Sanki endişelenecek hiçbir şey yokmuş gibi Kız kardeşinle ders çalışıyorsun. | Open Subtitles | تساعد اختك في حل واجبها وكأن ليس هناك ما تقلق بشأنه |
Belki de öyle, ama seni şehir sınırları içinde tutabilirim, veya Kız kardeşinle tekrar konuşabilirim. | Open Subtitles | صحيح, و لكن أستطيع أن أمنعك من الخروج عن المدينة أو, اتكلم مع اختك مرة ثانية |
Kız kardeşinle şu Cuma günkü toplanmayı yeniden programlayabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يُمكننا إعادة تحديد موعد الإجتماع مع أختك في الجمعة؟ |
Annem mesaj attı, Kız kardeşinle bugün öğlen yemeği yiyeceklermiş. | Open Subtitles | لقد راسلتني أمي وقالت إنها ستتناول الغذاء مع أختك اليوم. |
Bir yeteneği var. Bir kez olsun Kız kardeşinle gurur duy. | Open Subtitles | لديها الموهبة كن فخورا بأختك و لو لمرة واحدة |
Bilirsin hani, şey perdeleri kapattı ya böylece küçük Kız kardeşinle hoşça sohbet edebilecek. | Open Subtitles | لذلك أسدل الستائر ليتمتع بحوار لطيف مع شقيقتك |
Çünkü Kız kardeşinle daha önce konuşmadım bile eğer gelmezsen çok garip bir durum-- | Open Subtitles | لأنّني لم أتحدث لأختك قط، وسيكون الوضع محرجاً جداً إذا لم تظهر |
Sanırım dün gece Kız kardeşinle tanışmıştım. Bana bir kucak dansı yapmıştı. Adı Candy miydi? | Open Subtitles | اعتقد اني قابلت اختك الليلة الماضية رقصت لي رقصة خاصة كاندي؟ |
Eve gelince, oğlumuzla ilgili ana kararları Kız kardeşinle aldığını duyuyorum. | Open Subtitles | واعود للمنزل لاسمعك تتخذي قرارات مهمة لطفلنا مع اختك |
Kız kardeşinle çıktığı için olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | انتي لا تعتقدي انها تفعل ذلك بسبب انه يواعد اختك, |
Söyle bana. Kız kardeşinle büyüdün. Bu virüsü ilk elden gördün. | Open Subtitles | أخبرني فحسب، لقد تربيت مع أختك وأول من رأى هذا الفيروس |
Burada olacaklar yüzünden Kız kardeşinle bir ay telefonda konuşacaksın. | Open Subtitles | الامور التي ستجري هنا شتجعلك تتحدث مع أختك لشهر |
Yeni ziyaretçimizin kim olduğunu öğrenmek gibi basit bir iş için seni yolluyorum sen de Kız kardeşinle sohbete dalıyorsun. | Open Subtitles | سأرسلك في مهمة بسيطة لمعرفة من هو زائرنا الجديد وعليك أن تتوقف عن الثرثرة مع أختك |
Yeni Kız kardeşinle tanışmak istersin, değil mi? | Open Subtitles | تريد ان تلتقي بأختك الجديدة، أليس كذلك؟ |
Sevecensin. Kız kardeşinle nasıl ilgilendiğini görüyorum. | Open Subtitles | أعرف كم أنت طيب، أراك تعتني بأختك |
Sence Kız kardeşinle olan durumun muhakemeni etkiliyor mu? | Open Subtitles | تعتقدين ظرفك مع شقيقتك قد يغيم على حكمك ؟ |
Eğer kurtulamazsan Kız kardeşinle çıkacağım. | Open Subtitles | إذا لم تنج وأنا نجوت سأواعد شقيقتك |
Şu anda seninle konuşuyorum, Kız kardeşinle değil. | Open Subtitles | لكنني أتحدث إليك الآن، ليس لأختك |
Söz veriyorum bir daha karımla birlikte olmayacağım, Kız kardeşinle konuşmayacağım. | Open Subtitles | أُقسمُ بأنّني لَنْ أكذب على زوجتِي، ولا أتَكلّمَ مع أختِكَ ثانيةً. |
Kız kardeşinle beraber, yeni açılan restoran Rud'a girmeye çalıştık ama bizi almadılar. | Open Subtitles | أنا وأختك, حاولنا أن ندخل ذلك المطعم الجديد "رود" ولم يسمحوا لنا بالدخول |
Örneğin, yaşadığın duygusal hasar Kız kardeşinle ilgilenmek yerine benimle felsefik konuşmalar yapmana sebep oluyor. | Open Subtitles | على سبيل المثال، ضرركَ العاطفيّ الواضح يجعلني أجري الآن حواراً فلسفيّاً بدلاً من التفكير بشأن شقيقتكَ |
Kız kardeşinle evlenmek için senin rızanı alayım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد كُنت أُفكر فى أن .أطلب الزواج من أختكَ |
Tek bildiğim, Kız kardeşinle sen büyürken, biz ne yersek onu yerdiniz. Bahane yoktu. | Open Subtitles | كلّ ما أعرفه هو عندما كنتِ وشقيقتكِ تكبران كنتما تأكلان مما ناكله |
Neden Kız kardeşinle de çıkmıyor, olmuşken tam olsun. | Open Subtitles | لماذا دون أحرزنا انه ر الخروج مع شقيقة الخاص بك بينما هو في ذلك. |
Öyleyse neden Kız kardeşinle yattı? | Open Subtitles | وما الذي كان يفعله نائماً مع شقيقتكِ إذن ؟ |
"Kız kardeşinle birlikte batırdıkları bir geminin enkazını görmeye gittik. | Open Subtitles | "أختك وأنا ذهبنا لرؤية حطام مركب تم إغراقه" |