذروني |
| Bir içki iyi olur, izninizle. | Open Subtitles | استطيع ان اعمل اثناء تناول الشراب عفوا يا انسه |
| - İzninizle. | Open Subtitles | معذرة و لكن علي الدخول إلى هناك أنا مشارك في المسابقة |
| Bırakalım bunu. Şu solucan deliği meselesini çözelim. İzninizle. | Open Subtitles | لا انتظر، لنحل مشكلة الثقب الدودي أولاً معذرة |
| İzninizle beyler. Annelik görevimi yapmalıyım. | Open Subtitles | معذرة يا شباب ، يجب أن أقوم بدور الأمومة |
| İzninizle. Kapıyı kendiniz bulabilirsiniz. | Open Subtitles | أعذرني الآن, أنتَ تعرف طريق المغادرة وحدكَ |
| İzninizle, millet. Beni dinleyebilir misiniz lütfen? | Open Subtitles | أستميحكم عذراً ، الجميع أرجو أن تصغوا إلي |
| İzninizle beyler, ...Müdür'ün, Beyaz Saray'da bir görüşmesi var. | Open Subtitles | اعذروني, يا سادة, المدير عند اجتماع في البيت الأبيض. |
| Ben gidip ilk biramı alacağım, tamam mı? İzninizle. | Open Subtitles | أنظرا، أنا ذاهبة لأُحضِر جعّتي الأولى، معذرةً |
| Şimdi de, izninizle, bana sunduğunuz şarabı içmek istiyorum. | Open Subtitles | الآن بعد إذنك , سيكون من المحبب لي تناول النبيذ الذي عرضته علي |
| Bakın babam bana el sallıyor İzninizle. | Open Subtitles | أَبّي هناك يُلوّحُ لي. أعذرْني. |
| Bu evde bunu istemiyorum. İzninizle. | Open Subtitles | لا أريد تلك المواجهة ليس في بيتي، أعذروني |
| İzninizle büyütecimle süslememe bakacağım. | Open Subtitles | الآن ، عفوا بينما أنظر إلى تحفتي الفنية من خلال العدسة المكبرة |
| Onlarla konuşmalıyım. İzninizle, Bay Poirot. | Open Subtitles | لابد ان اتحدث اليهم , استميحك عذرا سيد بوارو |
| İzninizle, gidip telefon edeyim. Umarım geç kalmamışımdır. | Open Subtitles | عفواً ، من الأفضل الإتصال به أتمنى ألا يكون قد فات الأوان |
| Hatta şeker kavanozunu devirdi. Ben de masayı temizledim. İzninizle. | Open Subtitles | حتى أنّها سكبت السكر ، وقالت أنّها بحاجة لمساعدتي لتنظيف الفوضى ، إعذرني |
| İzninizle lütfen, işe dönmem gerekiyor. | Open Subtitles | من فضلك ، اعذريني أحتاج إلى التحدث بشأن العمل |
| İzninizle, eski müfettiş, tutuklama için hazırlanmalıyım. | Open Subtitles | و عندها سأكون قد انتهيت منك و الآن إذا سمحت لي أيها المفتش السابق |
| İzninizle Başkomiserim, Dr. Mantlo ile biraz yalnız kalmak isterim. | Open Subtitles | بعد اذنك كابتن احتاج للحظة بإنفراد مع الدكتور مانتلو كابتن |