kütüphanenin nasıl olabileceği hakkında deneme, yenilikçilik, sınırları zorlama örnekleriyle ilgili bombardımana tutulacaklardı. | TED | سيفاجؤون حينها بأمثلة عن الاختبارات، وعن الابداع، والتفكير بشكل أعمق عن ماهية المكتبة. |
Eski ve yeni planları karşılaştırdım. Eskiden kütüphanenin bulunduğu noktada şimdi... | Open Subtitles | لذلك طابقت المخطط القديم بالجديد وحيثما كانت المكتبة تماما فلدينا الآن |
kütüphanenin çoğu referans kitabının binanın bu kısmına göç ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن مراجع معظم المكتبة هاجرت إلى هذا الجزء من المبني |
Binadaki kütüphanenin arkasında bulunan bölüm patlayıcıları ve silâhları saklamak için biçilmiş kaftandı. | Open Subtitles | وكان ذلك أمراً جيداً لأننا كنا نخبئ الأسلحة والمتفجرات خلف مكتبة المعهد |
Bu gördüğünüz kütüphanenin alt kademesi burada sergilenenler sürekli değişiyor. | TED | هنا بعض الأجزء السفلى للمكتبة حيث تتغير المعروضات بإستمرار. |
kütüphanenin önünde dikilmenin şöhretime ne yapabileceği hakkında bir fikrin var mı? | Open Subtitles | هل لديك أدنى فكرة عن مدى تأثير وقوفي أمام المكتبة في سمعتي؟ |
- Evet. kütüphanenin ikinci zemin katındaki korkunç maceramdan döndüm. | Open Subtitles | أجل، عدت من المغامرة الشيّقة القابعة في قبو المكتبة الثانويّ. |
Geçen gece kütüphanenin dışında onları gösteren güvenlik kamerası görüntülerini aldık. | Open Subtitles | نحن فقط حصلت على هذه اللقطات الأمن الكاميرا من خارج المكتبة. |
kütüphanenin dışına zihni besleyebilecek bir mekan tasarlamak istedim. | TED | وخارج المكتبة أردت أن أقيم مكانًا لإثارة العقول |
Parkta pek çoğuna şahit olduk bazılarına da kütüphanenin içinde. | TED | وقع الكثيرون بالخارج في الحديقة، البعض داخل المكتبة. |
kütüphanenin yükselişi ve düşüşünün arkasındaki gerçekler daha karmaşık. | TED | حقيقة نشوء المكتبة وسقوطها أكثر تعقيدًا بكثير. |
kütüphanenin katipleri metinleri kopyaladıktan sonra orijinal metinleri alarak kopyaları gemilere geri gönderdiler. | TED | بمجرد أن يقوم كُتاب المكتبة بنسخ النصوص، فإنهم يحتفظون بالكتب الأصلية ويرسلون النسخ إلى السفن. |
İnsanlar, panoları kullanarak kütüphanenin kalabalık koleksiyonu arasında dolaşabiliyorlardı. | TED | باستخدام اللوحات، تمكن آخرون من التنقل بين محتويات المكتبة الضخم. |
Akademisyenler yıllarca, yangın şehre yayıldığı için kütüphanenin de yandığına | TED | لسنوات، اعتقد العلماء أن المكتبة احترقت مع انتشار الحريق في المدينة. |
Böylece bu mükemmel işi başlattılar. Önce 10, sonra 20 ve daha sonra daha fazla mimar geldi. Herkes bir kütüphanenin nasıl olması gerektiğini düşünmekle görevliydi. | TED | أولًا 10، ثم 20، ثم المزيد من المهندسين المعماريين، وأُسنِد لكل منهم مهمة تغيير مفهوم المكتبة |
Sağda gördüğünüz şey tam olarak metraj itibariyle kütüphanenin tasarımıdır. Sol taraftaki diyagramda, burada | TED | الذى ترونه بالجهة اليمنى فى تصميم المكتبة على وجه التحديد صندوق اللقطات وعلى جهة اليسار من الرسم التخطيطى , هنا |
O kütüphanenin başında iken, annenin bütün aile servetini çekler yazarak, hisse senetleri ve yatırımlarını devrederek | TED | لا يوجد شيء مثل الجلوس في تلك المكتبة وظهور عائلة هناك لتقول إن أمي وهبت كل ثروة العائلة. |
kütüphanenin hesaplarını toparlamak için buraya sık sık gelirim. | Open Subtitles | عادة ما آتي الى هنا لكي أسوي حساب المكتبة |
Annemi son gördüğümde Teksas'daki bir kütüphanenin penceresinden el sallıyordu. | Open Subtitles | آخر مرة رأيت أمي هي كانت تلوح من نافذة مكتبة في تكساس. الحق، أب؟ |
Herkes bir tane edinmeli, tamam mı? kütüphanenin alt seviyesini burada görebilirsiniz kitapları ve nesneleri. | TED | ينبغي لكل شخص الحصول على خاصته، حسناً. إذاً يمكنكم رؤية الجزء السفلي للمكتبة هنا الكتب والمعروضات. |
Gayzer gibiydi, kütüphanenin yarısı bakıyordu. | Open Subtitles | اندفعت الدماء كالنافورة، ونصف الحاضرين بالمكتبة كانوا يحدقون. |
kütüphanenin sözcüsünün akıl hocası olmak benim için büyük bir onurdur. | Open Subtitles | أنا أقبَل بسرورٍ شَرف مُستَشار الوساطة لوسيطِ المَكتبة. |
Bir süre burada olmayacağıma göre, kütüphanenin anahtarı sizde olmalı. | Open Subtitles | حيث أنني سأتغيب لفتره طويله,يجب أن تحصل علي مفتاح المكتبه |
Senin beynin bir silah ve araç ve kütüphanenin hepsinin içine sıkıştığı yer. | Open Subtitles | فعَـقلك هو سلاح وأيضاً أداة، ومكتبة كل هذا ملفوف كعبَّـوة واحِدة. |