Kardeşim, lütfen altı paket samosasand, ve yarım kilo kızarmış tatlı. | Open Subtitles | أخي من فضلك أريد 6 سمبوسة ونصف كيلو من الحلو المقلي |
Her zaman kızarmış tavuk mu yiyorsun yoksa salata yediğin olur mu? | Open Subtitles | كن صادقاً معي، أتتناول الدجاج المقلي دوماً أم يمكنك أن تطلب سلطة؟ |
Eğer sen ve kocan açsanız içerde biraz kızarmış tavuğumuz var. | Open Subtitles | لدينا دجاج مقلي في الكبينة لو كنت أنت وزوجك جائعان ؟ |
Bu kızarmış bir şeyler yemememiz için bir neden değil, tamam mı? | Open Subtitles | لا يعتبر هذا شيئاً ليس بالإمكان حله بتناول شوكولا سنيكرز المقلية أتفقنا؟ |
kızarmış tavuk ve kızarmış patates yemeği, 1000 kalori ve %50 yağ içerir. | Open Subtitles | دجاجة مقلية وبطاطس مطحونه بها 1000 سعرة حرارية و دهون بنسبة خمسون بالمائة |
Yok, bana gizlice bütün bir kızarmış domuz getirmenizi istiyorum. | Open Subtitles | كلا، أريدك بشكل سري أن تقوم بإيصال خنزير مشوي كامل. |
Bol şanslar, çocuklar. Nerede kaldı benim kızarmış peynirim? | Open Subtitles | حظاً موقفاً يا صغار، أين جبني المشوي بحق الجحيم؟ |
Tavuklu kiş yaptılar kızarmış tavuk yaptılar ve en son tavuk McNuggets'ı ürettiler. | TED | صنعوا وعاء فطيرة الدجاج ، صنعوا الدجاج المقلي ، وبعد ذلك أخيرا قدموا الماك ناجتس الدجاج. |
Yemek yerlerken baktım, onlar da herkes gibi kızarmış hamur yiyorlardı. | Open Subtitles | حسناً ، لقد نظرت بينما كانوا يأكلون كانت من العجين المقلي ، تماماً مثل الآخرين عزيزتى؟ |
Yemek yerlerken baktım, onlar da herkes gibi kızarmış hamur yiyorlardı. | Open Subtitles | حسناً ، لقد نظرت بينما كانوا يأكلون كانت من العجين المقلي ، تماماً مثل الآخرين |
Ben bir kızarmış tavuk ve de taze fasulye alayım. | Open Subtitles | لنر أنا فقط سأخذ صدر دجاج مقلي بجانب حساء اللوبياء |
Ben bir kızarmış tavuk ve de taze fasulye alayım. | Open Subtitles | لنر أنا فقط سأخذ صدر دجاج مقلي بجانب حساء اللوبياء |
Koca bir tabak kızarmış patates ve muzlu süt. | Open Subtitles | .صحن كبير من البطاطس المقلية مع مشروب غازي |
- kızarmış piliç sever misin? - kızarmış piliç mi? Hem de çok. | Open Subtitles | هل تحبين الفراخ المقلية فراخ مقلية جيداً |
Sam! Üç güney usulü kızarmış tavuk, hepsinde patates olsun | Open Subtitles | سام، ثلاث دجاجات مقلية وبطاطا مخبوزة مع كل منهم |
Keşke kızarmış biftek olsaydı. | Open Subtitles | انا متأكد انني تمنيت اني قطعة ستيك مقلية |
Tepesinde kızarmış ahtapot ve az kavrulmuş kiraz domatesi. | Open Subtitles | على أعلاه أخطبوط مشوي وبندورة كرزية مشوية ببطء |
kızarmış tavşan ve yanında patates kızartması. | Open Subtitles | مع الأرنب المشوي و البطاطس المقلية بالعشب |
İsim vermeye, sonra da kızarmış peynir vermeye 5 saniye uzağım. | Open Subtitles | أنا بعيدة بخمس ثوان عن تسميته ومن ثم جعله جبنة مشوية |
Diğer bir şey de kızarmış ekmeği masadan atmak çünkü yapabilirsiniz ve ondan bir şey öğreneceksiniz. | TED | والشيء الآخر هو عندما تدفع الخبز المحمص من على الطاولة لأنك تستطيع، ولأنك ستتعلم أشياء من ذلك. |
kızarmış ekmek, sıcak süt, sıcak su şişesi, yatak, uyku. | Open Subtitles | خبز محمص ساخن، حليب ساخن، زجاجة ماء ساخنة، السرير، النوم. |
Hatta her gün yediği kızarmış peyniri de sevmiyordu artık. | Open Subtitles | حتى انها لا تتمتع لها يوميا الجبنة المشوية بعد الآن. |
Gerçekten kızarmış. Gidip göz doktoruma bir görünmelisin. | Open Subtitles | إنها حمراء عليك رؤية طبيبي للعيون |
Dengesiz bir bayan. Parmağımı kesti, sonra da onu kızarmış ekmeğe çevirdi. | Open Subtitles | سيده واحده غير متزنه ، تقطع اصبعى ثم تحوله الى خبز مقلى |
kızarmış ekmeği mutfaktan alıp yatak odana mı getiriyor? | Open Subtitles | يأخذ الخبز المحمّص من المطبخ إلى غرفة نومك؟ |
Yanaklar şişmiş rimel dağılmış burun hafifçe kızarmış. | Open Subtitles | وجنتانمنتفخة.. مكياج مبعثر ، أنف محمر قليلاً |
Yumurta, fasulye, kızarmış patates, sosis, domuz pastırması, 2 tost, bir bardak çay. | Open Subtitles | بيض, فاصوليا, رقائق بطاطا, نقانق, لحم مقدد, 2 خبز محمص و كأس شاي. |