Kahramanlarımdan biri, Aphex Twin, kulüplerin karanlık köşelerinde mükemmel bir şekilde saklandı. | TED | و"أفيكس توين" الذي أعتبره من العظماء قام بإخفائها في زوايا المسرح المظلمة. |
Sokak köşelerinde, eğer mümkünse, kaçının Bay Cyclops. | Open Subtitles | فى زوايا الشوارع ؟ اذا أمكن تجنبوا مسيو سايكلوب |
Bu isimler çiftliğin köşelerinde paylaşılır, bu...bu isimler isimler... | Open Subtitles | الاسماء التي انتشرت في زوايا المزرعة هذه الاسماء , هذه اسماء |
Demek istediği şey, o sokak köşelerinde sürünen çocuklar için büyük bir bütçe ile birşeyler yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | يقول بأن لديه الكثير من الأموال ليَخرُجَ بِطريقة لمعالجة مشكلة فتيان الزوايا في الخارج |
Ama siz kendi küçük beyninizin daha kuytu ve karanlık köşelerinde kendi kokuşmuş karanlığınızda daha büyük bir kötülüğün dolup taştığını bilirsiniz. | Open Subtitles | لكنكم تعلمون في الزوايا المظلمة لأكثر التجاويف المتعطلة من عقولكم الصغيرة بأن ظلامكم النتن |
Sokak köşelerinde fahişeler gibi kurabiye satmamı istemiyordu. | Open Subtitles | لم ترد أن أبيع الكعك في أركان الشوارع التي تقف فيها العاهرات |
Bu insanlar birbirlerini sokak köşelerinde öldürmek istiyor. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص يقتلون بعضهم البعض لأجل أركان شوارع |
Evet, sokak köşelerinde. Mobil cihazlardan önce acil çağrı telefonları vardı. | Open Subtitles | نعم، في كل نواصي الشوارع، من أجل . طبي النجدة، قبل اختراع اللاسلكي والهواتف المحمولة |
Her kıtada bulunan yerleşim yerlerimizle Dünya'nın ormanları, okyanusları ve tundralarının en ıssız köşelerinde bulunabiliriz. | TED | بمستوطنات على كل قارة، يمكن إيجادنا في المناطق الأكثر عزلةً من أدغال الأرض، المحيطات، وسهول التندرا. |
Bazı gazetelerin dedikodu köşelerinde yer aldığı için kâle alınan biri yalnızca. | Open Subtitles | هو لم يظهر الا في زوايا الثرثرة في الجرائد |
Bu kişiler gölgelerin içinde yaşıyor. Bu yaratıklar toplumumuzun karanlık köşelerinde gizleniyor. | Open Subtitles | يعيش هؤلاء المدعون في الظل ويختبئون في زوايا داكنة من مجتمعنا |
Teröristler genelde öylece sokak köşelerinde beklemiyorlar, bilirsin ya. | Open Subtitles | الإرهابيين، لا يقفون في زوايا الشارع تماماً، كم تعلم |
Kıyılarımız, parlamentomuz ve saraylarımızın ötesinde dünyanın unutulmuş köşelerinde radyolarının başına toplananlar hikayemiz tektir ama kaderimiz ortaktır. | Open Subtitles | خلف شواطئنا مجلسنا النيابي وقصورنا في زوايا العالم المنسية قصصنا منفردة |
Bak, artık sokak köşelerinde birbirlerini yumruklamıyorlar. | Open Subtitles | أنظر, الآن هم لا يحطمون الأشياء ببعضهم البعض في زوايا الشوارع مطلقاً |
Sokak köşelerinde vaazlarla adam toplamaya çalışmaktan daha iyidir, sanırım. | Open Subtitles | هذا أفضل من توزيع... كتيبات مصورة في زوايا الطريق |
Erkekler, bizi avlamak için bu dünyanın karanlık köşelerinde bekliyorlar. | Open Subtitles | هناك رجالًا يتنظرونا في الزوايا المظلمة من هذا العالم لينقضوا علينا |
200'e kadar ulaşan sürüler halinde Tibet Platosu'nun uzak köşelerinde yaşayan vahşi öküzler yüksek tundralarda otlamak için uzak mesafeler kat ederler. | Open Subtitles | تعيش القطعان بحدود 200 فرد في الزوايا الأبعد للهضبة التيبتية، تجتاز الثيران البرّية مسافات كبيرة، ترعى على التندرا التبتية. |
Ve hepsi de hastanenin ücra köşelerinde olmuş. | Open Subtitles | بكل الزوايا الداخلية الخفية للمستشفى |
Ormanın en karanlık köşelerinde dolaşıyor ve o hep,katil gününü bekliyor. | Open Subtitles | يجوب أركان الغابة المظلمة في إنتظار يوم السفاح التالي ليعود لأن يوم عيد ميلادنا ... |
Artık sokak köşelerinde beklemeye gerek kalmamıştı. | Open Subtitles | لا مزيد من الجلوس على أركان الشوارع |