Kızgınlık da dikkatinizi kazanmak için çok iyi bir yol, çünkü kızgınlığı biz seçmiyoruz. | TED | يعد الغضب أيضًا وسيلة جيدة لجذب الانتباه، لأننا لا نختار الغضب، |
Bu kızgınlığı başkalarıyla paylaşmak istiyoruz. | TED | نحن نريد مشاركة الغضب مع الأشخاص الآخرين. |
kızgınlığı ve dargınlığı hala geçmedi. Çünkü annesi onu hiç sevmedi. | Open Subtitles | لا زال لديه هذا الغضب والإستياء لأن أمي لم تحبه. |
O zaman bana kızgınlığı kontrol etmekle ilgili neler öğrendiğini söyle. | Open Subtitles | اخبرنا عن الدروس التي تعلمتها عن التحكم في الغضب |
Louis size Natalie'ye bir kızgınlığı olduğundan bahsetti mi? | Open Subtitles | هل لوي عبر عن اي شعور بالغضب تجاه ناتلي ؟ |
Hayır, normal bir kızgınlığı dahi ifade edemeyecek kadar şok altında. | Open Subtitles | لا, فهو بعيد كل البعد عن إلحاق الأذى أو للتعبير عن الغضب الطبيعى أو الإحباط |
O zaman bana kızgınlığı kontrol etmekle ilgili neler öğrendiğini söyle. | Open Subtitles | اخبرنا عن الدروس التي تعلمتها عن التحكم في الغضب |
Gwen'in babasına olan kızgınlığı geçince, sadece gülümsemesi geri gelmedi, aynı zamanda başka insanlardaki gülümsemeleri de farkeder oldu. | Open Subtitles | حالما تخلت غوين عن القليل من ذلك الغضب تجاه والدها لم تجد ابتسامتها مجدداً فحسب بل وجدت الابتسامات لدى الآخرين أيضاً |
Gelecek rol için bu kızgınlığı kullanabilirsin. | Open Subtitles | يمكن ان تستخدمي هذا الغضب في دور آخر في المستقبل |
Milyon dolarlarını kaybetsen hissedeceğin kızgınlığı tahmin edebiliyor musun? | Open Subtitles | اتعلم قدر الغضب الذي قد يسببه خسارة بليون دولار؟ |
Arkadaşımın kızgınlığı için özür dilerim. Sinir problemi var da. | Open Subtitles | آسفة لتصرّف صديقي العدوانيّ، لديه مشكلة في احتواء الغضب. |
Lilah yaşıyor ve geçen hafta sana kızgınlığı geçmiş. | Open Subtitles | لا تزال على قيد الحياة، و توقفت عن الغضب منك الاسبوع الفائت فقط. |
Evlat, kızgınlığı 1,5 km önce geçtim. | Open Subtitles | لقد تجاوزت مرحلة الغضب بميل أيها الفتي. |
Bu grup kızgınlığı karnımı acıktırdı. | Open Subtitles | كل هذا الغضب الجماعي جعلني جائعة |
Belki bu kız içindeki kızgınlığı dışa vurdu. | Open Subtitles | ربما هذه الفتاة جلبت بعض الغضب في لك. |
Bende bu kızgınlığı öfkeye dönüştürürüm. | Open Subtitles | ثم أحوّل الغضب إلى اهتياج |
Ben tüm kızgınlığı biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، أعرف بشأن الغضب جيداً |
Onların ortaya çıkardığı kızgınlığı kullan. | Open Subtitles | أستخدم الغضب الذي تجلبه |