ويكيبيديا

    "köşeye" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الزاوية
        
    • الركن
        
    • زاوية
        
    • بالزاوية
        
    • الزاويه
        
    • ركن
        
    • للزاوية
        
    • في موقف
        
    • الزاويةِ
        
    • الزوايا
        
    • بالركن
        
    • للزاويه
        
    • حاصرتني
        
    • حاصرناه
        
    • حاصرني
        
    Kendimi bir köşeye sakladım ve nasıl çıkacağımı bilemedim ve... Open Subtitles لكني دُفعت إلى الزاوية ولم أعرف كيف أخرج من ذلك
    Kirli bir battaniye ve köşeye yığılmış bazı eşyalar buldum. Open Subtitles نعم, لدي بطانية متسخة هناك شيء اخر ملفوف في الزاوية
    Bir hap ver, bir köşeye koy ve sıkıntılar bitsin. Open Subtitles , أعطهم حبّة دواء وضعهم في الزاوية وستزول كلّ أمراضهم
    Ve burada en uzak köşeye gelen Çin'i sonunda göreceğiz. TED ثم بعد ذلك سنرى الصين تظهر في هذا الركن البعيد.
    O çocuğa iyi yanaşırsak hiç sorunsuz bir köşeye yerleştiririz. Open Subtitles قدم عرضا مُغريا لذلك الفتى وسيصبح فتى زاوية بدون مشلكة
    Babası hep güneşi görmesi için o köşeye taşımak istiyordu. Open Subtitles أراد دوماً أن ينقلها إلى الزاوية حتى تواجه شروق الشمس
    Tek gördüğünüz şey adamın sırtıydı, bir köşeye geçmiş şarkı söylüyordu. Open Subtitles لذا كل ما تراه هو ظهره ، وهو في الزاوية يغني
    Bugünkü gibi değildi. köşeye kadar birlikte yürüsen şanslı sayılırdın. Open Subtitles ليس كهذه الآيام، ستكونين محظوظة لو صاحبت أحد إلى الزاوية.
    Görünen o ki bir bilardo topu kan damlalarının üzerinden geçip köşeye gitmiş. Open Subtitles يبدو و كأنها كرة قد تدحرجت من خلال الدم استقرت في جيب الزاوية.
    Eğer sağ üst köşeye dikkatlice bakarsanız, 1970 yılında yapılan bir yol olan ince beyaz bir çizgi göreceksiniz. TED إذا نظرتم بتمعن في الزاوية اليمنى بالأعلى، فستلحظون خط أبيض رفيع، هو طريق بني في سنة 1970.
    Oxford'da bir geziden döndükten sonra doğruca Kapan'ın ofisine gidip köşeye çömeldim, yüzümü kapattım ve titremeye başladım. TED بعد رجوعي من رحلة إلى أوكسفورد دخلت مكتب كابلان، متجهة نحو الزاوية و جلست أرضاً خبأت وجهي و بدأت بالإرتجاف
    Üçüncü dönüş. John bu köşeye doğru gidecek ve arabanın arkası kaymaya başlayacak. TED وسوف يذهب جون إلى تلك الزاوية وسوف يبدأ الجزء الخلفي من السيارة في الانزلاق.
    Evet, evet, köşeye doğru, köieye doğru. TED نعم، نعم. ارجع إلى الزاوية. ارجع إلى الزاوية.
    Peki o zaman şu köşeye oturup çenemi kapalı tutarım. Open Subtitles حسناً اذا أنا فقط سأجلس في الركن وأبقي فمي مغلقاً
    - köşeye geç, Louie! - Ne yaptım ki, patron? Open Subtitles فى الركن يا لوى - ما الذى فعلته ايها الزعيم؟
    Sonra bu korkuluktan aşağı yürü. Bu köşeye geldiğinde dikkatli ol. Open Subtitles ثم تنزل من هذا الممشى بحذر شديد لتصل إلى الركن
    Ama onu köşeye sıkıştırırsanız, onun özgürlüğünü... tehdit ederseniz, sizi öldürür. Open Subtitles .. ولكن إن احتجزته في زاوية .. وإن هددت حريته سيقتلك
    Günden güne bizi köşeye sıkıştırıyor ve yapmayı düşünmediğimiz şeyleri yapana kadar bizi zorluyorlar. Open Subtitles يوما بعد يوم يستمرون بحصرنا بالزاوية يدفعوننا لعمل اشياء لايمكننا ان نّتخيل فعلها
    Şimdi köşeye git ve gözlerini kapat, sakın dikizleme. Open Subtitles الان .. أذهبى وغمى عيونك فى هذه الزاويه ولا تسترقى النظر
    Bu yüzden hepimizi sınıfın önüne getirdi ve hepimize hediyeler aldı ve onları köşeye koydu. TED أتت بنا جميعًا لمقدمة الفصل، اشترت الهدايا لنا جميعًا، وقامت برصِّهم في ركن الفصل.
    Şimdi, sol alt köşeye bakarsak, bu klasik arabanız. TED الآن ، اذا نظرنا للزاوية السفلى اليسرى هنا، ترمز لسيارتك التقليدية.
    Seni köşeye sıkıştırmak niyetinde filan değilim. Sadece anlamaya çalışıyorum. Open Subtitles انا لا احاول أن اضعك في موقف صعب أو ما شابه, اظن انني أجاول أن أفهم فقط.
    Ben de bir sonraki köşeye koşacaktım ve sen orada olacaktın. Open Subtitles لذا كنت أَتسابقُ إلى الزاويةِ القادمةِ وتكونين هناك علمت أنك ستكونين
    Evet, bu lavukların bulundukları bir kaç köşeye mikrofon koyalım. Open Subtitles أجل ، واحد أو إثنان في الزوايا الكبيرة أين يتسكّعون
    - Evet, öyle. köşeye gidip, ayakta durayım mı? Open Subtitles إذاً هل يمكنني الذهاب والوقوف بالركن ؟
    Kar altında yürüyemem. Tamam, köşeye geldik. Open Subtitles لا أستطيع أتمشى بالثلج حسنا , وصلنا للزاويه
    Hani annesi beni köşeye sıkıştırınca çaldığın hasta var ya? Open Subtitles . . كما تعلمين , الذي سرقتيه بعد أن حاصرتني الأم؟
    Onu köşeye sıkıştırmış olabiliriz. Beni suçlayarak bu işten sıyrılmaya çalışıyor olabilir. Open Subtitles لقد حاصرناه , وكان يبحث عن مخرج له بإتهامي
    Mecbur kaldim.Beni köşeye sikiştirdi, onu arayacağim Open Subtitles لقد اضطررت لذلك . لقد حاصرني . سوف أتصل به

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد