| Sahibim tüm kölelerini siklerinin ya da amlarının yakınından damgalatırdı. | Open Subtitles | كان سيدي يختم كل عبيده بمكان قريب من أعضائهم التناسلية.. |
| Sahibim tüm kölelerini siklerinin ya da amlarının yakınından damgalatırdı. | Open Subtitles | كان سيدي يختم كل عبيده بمكان قريب من أعضائهم التناسلية.. |
| Halkınız düzenli olarak kölelerini bize açık şekilde anlattığınız gibi katleder mi? | Open Subtitles | هل تقوم شعوبكم بقتل عبيدهم بشكلٍ روتيني؟ بالطريقة التي وصفتها لنا للتو؟ |
| Gece kölelerini bile almadan kaçtı ve o zamandan beri görülmedi. | Open Subtitles | لقد تسللت في الليل بدون العبيد ولم ترى منذ ذاك الحين |
| Yırtık açık kaldığı sürece ışıkta yürüyen, nefes alan ve yetişen her şeyin düşmanı Yeraltı Dünyası'nın Gardiyanı'nı kölelerini, yaşayan her şeyi öldürmesi için göndermekten alıkoymanın hiçbir yolu yoktur. | Open Subtitles | طالما هو مفتوح، محال أن نمنع حارس العالم السفلي العدو الكبر لهؤلاء الذين يسيرون ويتنفسون وينمون في الضوء من إرسال أتباعه لجلب الموت لكل كائن حي |
| kölelerini nasıl döveceğini gösteriyor ama çubuğu atamıyor... | Open Subtitles | تعرف كيف تضرب عبيدها جيداً لكن لا يمكنها التخلص من هذا البايب |
| Burada yaşayan çiftçi, karısını hayata döndürmek için bir tür ayinle kölelerini kurban etti. | Open Subtitles | المزارع الذي كان هنا احتجز كل عبيده وبشعائر معينه عملها ليستعيد زوجته |
| 1760. Desmond Delacroix Wicker Lane'de 37 yıl geçirdikten sonra öldü. Hikâye onun ölümsüzlüğü bir saplantı haline getirdiği ve kara büyü yaparak kölelerini buna ulaşmada kullandığından bahsediyor. | Open Subtitles | 1760 مات ديزموند ديلاكروي بعد قضائه 37 عاما على ملكية ويكر وتقول القصة انه كان مهووسا بالحياة الابدية وانه استخدم عبيده |
| Biz yemek asansörünü, kölelerini yemekleri yemek odasına taşıma zahmetinden kurtarmak için yaptığını düşünmek istiyoruz. | TED | في الواقع بودنا أن نعتقد أنه صنع المصعد الصغير لكي يوفر على عبيده كل ذلك العناء في حمل الطعام صعوداً إلى غرفة المعيشة لكي يأكل الناس. |
| Abiniz kaçak kölelerini bulmam için bana görev verdi. | Open Subtitles | استأجرني شقيقك لتعقّب عبيده الهاربين |
| Bize buraya gelip, onun kölelerini bulmamızı emrediyor. | Open Subtitles | . أن أوامره لنا أن نجد عبيده |
| Ayrıca kölelerini becermişti. | Open Subtitles | وضاجع عبيده أيضاً. |
| Daxamdaki kraliyet aileside kölelerini burdan alırdı. | Open Subtitles | اعتادت العائلة الملكية على شراء عبيدهم من هنا |
| - Kurt adamlar kölelerini öldürdü. | Open Subtitles | -المستذئبين قد قضوا على عبيدهم . |
| - O zaman kölelerini öldürmeyi planlamıyorlar. - Görünüşe göre hayır. | Open Subtitles | لذا لا يقتلون العبيد بعد كل هذا ليس إذا نظرنا بهذه الطريقة |
| Artık yalnızca o sikikler kölelerini ellerinde tutsun diye zincir imal ediyorum. | Open Subtitles | كلّ مُعدّات صنع الأسلحة تلك أمست عاطلة للحيلولة دون تملّك أولئكَ العبيد سلاحًا مميّزًا |
| - Kimse Maroon kölelerini dile getirmiyor. | Open Subtitles | لا أحد يتحدث عن العبيد الثائرون |
| Son gittiğimde kölelerini kurtarmıştık... | Open Subtitles | في آخر لقاء معه أنقذنا أتباعه |
| kölelerini nasıl döveceğini gösteriyor ama, çubuğu atamıyor, ve bunu biliyor. | Open Subtitles | تعرف كيف تضرب عبيدها جيداً لكن لا يمكنها التخلص من هذا البايب |
| Yarık açık kaldığı sürece Yeraltı Dünyası'nın Gardiyanı'nı kölelerini, yaşayan her şeyi öldürmesi için göndermekten alıkoymanın hiçbir yolu yoktur. | Open Subtitles | الحارس من الصعود إلى عالمنا.. يُرسل تابعيه لألحاق الموت بكل شيءٍ حيّ. |