Burası şehrin en iyi kısmı değil. | Open Subtitles | خلل في الطاقة هذا ليس الجزء الأفضل من البلدة |
Terk etme kısmı değil artık ne istersem yapmama izin verecek olması kısmı. | Open Subtitles | أعني ليس الجزء الخاص بالهجر الجزء الخاص بأنها ستجعلني أفعل ما أريد |
Borsada işlem yaptığım kısmı değil... o gerçek. | Open Subtitles | ليس الجزء المتعلق بعملي السابق فهذا حقيقي |
Bu senin seçimindi. Pekala, belki çıplak olma kısmı değil. | Open Subtitles | كان هذا خيارك , حسناً ربما ليس جزء " عارى " |
Hayır, yatma kısmı değil, seni salak. | Open Subtitles | لا ، ليس جزء نومنا مع بعض يا أغبياء |
Ama acı veren kısmı değil bu. İyileşme kısmı bu. | Open Subtitles | ولكن، أتعلمين، ذلك ليس الجزء المؤلم .إنه الجزء المعافى. |
Hayır, önemli olan kadın kısmı değil. | Open Subtitles | ليس الجزء المتعلق بالآنسة هو المهم |
Acı veren kısım bacağımın olan kısmı değil.. | Open Subtitles | أنه ليس الجزء من ساقي الذي يؤذيني |
Fakat bu hikayenin en ilginç kısmı değil. | Open Subtitles | لكن ذلك ليس الجزء المثير في القصّة |
Bilirsin, ilk (sevişme) kısmı değil ama bu.. | Open Subtitles | تعلمين، ليس الجزء الأول منه |
-Bu zor kısmı değil, tatlım. | Open Subtitles | -هذا ليس الجزء الصعب يا عزيزي |
Bu en iyi kısmı değil. | Open Subtitles | هذا ليس الجزء الأفضل . |
Bıçaklama kısmı değil. O daha çok korkak gibi hissettirdi. | Open Subtitles | ليس جزء الطعن ذلك الشعور مثل الدجاج |
Hadım etme kısmı değil tabi, tamamen yerinde olduğunu düşünüyorum | Open Subtitles | ليس جزء الإخصاء ولكن أعتقد أنه حل عملي. |
Ölüm kısmı değil ama George. | Open Subtitles | (ليس جزء الموت يا (جورج |