Şirket anlaşması tetikçinin kıtayı terk etmesini emrediyordu, ben de ettim. | Open Subtitles | العقد مع الشركة كان يفرض مغادرة الرامي للقارة، لذلك تركت القارة. |
O yüzden, bu önemli işaretlerden, sinyallerden ve kıtayı çevreleyen değişim rüzgarlarından bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum. | TED | لذلك أريد أن أشارككم بعض هذه الإشارات الكرازية، أو العلامات، ورياح التغيير التي تجتاح هذه القارة. |
Bence bundan sonra gelecek olan yani dördüncü nesil kıtayı dönüştürmek için eşsiz bir fırsata sahip. | TED | أني أؤمن بأن الجيل القادم بعد هذا، أي الجيل الرابع، لديه الفرصة الفريدة لتحويل القارة. |
Gelecek programda Asya ve Avustralya boyunca seyahat edecek ve birbiriyle çelişen bu iki kıtayı kuşların gözünden izleyeceğiz. | Open Subtitles | في المرة القادمة، فإننا سوف نسافر عبر آسيا وأستراليا. لرؤية هذه القارات المتناقضة من خلال عيون الطيور. |
Sizleri, hep beraber karanlık bir kıtayı ziyarete davet ediyorum. | TED | أود أن أصطحبكم في زيارة إلى قارة معتمة. |
1866, kıtayı geçen tren yolunun yapımının başlaması, yeni bir dönem. Trenler ve yollara kestirmeler açmak için | TED | عام 1866: ابتدأ العمل في سكة الحديد العابرة للقارة وبهذا بدأ عصر جديد. لقد كيّفنا الأرض لتتلاءم مع السكك الحديدية |
Ben, kıtayı dolaşan enerjik Afrikalıları takip ettim. Fotoğraflarını çekiyorlar ve onları #myafrica. (#benimafrikam) etiketi ile gönderiyorlardı. | TED | و تابعت الأفارقة النشطاء الذين كانوا يسافرون في أرجاء القارة ، و يأخذون الصور لأنفسهم و ينشرونها في موقع أفريقيا لي. |
Ve onlar, kendi gezilerimde kıtayı dolaşırken tanışmaya başladığım Afrikalılarla aynı kişilerdi. | TED | وكان هؤلاء هم الأفارقة الذين بدأت اقابلهم في رحلاتي الخاصة في أرجاء القارة. |
Boston Üniversitesi beni doktora programına kabul edince, bu sefer kıtayı terk ettim. | TED | لذلك غادرت القارة حين قُدمت لي منحة من جامعة بوسطن من أجل شهادة الدكتوراه. |
Baylar, bu büyük kıtayı ilk keşfeden bizleriz. | Open Subtitles | ايها الرجال , نحن أول من غزا هذه القارة العظيمة |
Bu kıtayı alt ettik. Başka bir tanesini denemeye ne dersiniz? | Open Subtitles | لقد غزونا هذه القارة ماذا لو غزونا غيرها |
Oradan bitiş çizgisine, Kaliforniya'ya varmak için kıtayı geçeceksiniz beş dakikada! | Open Subtitles | وهناك ستعبروا القارة للوصول لخطّ النهاية في هوليود، كاليفورنيا في خمس دقائق |
Onu onlara verdikten sonra, Bu kıtayı sonsuza dek terk edeceğim. | Open Subtitles | بعد أن أعطيهم الماسة سأغادر هذه القارة للأبد |
Tüm kıtayı dolaştım. Oluşan tahribat çok korkutucuydu. | Open Subtitles | ترحلت عبر القارات لأهرب من ويّلات الرعب تِلك |
- Ben kıtayı boydan boya aşan demiryolu yapan adam olarak anılacağım. | Open Subtitles | حسنا، أنا سيذكر باعتباره الرجل الذي بنى سكة حديدية عبر القارات. |
- Ben kıtayı boydan boya aşan demiryolu yapan adam olarak anılacağım. | Open Subtitles | حسناً، سيتم ذكري بإعتباري الرجل الذي بنى سكة حديدية عبر القارات |
Bir kıtayı aldı ve onu bir ülkeye çevirdi. | Open Subtitles | و موحد الصين أخذ مقاليد القوة أخذ قارة و حولها إلى أمة |
Antaktika'da bir tek buz tabakası Birleşik Devletler'den daha büyük bir kıtayı örtüyor. | Open Subtitles | في القارة القطبية الجنوبية ، لوحٌ جليديّ واحد يطمر قارة أكبر من الولايات المتحدة |
1869: kıtayı geçen tren yolu bitirildi | TED | عام 1869: انتهى العمل في سكة الحديد العابرة للقارة. |
Ve bütün kıtayı tabana kuvvet mi gezelim, seni dahi adam? | Open Subtitles | ونعبر القاره مشياً على الأقدام , يالك من عبقري |
Okyanusun altında, iki kıtayı neredeyse tam ortadan bölen Atlantik-ortası sırtı da hâlâ yine bu iki kıtanın arasındaki, itici güç konumundadır. | Open Subtitles | وتحت المحيط، يُقسم حيد منتصف الأطلنطي القارتان بالتسواي تقريباً عند المنتصف، حيث ما زال يفصلهما عن بعضهما. |
Kırılma buradan başlayıp, kıtayı bölüyor ve günümüzdeki Güney Amerika ile Afrika kıtaları oluşuyor. | Open Subtitles | بدأ التشقق هنا لتنقسم إلى القارتين الحاليتين أمريكا الجنوبيّة وأفريقيا. |