Bu senin işin. Çocuk kütüphanesindeki bir kukla oyunu değil. | Open Subtitles | هذا عملك و ليس عرضٌ ما للدمى في مكتبة أطفال |
Evet, kağıttaki şerit izinin lisenin... kütüphanesindeki lazer yazıcıyla aynı olduğunu buldum. | Open Subtitles | أجل طابقت علامات الدوران المحوري على الورق بطابعة ليزر في مكتبة المدرسة الثانوية |
Standford kütüphanesindeki bir kitaba ait. | Open Subtitles | إنها من اجل كتاب في مكتبة جامعة ستانفورد |
Halk kütüphanesindeki internette sörf yapıyordum. | Open Subtitles | أتصفح الشبكة العالمية من داخل مكتبة عامة |
"Halk kütüphanesindeki ürpertici erkeklerden biri olmadığına emin misin?" | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أنكِ لستِ مجرد رجل مخيف يجلس في مكتبة عامة |
Hukuk kütüphanesindeki ders çalışma maratonumdan eve yeni dönmüşüm. | Open Subtitles | للتو عدت من مذاكرة مرهقة جداً في مكتبة الحقوق |
Harvard kütüphanesindeki en eski kitap nedir? | Open Subtitles | ما هو اقدم كتاب في تشكيلة مكتبة هارفارد ؟ |
Bizim okul kütüphanesindeki nadir eser ne idi biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعرف ما الذي يعتبر كتابا نادرا في مكتبة مدرستي؟ |
Kalbinin derinliklerinde okul kütüphanesindeki tozu kontrol etmediğin için geceleri uyuyamadığın oldu mu? | Open Subtitles | هل كنت تعلم انه في قلبك انه لا يمكنك النوم في الليل مالم تقم بتفتيش مكتبة المدرسه عن الغبار ؟ |
Ondan sonrada, okul kütüphanesindeki depo odada eski kitaplarla dolu bir kutuda gördüm. | Open Subtitles | ثم عثرت على صندوق به بعض الكتب القديمة في خزانة مكتبة المدرسة |
O bir kaç hafta önce Kongre kütüphanesindeki smokin giyilen gösterişli toplantıda onu dinlemişti. | TED | وهي كانت قد سمعت العازف " جوشوا بيل " في مكتبة الكونغرس منذ عدة اسابيع في حفلة رسمية للطبقة المخملية |
Thatcher'in kütüphanesindeki günlüğü görmek üzere yarın Philadelphia'ya gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهب الى فيلاديلفيا غدا الى مكتبة ثاتشر... لأرى يومياته |
Iskenderiye kütüphanesindeki astronomi yazilari yigini. | Open Subtitles | مكدسات علم الفلك من مكتبة الإسكندرية. |
Vassar kütüphanesindeki Ary Mccarthy koleksiyonu için yaptığımız gezi buna pek değmedi. | Open Subtitles | "رحلة إلى مجموعة "ماري مكارثي لدى مكتبة "فاسّار" ، لا يستحق ذلك بتاتًا |
dedim. O da "Ted Bundy'nin hapishane kütüphanesindeki biyografisinden." dedi. Her neyse, deli taklidini çok iyi yaptığını söyledi. | TED | قال: "أوه، من السيرة الذاتية لتيد باندي التي كانت لديهم في مكتبة السجن." على أي حال، هو ادعى المرض بشكل جيد جدا على حد تعبيره |
Chuck, Yüzbaşı'nın kütüphanesindeki alkol sürahisinden... nasıl kendine kıyak çekerdin hatırlıyor musun? | Open Subtitles | (تشاك), تذكر عندما كنا في الصف الثامن كنتَ تساعد نفسك للوصول إلى الإناء في مكتبة الكابتن؟ |
! Üniversite kütüphanesindeki kıza ne demeli peki? Henrietta. | Open Subtitles | ماذا عن تلك الفتاة من مكتبة الجامعة ، (هنريونا)؟ |
Bu işi hapishane kütüphanesindeki bir kitaptan mı öğrendin sen? | Open Subtitles | {\pos(190,180)\b1\fs22} هذه شيء تعلمته من "البوذا" السخيف من أحد الكتب في مكتبة السجن ، صحيح ؟ |
Aemon Usta'nın kütüphanesindeki çok eski bir kitapta. | Open Subtitles | كتاب قديم جداً فى مكتبة المايستر(أيمون). |
Ya da Hammond kütüphanesindeki gibi? | Open Subtitles | و مكتبة هاموند؟ |