O gece zamanlaman çok kötüydü, kollarımın 3 metre olması lazımdı. | Open Subtitles | تلك الليلة كان توقيتك سيئاً كنت أحتاج لذراعين طولهما 10 أقدام |
Bu Dominikli kızarmış muz yiyiciler gelmeden önce de zaten yeterince kötüydü. | Open Subtitles | كان الوضع سيئاً بما يكفي قبل مجيء هؤلاء الساقطات الدومينيكانيات آكلات الموز. |
Son yüzyıl, 1870, Avrupa'daki çocuklar için kötüydü, çünkü bu istatistiklerin çoğu Avrupa'ydı. | TED | في القرن السابق,1870 كان عاما سيئا بالنسبة لأطفال أوروبا, لأن معظم تلك الإحصائيات كانت في أوروبا. |
Ama senin bana yaptığın şey benim sana yaptığımdan çok daha kötüydü. | Open Subtitles | ولكن ماذا فعلتم بالنسبة لي هو أسوأ وسيلة من ما فعلته لك. |
Hava çok kötüydü ve gemiler organize olamamıştı. | Open Subtitles | الطقس كان شديد السوء و السفن فقدت أنتظام مسيرتها |
Aman Tanrım. Bir tanesi yeteri kadar kötüydü zaten. | Open Subtitles | يا إلهي , ظننت واحداً منكما سيئ بما فيه الكفاية. |
Hayatım boyunca şansım kötüydü. - Buraya nasıl geldim sanıyorsunuz? | Open Subtitles | . أعاني من سوء الحظ طوال حياتي كيف تظن أن هذا سيتغير هنا ؟ |
Durmak istedim ama Gary, çocukluğu benden çok ama çok daha kötüydü. | Open Subtitles | اردت التوقف لكن غاري عانى من الامر أسوء بكثير حين كنا صغارا |
Bir kez daha, hava ve kara kuvvetleri arasındaki koordinasyon kötüydü. | Open Subtitles | مرة أخرى، يأتى التنسيق بين القوات الجويه والبريه سيئاً للغايه |
Hava ise, 1943 yılı sonlarında bilhassa kötüydü. | Open Subtitles | كـمـا أن الطقس فـى أواخـر العام 1943 كـان سيئاً للغايه |
İlk başta davet edilmemek yeterince kötüydü. | Open Subtitles | لقد كان سيئاً كفاية عدم دعوتي في المقام الأول |
İçtiğimiz ot kötüydü, o kadar. | Open Subtitles | لقد كان مجرد عشباً سيئاً هذا كل ما كان، يا رجل |
Bir tanesi kötüydü. Hep kötüydü. Banka soydu, at arabası. | Open Subtitles | واحد منهما كان سيئا شريرا سطا على أحد البنوك ، وعلى حافلة |
Bu kötüydü. Bu benim hayalimdeki parlak güreş değildi. | Open Subtitles | لقد كان هذا سيئا, لم تكن من السيدات المتألقات في المصارعة. |
Bu beyaz kot, tüm zamanların en kötü tenis kıyafetlerinden bile daha kötüydü. | Open Subtitles | ذلك القطن الابيض الرديء يجب اعتباره كـ أسوأ لباس للاعب تينس على الاطلاق. |
Amerika'ya ilk dönüşümde daha da kötüydü. | Open Subtitles | عندما كنت بمنزلى بعد الجولة الأولى كان الأمر أسوأ |
Senin için kötü olduğu kadar, benim için de kötüydü. | Open Subtitles | إذا كان بهذا السوء الأمر عليك فالأمر أسوء عليّ. |
Tamam çok kötüydü. Ama neden iyi yanından bakmayı denemiyorsunuz? | Open Subtitles | الموافقة، هو كان سيئ جدا، لكن بأنك رفض للنظر على الجانب اللامع؟ |
İlk geceden sonra, adamım, çok kötüydü. Kötü beslenme ve kötü hava. | Open Subtitles | بعد اول ليله كان الامر سىء ومريع من سوء التغذيه والانتهاك |
İşi aslı, bana kızgın olması, beni çileden çıkarmasından daha kötüydü. | Open Subtitles | لقد كان في الواقع أسوء كونها غاضبة علي من أن تزعجني. |
Bunu Amerikan halkına yapmak çok kötüydü. | Open Subtitles | كان ذلك تصرّفاً فظيعاً تجاه الشعب الأمريكي.. |
Telefon bağlantısı kötüydü. 4'mü, 4.30'mu, bilmiyordum. | Open Subtitles | خط التليفون سئ عندى لا أعرف ما إذا قلت الرابعه أم الرابعه و النصف |
Eve eli boş gelmek beni çok üzdü ama benim hiç çaba göstermediğimi düşünmen daha da kötüydü. | Open Subtitles | وشعرت بخيبة أمل بالدخول للمنزل بدونها ولكن الأسوأ كان إعتقادكِ أنني لم أُحاول |
O evin su tesisatı kötüydü ve karıncalar vardı. | Open Subtitles | هذا المنزل سباكته سيئه وملئ بالنمل الأبيض |
Sadece ilk karşılaşmamız ne kadar kötüydü diye düşünüyordum. | Open Subtitles | حسنا لقد كنت أفكر كيف كان لقائنا الاول فظيعا |
Valinin eş ziyaretini yasaklaması zaten yeterince kötüydü, şimdi de bu. | Open Subtitles | مِن السيء أصلاً أن يَمنعَ الحاكِم الزِيارات الزَوجية، و الآن هذا. |
Tüm akşamı altı adamla beraber geçirdim ki kötüydü. | Open Subtitles | لقد قضيت الليل بأكمله مع ستة أشخاص سيئين |
O dönemlerde İngiliz cezaevi sistemi berbat derecede kötüydü. | TED | في ذلك الوقت، كان نظام السجون الإنجليزية سيئًا إلى حد بعيد. |