Bu aşağılık herifi serbest bırakmak için, iki kadını gözünü kırpmadan öldüren adamdan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | تعني نفس الشخص الذي قتل امرأتين بدم بارد لكي يطلق سراح هذا الأحمق؟ |
Bu aşağılık herifi serbest bırakmak için, iki kadını gözünü kırpmadan öldüren adamdan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | أتعني ذات الشخص الذي قتل امرأتين بدم بارد ليطلق سراح هذا الوغد؟ |
Ama ben yine öldürmek zorunda kalacağım. Hiç tereddüt etmeden, gözümü kırpmadan. | Open Subtitles | هذا ما سيحدث هناك سوف تقتل دون تردد أو هذيان |
Güvenini sağlayacaksa, gözümü kırpmadan tekrar alırım. | Open Subtitles | ولجازفت مجدداً بلا تردد إن كان ذلك يعني الحفاظ على سلامتك |
Bayan Stoper,onu hamamböceklerini terlikleriyle öldürürken görseniz, siz gözünüzü kırpmadan üçünün işi bitmiş olur. | Open Subtitles | اوه سيدة ستوبر ,اه لو رايتيه وهو يقتل الصراصير بالشبشب, يقتل ثلاثة قبل ان ترمش عينك. |
Gözünü bile kırpmadan Bayan Favor'u vurmalarını söyleyebiliyorsan... kim bilir bizim hakkımızda neler düşünüyorsundur. | Open Subtitles | لو أنك تستطيع أن تخبرهم بقتل السيدة فيفور دون أن يطرف لك جفن فأنا أتساءل عن شعورك تجاه بقيتنا |
Gözünü bile kırpmadan insanları öldürüyor. | Open Subtitles | سيقتل في طرفة عين |
Kocasını gözlerinin önünde gözünü kırpmadan öldürdüğünü söylüyor. | Open Subtitles | قالت انكى قتلتى زوجها بدم بارد وكان لون عينيكى مختلف |
Oğlumu öldürdü ben de gözümü kırpmadan o kaltağı vurdum. | Open Subtitles | لقد قتلت إبني ولقد أطلقت النار على تلك السافله بدم بارد |
Atına bin Bill, yoksa gözlerini kırpmadan vuracaklar seni. | Open Subtitles | قبل أن يطلقوا النار عليك بدمٍ بارد |
Dün gece, gözünü bile kırpmadan bir kadını öldürdü. | Open Subtitles | بالليلة السابقة, قتل امرأة بدم بارد. |
Doğrusu Vasco o çocuğu gözünü kırpmadan vurdu. | Open Subtitles | الحقيقة هي أن "فاسكو" أطلق النار على هذا الصبي بدم بارد |
Gözünü kırpmadan insanları öldür, demedim ben. | Open Subtitles | لم أقل لك أن ترتكب جريمة قتل بدم بارد. |
Kendi adamını bile gözünü kırpmadan vurabilecek manyağın teki. | Open Subtitles | إنه من ذلك النوع من المجانين الذي يمكنه قتل أحد رجاله دون تردد |
Babanı tanıyorsun. Neler yapabileceğini biliyorsun. Gözünü kırpmadan öldürür. | Open Subtitles | إنّك عليمة بأبيك وبما يستطيع فعله، سيقتل بلا تردد. |
Gözünü bile kırpmadan buradan gitmiş olurum. | Open Subtitles | حسنا ،أنا سأختفي من أمامك قبل أن ترمش حتى |
Vay be, gözünü kırpmadan bayağı durabiliyorsun. | Open Subtitles | يمكنك أن تمضي الكثير من الوقت بدون أن ترمش يا فتى. |
Bu kadın tiyatrodaki yaratığı gözünü bile kırpmadan alt etti. | Open Subtitles | هذه هي المرأة التي واجهت ذلك المخلوق في المسرح دون أن يطرف لها جفن |
Bir daha karşıma çıkarsan gözümü kırpmadan vururum. | Open Subtitles | إن رأيتك ثانيةً... فسأرديكِ في طرفة عين |
Gözümü kırpmadan öldürebilmem için beni kandırmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تحاول اقناعي ان اقتله دون ان تطرف لي عين؟ |
"Daha o büyük gözlerini kırpmadan onu bıçaklıyorum." | Open Subtitles | "قبل أن تومض تلك العيون الكبيرة، اقوم بطعنها" |
İnsanların kafataslarının içine gözümü kırpmadan bütün gün elimi sokuyorum. | Open Subtitles | أنا أغرس يدي في جماجم الناس كل يوم ولم يرمش لي جفن |
Yani, olası her türlü ölümcül olaya gözünü kırpmadan atlıyorsun, hiç bir şey yokmuş gibi. | Open Subtitles | أعني، رأيتك شخصياً تضع نفسك في كل موقف قاتل ممكن تصوره ،بدون طرف عين كما لو أنه لاشيء |
Biraz önce bu ülkenin en karanlık adamlarını gözümü kırpmadan öldürdüm. | Open Subtitles | قتلت للتو أقوى شخصين في البلد دون أن ترف عيني |
Göz kırpmadan insanlara bakmayı ben de bilirim. | Open Subtitles | أنا أعرف أيضا كيف أنظر إلى الناس بدون أن يرف لي جفن |
Son olayda, bir çift dudak hareketi yapıyordu, soyguncu gözünü kırpmadan öldürdü.. | Open Subtitles | شخصٌ ما لم يحصل على تلك المذكرة في المرة الأخيرة، راويان كذبوا عليه وقتلهم كلاهما دون رمشة عين |