Bir deniz biyoloğu ve yerel bir dalış merkeziyle birlikte, eseri İvan Kasırgası'nın mahvettiği bir alan olan Grenada kıyılarına batırdım. | TED | شكلت فريقًا مع بيولوجي بحري ومركز محلي للغطس، أغرقت العمل في ساحل غرناطة، في منطقة دمرها إعصار إيفان. |
Sadece Carolina kıyılarına yaklaştığımızı söylemek için gelmiştim. | Open Subtitles | لقد جئت فقط لأخبرك أننا قد تخطينا ساحل كاليفورنيا |
Ben kaderin Truva'dan kovarak İtalya'ya Lavinium kıyılarına sürüklediği ilk kahraman ve askerlerinin şarkısını söylüyorum. | Open Subtitles | الأغنيات التي أغنيها، والرجل الذي أتى من شواطئ تروي تجاوز قدره وأتى إلى إيطاليا ، ورائحة اللافيند التي تقوح منها |
Hava gemilerinin üssü, Toprak Krallığı'nın kıyılarına yakın, küçük bir adada. | Open Subtitles | قاعدة المناطيد على جزيرة صغيرة على شواطئ ممكلة الأرض |
Gözüpek gezginlerimizden biri bölgemizi ta Pasifik kıyılarına kadar genişletecek desenize. | Open Subtitles | أحد مستكشفينـا الشجعـان سيأخذ بمجـالنـا إلى الشواطئ البعيدة للمحيط الهـادي |
Büyük ve güçlü ordusunu İspanya kıyılarına çıkarabileceğine emin olmak zorundaydı. | Open Subtitles | كان عليه التأكد انه يستطيع ان يرسى اسطوله العظيم على سواحل اسبانيا |
Yarın sabah, ölümsüzlüğün kıyılarına çıkarma yapmış olacaksın. | Open Subtitles | صباح الغد، ستكوني فائزة بجسر لكي على شاطئ الخلود. |
Anne ve yavrusu 5.000 km'lik yolculuk sonunda Pasifik kıyılarına varıyor. | Open Subtitles | بعد ثلاثة آلاف ميل، الأم والصغير "وصلا أخيراً إلى ساحل "ألاسكا |
Kızıldeniz boyunca, Somali kıyılarına doğru yola çıktın. | Open Subtitles | خرجت من خلال البحر الأحمر بإتجاه ساحل الصومال |
Saatte 120 mil hızla korfez kıyılarına... yaklaştığından bahsediyoruz. | Open Subtitles | نتكلم عن رياح بسرعة 120 ميل في الساعة. قادمةٌ من ساحل الخليج. |
Bir dünya haritası ve bir makas alıp, Grönland'dan aşağıya doğru Güney Amerika kıyılarına ulaşana kadar kesin. | Open Subtitles | خذ خريطة للعالم ومقصاً و قص جوار جزيرة جرينلاند نازلاً حتي تصل إلي ساحل أمريكا الجنوبية |
Bunlar bir zamanlar fethin ardından Kolombiya’nın Karayip kıyılarına yerleşen eski zalim toplumun torunları, bu toplum, Karayip kıyılarına yükselen tenha bir yanardağa çekilmiş. | TED | سلالة حضارة استبدادية قديمة والتي كانت موجودة على ساحل الكاريبي لكولومبيا وفي أعقاب الغزو، تراجع هؤلاء الناس إلى قمم جبال بركانية معزولة والتي تشرف على السهل الساحلي الكاريبي. |
"Papazın görevi, hareket eden sular" "Dünya'nın kıyılarına saf bir boy abdesti" | Open Subtitles | تنيم الرسميات , الماء المتحرك يندفع بنقاء الى شواطئ الناس |
Petrolün Louisiana kıyılarına ulaşmasına bir hafta var. | Open Subtitles | سيستغرق النفط اسبوعًا لكي يصل إلى شواطئ لويزيانا, |
Ruhlarınızın kıyılarına vuran deniz dalgaları olmasına izin verin. | Open Subtitles | ليكن بدلاً من بحرٍ متموج بين شواطئ أنفسكم |
Şimdiyse Kuzey Donanması Güney kıyılarına demir atmış durumda. | Open Subtitles | والآن البحرية الشمالية قد رست على الشواطئ الجنوبية |
Ve öyle soğuklar ki bu Afrika kıyılarına... bazı şaşırtıcı canlılar çekiyorlar. | Open Subtitles | وهي باردة جداً، حيث تجذب بعض المخلوقات المفاجأة لهذه الشواطئ الأفريقية |
Onlar için iyi bir zaman arayan kıyılarına vurduğunda, boom! | Open Subtitles | وعندما يصلون إلى الشواطئ بحثاً عن قضاء الأوقات الجيدة |
Çölün ortasına aşılmaz bir tel örgü duvarı yapmak. Akdeniz'den, hareketli kumlar denizinin kıyılarına kadar.. | Open Subtitles | نبني سداً عبر الصحراء يستحيل إختراقه من سواحل البحر الأبيض المتوسط إلى الجنوب |
Sağlığı onu çok yakında Sicilya kıyılarına döndürecektir. | Open Subtitles | حالتهُ الصحية سوف تعود لهُ على سواحل صِقليىة قريباً جداً. |
Kuzeyliler, Wessex kıyılarına geldi. | Open Subtitles | ولكن الشماليين رسوا على شاطئ الممكلة السكسونية. |
Francisco Xavier Japonya'nın güney kıyılarına indi. | Open Subtitles | . على شواطيء اليابان الجنوبيّة |
Güney Amerika kıyılarına 100 km mesafede Aruba, Bonaire ve Curaçao bulunur. | Open Subtitles | أقل مِنْ 60 ميلِ مِنْ ساحلِ أمريكا الجنوبية , أروبا، بونير و كيروساو. |