ويكيبيديا

    "kısıtlamalar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • القيود
        
    • قيود
        
    Ne kadar ışıklandırılabileceği hakkında da bazı kısıtlamalar var. TED وهناك أيضا بعض القيود حول مقدار الإضاءة التي يمكن أن تتوفر عليه.
    Tüm bu kısıtlamalar ilgili sorunun yalnızca belirtileri, sebepleri değil. TED كل هذه القيود تعالج أعراض المشكلة فقط، وليس الأسباب.
    Hannah'nın bu kitleri bize, bu tür şeylerin nasıl çalıştığını öğretmekte çok iyiler, fakat, tasarımlarında ki doğal kısıtlamalar öğrenmemizi de etkiledi. TED طقوم الالكترونات قوية جدا في انها تعلمنا كيف تعمل الاشياء ولكن القيود الكامنة في تصميمها تأثر في طريقة تعلمنا.
    bu alan imkansızmış gibi gelse de aslında kolayca ek kısıtlamalar eklenerek yapılabilir. TED وهذا هو مجال الشيء الذي يبدو مستحيلاً، وما يمكن فعله حقيقة ببساطة عن طريق وضع قيود إضافية.
    Eminim ki bazı yabancı yiyecek ve içeceklerin ithalatında kısıtlamalar olduğunu biliyorsunuzdur. Open Subtitles أنا متأكِد بأنكِ تعلمين أن هناك قيود على إستيراد الأطعمة والمشروبات الروحية الأجنبية
    Gıda ve İlaç Dairesi, yeni ilaçlar üzerinde başka ülkelerde olmayan sert kısıtlamalar yapıyor. Open Subtitles هيئة الدواء والغذاء تقوم بوضع قيود متشدده على الادويه الجديده أكثر من اي دوله اخرى
    Keşke, keşke bedenimin neden olduğu kısıtlamalar olmadan bu fikirlerin engelsiz bir şekilde ortaya çıkmaları için bir yol olsaydı. TED لكن ماذا لو كان هناك طريقة لتخرج هذه الأفكار دون أي عائق من القيود التي تحتمها علي جسدي.
    Bazı resmi olmayan kısıtlamalar vardı ancak tüm ticareti şiddetle veya sosyal baskılarla dayatıyorduk. TED كانت لدينا بعض القيود غير الرسمية، لكننا كنا نطبق كل تجارتنا عن طريق العنف أو الضغط الاجتماعي.
    Taşınabilir ve taşınamaz şirket mallarının yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında kullanımı ve mülkiyeti ve tüm kişisel mal varlığım yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında tek bir hissede bana dünyadaki her insandan daha çok neşe veren Maria Braun'a geçecektir. Open Subtitles فإن حق الملكية والاستعمال لملكيات الشركة سواء المنقولة أو الغير منقولة بإستثناء القيود المذكورة أعلاه
    "Sonraki kararlarla AIDS'in bir engel olduğu vurgulanmıştır sebep olduğu fiziksel kısıtlamalar nedeniyle ve onu çepeçevre saran, onun sosyal bir ölüm olma mecburiyeti, önyargısı... ilerleyerek onun gerçekten fiziksel bir engel olduğu". Open Subtitles القرارات اللاحقة صدّت بسبب عائق الإيدز لأن الطبيعة تفرض القيود والإجحاف الذي يحيط بالإيدز يؤدي إلى الموت الجماعي
    Ancak sosyal hayattaki kısıtlamalar nedeniyle.... bu kişiliği ortaya çıkaramıyorum. Open Subtitles وبسبب القيود المجتمعية وما شابه في الحياة الواقعية لا أستطيع ممارسة تلك الحقيقة النفسية
    Washington'da ki adamımız online kumar oyunları için kısıtlamalar koyuyor güle güle git bye bye. Open Subtitles رجالنا في واشنطن يؤكد لنا أن القيود على المقامره من خلال الانترنيت سوف تذهب
    Animasyona birçok kısıtlamalar konulduğu halde elinden geleni yaptı. Open Subtitles مع كل القيود التي كانت تفرض على الإنيميشن في ذلك الوقت قام بعمل كل ما يستطيع
    Kefalet onaylanır ancak bu ilave kısıtlamalar da uygulanırsa. Open Subtitles تم الموافقة على الكفالة و لكن مع مزيد من القيود
    Müslüman ve Hinduların dini özgürlüğüne kısıtlamalar. Open Subtitles قيود على الحرية الدينية على المسلمين والهندوسيين
    10:30' a kadar kısıtlamalar var. Open Subtitles لدينا قيود أمنية في المكان حتى 10: 30
    Üzgünüm ama tıbbi hikayesinde bazı kısıtlamalar olacak. Open Subtitles للأسف، سيكون هناك قيود على تاريخه الطبي
    Eğer bunu yaparsak, yeteneklerinde ciddi kısıtlamalar istiyorum: çoğalmak, şekil değiştirmek... Open Subtitles إذا فعلنا ذلك أريد فرض قيود شديدة على قدراتهم لا استنساخ ، لا تحويل بالأشكال...
    Yayın standartlarına yeni kısıtlamalar mı? Open Subtitles ما هذا؟ قيود إضافية على معايير البث؟
    Ayrıca kürtaj ve ifade özgürlüğü konularında kısıtlamalar mevcut. Open Subtitles وهناك قيود على الإجهاض وحرية الخطاب.
    Yeter ki kısıtlamalar olmadan işimin başına döneyim. Open Subtitles طالما أستطيع أن أعود إلى عملي دون قيود

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد