Senden 50 kilo daha ağır bir adamı alaşağı edip köprücük kemiğini nasıl kırdın, anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم كيف أمكنك ضرب ...فتى أثقل منك بمئة باوند وكسر ترقوته... |
Bir keresinde çamaşırını çıkarmaya çalışırken köprücük kemiğini kırmıştı. | Open Subtitles | قام بكسر " ترقوته " مرة عندما حاول نزع ملابسه |
İşe yaramayınca bebeğin köprücük kemiğini esnettim. | Open Subtitles | ولم ينجح هذا فقمت بحرف ترقوة الطفل |
Evet, orada bir adamın köprücük kemiğini kırmıştın. | Open Subtitles | نعم ، لقد حطمت ترقوة عميل |
- Demek ki çerçeve üstüne düşüp köprücük kemiğini kırdığında hayattaymış. | Open Subtitles | مما يعني أنها كانت حية عندما وقع الإطارة وسحق عظم الترقوة |
Omzuna sıkıca dayamazsan köprücük kemiğini kırar. | Open Subtitles | لكن اسندها بقوة الى كتفك او ستكسر عظم الترقوة |
Bir çocuğun üç tekerlekli bisikletine binmeye çalışırken, köprücük kemiğini kırdın. | Open Subtitles | كسرت عظم ترقوتك وأنت تحاول قيادة عجلة أطفال كبيرة |
Cadaloz kız kardeşimin basına şimdi de çocukken köprücük kemiğini kırdığımı söylediğini biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين ما قالت أختي العاهرة للصحافة؟ أني كسرت ترقوتها عندما كنا صغاراً |
Babam köprücük kemiğini kırmıştı. | Open Subtitles | والدي انكسرت ترقوته |
köprücük kemiğini kırdın. | Open Subtitles | لقد كسرت ترقوته |
Bir kurşun köprücük kemiğini parçalamış. | Open Subtitles | لقد كسرت رصاصة ترقوته |
Onun köprücük kemiğini saklamalıyız. | Open Subtitles | اضطررنا للإبقاء على ترقوته |
Bill, adamın köprücük kemiğini kırma. | Open Subtitles | بيل" لاتحطم ترقوته" |
Çünkü bir barmenin köprücük kemiğini ikiye bölen Stefan değil. | Open Subtitles | لأن (ستيفان) لم يكسر ترقوة مساعد ساقي شطرين. |
Mavi bir şey köprücük kemiğini delmiş, ensesinin arkasına kadar girmiş. | Open Subtitles | شئ أزرق ثقب عظم الترقوة واخترق مؤخرة عنقه |
Bir çocuğun üç tekerlekli bisikletine binmeye çalışırken, köprücük kemiğini kırdın. | Open Subtitles | كسرت عظم ترقوتك وأنت تحاول قيادة عجلة أطفال كبيرة |
Zannedersem az önce köprücük kemiğini kırdın. Muhtemelen birkaç da bel ve toraks vertebraları gitmiştir. | Open Subtitles | أتصوّر أنّك كسرت ترقوتك توًّا، ربّما بعض من فقرات القطنيّة والرقبة. |
- Bir sene önce kolunu.. ...ve ondan önce de köprücük kemiğini kırmıştı. | Open Subtitles | إنها كسرت ذراعها قبل عام أو نحو ذلك، وعظمة ترقوتها في وقت ما قبل ذلك. |
Kazara mahkum Waterstone'nun köprücük kemiğini kırmışsınız. | Open Subtitles | مثل الحادثة مع السجينه (واترستون) التي كسرتِ فيها عظم ترقوتها |